Bir önceki
postumda yazdığım gibi son olarak
yere batan sarnıcını gezdikten sonra çocuklarda ve bizde gezecek takat kalmayınca
Ayasofya'yı gezemedik. Yarın nasıl olsa
Top Kapı Müzesini tekrar görmek için geleceğiz o zamanda Ayasofya ya gireriz diyerekten oradan ayrıldık. Sonrada kendimizi sahile attık. Sahilde bir şeyler yemek hemi de gezinmek için :)
Sahilden gezerken çekindiğimiz resimler...
Ogün akşam yemeğimizi sahilde yedikten sonra geceye kadar sahilde kaldık. Saat 10 da çocukların uykusu da gelince otelimize döndük.
Ertesi gün ilk olarak Top Kapı Sarayının gezmediğimiz yerlerini vede balkonunu tekrar gezdikten sonra Ayasofya Müzesine gittik.
Ayasofya ilk başlarda Hırıstiyanlar tarafından kilise olarak yapılmış daha sonra ise Osmanlılar tarafından İstanbul alınınca cami olarak kullanılmış ama şuan günümüzde de müze olarak bilinen çok güzel bir mimari yapıttır. Dünyanın 8. harikası içinde yer almaktadır.
Ayasofya'nın içinden çektiğimiz resimlere baktığınızda da ne kadar güzel bir bir yer olduğunu göreceksiniz.
Ayasofya iki katlı bir yer üst katına çıkarken çekindiğim resim.
Üst katında çekilen resim.
Üst katından alt katının gözüküşü.
Ayasofya müzesinin içinde bazı duvarlarında Ayasofya'nın eski halini gösteren tablolar var. Onlardan bazıların incelerken çekilen resim.
Papazların ayn yaptığı yer.
Ayasofya'nın çıkış vede giriş kapısı
Ayasofya'nın arka kısmından bir kare.
Ayasofya dan sonra şu dizilere konu olan Kapalı çarşıya gittik. Kapalı çarşının büyük olduğunu tahmin ediyordum etmesine; ama bu kadar büyük olduğunu hiç bilmiyordum. O kadar büyük bir yer ki gez gez bitmiyor kaç kapısı var çözemedim. Eve gelince netten araştırdığımda gördüm ki 22 adet kapısı varmış. ben bunlardan 4 veya 5 ni gördüm. Geri kalanı bir günde gezmek imkansız olduğu için bıraktık.
Kapalı çarşıya giderken çekindiğimiz resim.
Kapalı çarşının giriş kapısının birinden bir kare.
Kapalı çarşının içindeki çeşmeden Efenin elini vede yüzünü yıkarken çekilmiş bir resim.
Grand kapısı olarak bilinen kapısının karşısında olan Nuru Osmaniye camisine gittik. Grand kapısında çekindiğimiz bir resim.
Nuru Osmaniye camisinin içinden bir kare.
Nuru Osmaniye camisinde kuzucuklarımın namaz kılarken çektiğim resim. Bu arada bir maşallah alayım lütfen.
Kapalı çarşıyı gezdikten sonra Mahmut paşa ya indik. Ne kadar kalabalık bir yer öyle :) orda biraz alış veriş yaptıktan sonra Son olarak emin önüne indik. Haa bu arada Emin önüne şu İstanbulluların meşhur taşıma aracı olan Metrobüsle indik. Metrabüse ilk binişim; ama umarım son olur Allah'ım ne kadar kalabalık bir yer öyle insanlar birbirine yapışık şekilde duruyorlar. Hani bir söz vardır ya 'iğne atsan yere düşmez' diye . İşte aynen o durum söz konusu...
Emin önüne indikten sonra Emin önü camisini görmeden geçmek olmazdı:) Emin önü camisinin önünden bir kare.
Emin önü camisinin iç avlusundan bir kare.
Emin önü camisinin dış kapısında olan güvercinleri yemledik:) Emir'in güvercinleri kovalarken hali.:))
İstanbul da 3 gün kaldık son gün akşam yemeğinden bir kare. Emin önünde çok güzel Yörük dekorasyonu olarak restore edilmiş bir restorant da yemek yerken çekilmiş resimler.
Emir çok acıkmış kimseyi beklemeden yemeğini yerken:)) Zavallı kuzularım bizimle birlikte her yeri gezdiler. Büyüdüklerini bir kez daha anladım. Çünkü eskiden olsa gezmek istemezler parkta oynamak isterlerdi; ama öyle yapmadılar, bizimle birlikte -bizi üzmeden- her yeri gezdiler.
Bu şekilde İstanbul gezimize nokta koyduk. Biz bu 3 gün zarfında ancak
İSTANBUL TATİLİ 1,
2 VE
3 DE anlattım. Okumayanlar vede okumak isteyenler o linklerden bakabilirler.