2 Aralık 2015 Çarşamba

Genç Sahabiler Kitap Yorumu

Yazar: Veysel Akkaya

Sayfa Sayısı: 291

Baskı Yılı: 2014

Yayın Evi: Erkam Yayınları


Veysel Akkaya'nın Genç sahabiler kitabı akıcı dili ile o dönemde yaşayan genç sahabilerin Peygamber Efendimiz (sav) için yaptığı fedakarlıklarını anlatıyor. Bu sahabiler sırf inançları için çektiği işkence ve eziyetlere rağmen dinlerinden hiçbir şekilde vazgeçmediler. Hatta bazı genç sahabiler bu baskıyı en yakınları olan; anne, baba ve amcalarından gördüler. Ama buna rağmen tereddüt dahi etmeden Allah'a sığınıp, inandıkları davadan geri dönmediler.

Genç sahabiler kitabında yer alan, hemen hemen her sahabenin hayatı ve yaşayış tarzı çok dikkatimi çekti. Ve yaşadıkları zorluklar karşısında imanlarına hiçbir şekilde zarar vermeden korumalarına takdir ettim. Ve hemen gözümü günümüze çevirdim. Şimdilerde ise bırak genç, aklı beş karış havada müslümanları; olgun, aklı başı yerinde insanlar dahi en ufak zorlama ve işkenceye yada şan ve şöhrete hemen kanıp imanlarını zarar verirler. Ne kadar acı. Ama gerçek maalesef ki bu....

Bu kitabı bence genç, yaşlı. kadın ve erkek diye ayırt etmeden her Müslüman okumalı. 

Şimdi de size genç sahabi kitabındaki çok hoşuma giden bir bölümü paylaşmak istiyorum. Gerçi kitaptaki her bölüm hoşuma gitti. Ama bu bölümde Peygamber'imizin insanlar için söylediği güzel bir söz beni çok etkiledi.

Ebu Numan adında içki müptelası bir genç varmış. Bu genç içki içmesi yüzünden sürekli ceza ve ikazlar almasına rağmen içki içmeyi bir türlü bırakamamış. Onun bu durumunu gören Müslüman kişiler ona kızıp, lanet ve beddualar ediyormuş.

Günaha kapılmış bu gencin dışlanmasını Peygamberimiz hiç hoş karşılamadı. Hataya düşeni itmek kolaydı. Asıl marifet onu kötülükten kurtarmaya çalışmaktı. Bunun için Resullah (sav) şöyle buyurdu: ''Sakın Böyle demeyiniz ve kardeşiniz için şeytana yardımcı olmayınız. Bunun yerine şöyle deyiniz: Ey Rabbim, onu affeyle ve onu doğru yola göster.''

Peygamber Efendimiz, bir gencin günahtan nasıl kurtarılması gerektiğini gösteriyor. Onu yaptığı günahtan dolayı aşağılamıyor. Hak ettiği cezayı vermekle birlikle şahsiyetini incitmiyor, aksine ona dua ediyor. Onun yanında yer alıyor. Çünkü insana değil, yaptığı kötülüğe kızılır. İnsan Allah'ın yarattığı Şeref-i mahluk, varlıkların en üstünüdür. Taşlar içinde altın gibidir. Altın bir süre çamurda kalmış ise, onu alıp temizleyerek, layık olduğu yere koymak gerekir. 

İnsanı da düştüğü günah bataklığından çıkarıp, layık olduğu mertebeye kavuşturmak için merhametle yaklaşmak gerekir. Merhametle yaklaşanlara ne mutlu!...

Hoşça kalın.

0 comments: