29 Aralık 2016 Perşembe

Dinamometre Yapımı (evdeki malzemeler ile)

Merhabalar arkadaşlar. Büyük oğlum artık 5. sınıfta...
Yeni eğitim sistemine göre 5. sınıf ilkokul değil, orta okul grubuna giriyor, bildiğiniz üzere.

Emir'in bu sene orta okullu olması hemi bizim için, hemide onun için ufak çaplıda olsa bir bocalamamıza neden oldu. Henüz 10 yaşında olmasına rağmen 'artık ben büyüdüm' duygusu etrafındaki büyük orta okullu çocuklarından dolayı olsa gerek. Onun büyümesini ise biz ebeveynlerin halen kabul etmemesi ile de karşılaşınca; ister-istemez bir çatışmaya sebep oldu. Çok şükür ki sınıf ve rehber öğretmenlerin yol göstermesi sonucu orta yolu çoğu çocuk ve ebeveyn buldu.

Geçenlerde Fen bilgisi derslerinde dinamometre konusuna geçmişler. Orada ev ödevi olarak 'dinamometre yapalım' diye bir bölüm vardı. Emir o sayfayı göstererek:
- Anne birlikte dinamometre yapalım mı? dedi.
Akşam vakti. Evde olan malzemeler ile nasıl bir dinamometre yaparız diye küçük çaplı bir araştırma sonucu.
Dahi kocişkom ampul duyunun sapını kesip, bununla yapalım mı? dedi. :)
İlk başlarda ben şok. ''Nasıl olur? Olur mu? Olmaz mı?'' derken o yapmaya koyuldu bile...

Dinamometre Yapımı

Dinamometre nasıl yapılır?

Dinamometre için ilk olarak yukarıda da yazdığım gibi ampul duyu sapı, beyaz lastik, kırmızı keçe kalem, delgeç, paket lastiği ve anahtarlık halkası gerekli.

Dinamometre nasıl yapılır?

Ampul sapından bir bölümü kızgın bir şiş ile küçük bir bölüm açtı. Onun içine geçirilecek lastiğin boyutunu ayarlayıp, kestik. Ölçümü belirtecek yeri belli etmek içinde keçeli kalem ile kırmızıya boyadık. Sonrada ampul duyunun içinden o lastiği geçirdik. Kenarlarına da dinamometre ölçüm birimlerini yapıştırdık. En son anahtarlık halkasını ampul duyunun ucuna; paket lastiğini de beyaz lastiğin ucuna takıp tamamladık.

Dinamometre nasıl yapılır?

Sonrada lastiğin ucundaki paket lastiğine Emir'in fen bilgisi kitabını geçirip, onun dinamometre sini bulduk. Hemen onun ardında Efe'nin tüm ders kitap ve defterleri de ortaya çıkıp. Sırası ile dinamometre ölçümü yaptılar. Böylece bir ev ödevi olan dinamometre sayesinde, çocuklar için öğretici bir etkinlikte olmuş oldu. Çünkü en az 1-1,5 saat kesintisiz ev yapımı dinamometre ile oynadılar... 😃
Evet belki çok profesyonel bir çalışma olmadı. Ancak biz ailecek eğlenerek, tamamen evde olan malzeme ile yaptığımız farklı bir dinamometre yapmış olduk.

Emir sabah okula götürdüğünde ise; 
Öğretmen: Kimler kitaptakinden farklı bir dinamometre yaptı? diye sorduğunda bende bazı arkadaşlar ile birlikte parmak kaldırdım. Dedi...
Öğretmen: Kimler internetten yardım almadan yaptı? diye sorduğunda ise sadece ben parmak kaldırdım. Dedi...
Öğretmen sadece benim parmak kaldırdığımı görünce nasıl yaptığı merak edip.: ''Getir bakalım dinamometreni bir göreyim'' dedi. Bende öğretmene götürdüğümde, öğretmen dinamometre-mi inceleyip, nasıl yaptığımızı sordu? Bende nasıl yaptığımızı tek tek anlatınca şaşırıp: ''Belki yanılma payı olan bir dinamometre olabilir. Ancak tamamen farklı ve evdeki malzemeler ile yapılan bir dinamometre olmuş. Aferin dedi'' dedi... ;)

Arkadaşları ise: ''Emir zaten sen her zaman bizim yaptığımızdan farklı şeyler illaki yapacaksın demi'' demişler. 😅

Oğlum okul dönüşü büyük bir mutlulukla eve gelip; o gün fen dersinde neler yaşandığını ve neler konuşulduğunu büyük bir keyifle bizlere anlattı. Tabi aynı keyifle bizlerde dinledik... 😍


21 Aralık 2016 Çarşamba

Bayat Ekmekli İnegöl Köftesi Tarifi

Merhabalar arkadaşlar bu aralar biliyorum ki evinizde bayat ekmekler birikti... Bilirsiniz ki benim 6. hissim kuvvetli. Ben 'birikti' diyorsam; kesin birikmiştir. 😉 Eee madem bayat ekmekler birikti. O zaman hemen yeni bir tarif öğrenmeye ne dersiniz? Üstelik bu tarif 110 yıllık bir Balkan tarifi. Tamam, tam orjinalı kadar olmayabilir. Ama en az orijinalı kadar lezzetli; orası kesin bilgi...

Bayat Ekmekli İnegöl Köftesi Nasıl Yapılır?


Yukarıdaki fotoğrafta da gördüğünüz üzere bugün vereceğim tarif. Bayat Ekmekli İnegöl Köftesi Tarifi olacak.... 😋



Bayat Ekmekli İnegöl Köftesi Malzemeleri

  • 1 kilo gram orta yağlı dana kıyma (bulursanız biraz kuyruk yağı) 
  • 1 yemek kaşığı tuz 
  • 1 çay kaşığı karbonat 
  • 1 bardak soda ( maden suyu ) 
  • 2 adet orta boy soğan
  • 2 çay bardağı çok ince çekilmiş bayat ekmek

Bayat Ekmekli İnegöl Köftesi Nasıl Yapılır?


İlk olarak karbonatı ve sodayı karıştırın. Bu iki malzemeyi karıştırınca köpürecek siz bu köpüren malzemeyi direk kıymanın üzerine dökün. Sonrada tuz ve çekilmiş bayat ekmeği ekleyip, iyice yoğurun. Kapaklı bir saklama kabında bir gece bekletin... (İnegöl köfteyi diğer köftelerden ayıran baharatlarıdır. Bu köftede öyle alışa gelmiş köfte baharatları eklenmiyor. Hatta hiç baharat eklenmiyor.)

Bayat Ekmekli İnegöl Köftesi Tarifi

Ertesi sabah soğanları rendenin ince gözünde rendeleyip, ekleyin. Sonrada köfteyi iyice yoğurun. İsterseniz yoğurma işlemini mutfak robatı ile de yapabilirsiniz. Sakız gibi yoğrulmuş köfteden isterseniz sağlam bir sıkma torbasına koyup, ince uzun parmak gibi İnegöl köfteler yapabilirsiniz.

Benim sağlam sıkma torbam olmadığı için elimle şekiller verdim. Parmak uzunluğu ve kalınlığında yaptığınız İnegöl köftelerinin daha sonra üstünü streç film ile kaplayıp, 2-3 saat kadar biraz daha buzdolabında dinlendirin.

Bayat ekmekli İnegöl köftelerini pişireceğiniz andan 10 dakika kadar önce buzdolabından çıkarıp, oda sıcaklığında bekletin. Sonrada ızgara tavasında yağsız olarak arkalı önlü ızgara yapın.  Yada evinizde elektrikli mangal varsa onda pişirin. 

Bayat Ekmekli İnegöl Köftesi Tarifi

Ben bu bayat ekmekli İnegöl köftelerinden yazında yapıp, mangala giderken götürmeyi düşünüyorum. Bence hazır alınan İnegöl köftelerinden çok daha lezzetli ve sağlıklı. Nede olsa bu köfteleri siz yaptınız; içinde ne olduğunu ve hangi ortamda, nasıl yapıldığını çok iyi biliyorsunuz. O yüzden gönül rahatlığı ile çocuklarınız ile birlikte yiyebilirsiniz...

20 Aralık 2016 Salı

Muhafazakar Oteller Seçeneği

Tatil; insanların yoğun ve rutin geçen hayatlarına kısa bir mola vermesidir. Tatilde her insan eğlenceli vakit geçirmek ister. Çünkü uzun çalışma süreci boyunca, çoğu insan tatile çıkacağı anın hayalini kurarak yaşar. Elbette hayaller kurarak gittiği tatilden de memnun şekilde ayrılmak ister. Bunun için tatile gideceğiniz zaman o tatilden beklentiniz ne? Nasıl bir tatil sizin mutlu olarak zaman geçirmenize sebep olur? Ve en can alıcı soru. Tatile çocuklu mu; yoksa çocuksuz mu gideceksiniz? Soruların cevabını çok iyi şekilde bilip, ona göre bir tatil arayışında olmalısınız.

Muhafazakar Oteller Seçeneği


 Biz ailecek gittiğimiz tatillere, genellikle yaz tatillerinde gideriz. Bunun içinde nerede ise tüm kış nereye gideceğimize karar vermek içinde tatil yerleri ve turları hakkında araştırma yaparız. Muhafazakar bir aile olduğumuz için, otel seçimimizi de genellikle muhafazakar otel olarak yapıyoruz. Çünkü muhafazakar otellerde kadın ve erkekler için ayrı ayrı plajlar var. Özellikle yaz tatilinde havuzlarda yüzmekten çok denizde yüzmek isteyen kişiler için çok güzel oluyor. Ve tabi İslami otellerin de en sevdiğim yanlarından biri olan alkollü içecek bulunmaması.

 jollytur muhafazakar oteller

Aradığınız tüm özellikleri bağrında barındıran muhafazakar otelleri bulmak tabi öyle düşünüldüğü kadar kolay olmuyor. Bulunsa dahi dudak uçuklatan otel ücretleri ile tüm tatil hevesinizi yarıda bırakıyor. Bu gibi olumsuzlukları yok etmek için jollytur muhafazakar oteller seçeneği içinde çok rahatlıkla isteklerinize ve cebinize uygun bir oteli bulmak mümkün. Hazır erken rezervasyon imkanları da varken bence sizde, benim gibi tatile gideceğinizi yeri ve oteli biran önce ayarlayın...

15 Aralık 2016 Perşembe

Yerli Malı Yurdum Malı Haftası Kutlaması

Yerli malı haftası gelince ilk aklıma gelen söz: ''Yerli malı Yurdun malı, her Türk onu kullanmalı!'' sözleri gelir. Eskiden büyük bir coşku ve özenle kutlanan yerli malı haftası, artık eskisi gibi kutlanmıyor. Hatta bazı okul ve öğretmenler kutlamaya dahi tenezzül etmiyor.😲

Neyse ki bizim öğretmenimiz bazı öğretmenlerin yaptığı gibi yılbaşı kutlaması yerine; yerli malı kutlaması yaptırıyor. Bence, böylece tarihi bir değerimize sahip çıkmış oluyoruz. Bu tarz kutlamalarımız keşke, hep eskimeden devam etse!...

Yerli Malı Yurdum Malı Haftası Kutlaması


Bak şimdi aklıma ne geldi? Eskiden yerli malı haftası kutlamasında, birde ''meyveler konuşuyor!'' diye bir kora şiirimiz vardı ki; ayrı bir eğlenceliydi. Bir arkadaşımız Amasya'nın elması olurken, diğer başka bir arkadaşımız ise Anamur'un muzu, Giresun'un fındığı, Mersin'in limonu vb. olurduk. Kim hangi meyve ise; O, o meyvenin resminden bir şapka yapar, kafasına takardı. Gerçi şimdi o şekilde uzun boylu bir kutlama yapılmıyor. 😔

Biz bu sene, yerli malı kutlamasını, bazı anneler evden pasta, börek, kurabiye, sarma yapıp getirdi. Ve ayrıca pazardan alınan yerli meyvelerden de getirip, çocuklar ile küçük çaplı bir kutlama şeklinde yaptık.

Son günlerde gündemden düşmeyen acı olay ve haberlerden her ne kadar çocuklara duyurmamaya çalış-sakta; etkilenen çocuklar için çok güzel bir moral oldu. Kuzular önlerindeki yiyecekleri büyük bir iştah ve güler yüzle yediler...

Yavrularım Allah sizinle birlikte tüm Dünya çocuklarının gözlerinden yaş yerine kocaman gülümsemeyi eksik etmesin... Çünkü çocuklara ağlamaktan çok, gülmek yakışıyor...

10 Aralık 2016 Cumartesi

Tokideki sesin 5 aylık hamilelik günlüğü

Merhabalar arkadaşlar, hamilelik günlüğüme 5. ay ile devam etmek istiyorum. Malum benim hamileliğimin nasıl gittiğini merak eden arkadaşlar var. Onlar içinde bir bilgi olmuş olur.

Bugün tam tamına 21 hafta 2 günlük olduk. Kan değerlerinde ki düşüşte devam eden yükseliş durdu; yerine yine düşmeye bıraktı...😢 Bu durum kanımda pıhtılaşma yaptığı için riskli gebeliğe girmeme sebep olurmuş. O yüzden 2 hafta sonra riskli gebeliğe bir gözükeceğim. Bakalım sonuç bizim düşündüğümüz kadar korkunç mu? Yada fazla abartılacak bir durum yok mu? Göreceğiz... Bu arada dua edin de ben büyütmüş olayım...

Bebeğimin cinsiyeti ne?

Ben bu başlığı 4 aylık hamilelik günlüğünde atmış. Ve sonuç yüzde 90 erkek diye yazmıştım. Ancak bizim ufaklık bizi heyecanlandırmayı seviyor olsa gerek, bu aralar bir gözüküp, bir saklanıyor. Bu gözükme sonucunda da doktorlar bu seferde yüzde 80 kız demeye başladılar. Anlayacağınız sonuç tamamen muamma... Ufaklık bakalım nasıl bir sürprizle hayatımıza girecek. Sağlık ve sıhhatle girsin de gerisi önemli değil.

Kilo almamda ki son durum ne?

Kilo almaya yine son surat devam etmekteyim. En son 69 u gördüm. Doktora: ''Mide bulantılarımın ve kusmalarımın ara arada olsa halen devam ettiğini'' söylediğimde doktor bana direk kaç kilo aldığımı sordu. Bende: ''Bu zamana kadar 9 kilo aldım'' dediğimde.
'Sen ne yaptın kızım? Tüm hamileliğin boyunca alman gereken kiloyu ilk 5 ayda alırsan sonunu nasıl getireceksin. İyi ki bulantın var. Birde olmasa idi kim bilir kaç kilo alacaktın?' dedi. 😒
Haklı... Bu kilo alma sorunuma bir dur demem gerekiyor sanırım. Yoksa ipin ucunu fena halde kaçırırsam bir daha tutmam hayal olabilir. 


Tokideki sesin 5 aylık hamilelik günlüğü

Günlerim nasıl geçiyor?

Bu aralar şuursuzca örüyorum. Örmek beynimi boşaltmama ve hiçbir şey düşünmeden sadece örgüye odaklanıp, örmeme sebep olduğu için bana terapi gibi geliyor. Üstelik her ördüğüm örgüde ayrı ayrı hayaller kuruyorum. Buda beni mutlu ediyor. Yukarıdaki örgümü görüp: 'Bebeğin kız mı olacak?' diye soranlar oldu. Aslında kız ve erkek ikisininde giyebileceği renkler ile örmeye gayret etsem de; sanırım beynim kız renk ve modellerini seçtiriyor. Gerçi kız olduğu kesin olsa idi siz o zaman beni bir görseydiniz. Kırmızılar, pembeler, fuşyalar havada uçuşurdu ya, neyse... 😂

3 Aralık 2016 Cumartesi

Dikişsiz Bebek Süveteri Modeli (anlatımlı olarak)

Merhabalar arkadaşlar bu aralar gündemimde olan örgüden sizlerin çok beğeneceğini düşündüğüm bir bebek süveteri modeli vereceğim. Bu modelin yapımı çok basit. Üstelik bu modeli yapmak için öyle çok iyi örgü bilmenize de gerek yok! Sadece haraşo ve düz örgü örmeyi bilin yeter. Geri kalanını benim tarif ettiğim gibi yaparsanız. Aşağıdaki gibi çok şirin vede şık bir bebek süveterine sahip olmuş olursunuz. Sayıları ister azaltabilir, isterseniz de arttırabilirsiniz.
Bana soracak olursanız; yeni örgü yapıyor olanlar benim verdiğim sayılardan bire bir yapsın, ilk örgüsünü. Daha sonra ortaya çıkan süveterin boyutuna göre sayılarda oynama yapabilirsiniz.

Dikişsiz Bebek Süveteri Modeli (anlatımlı olarak)

Bu modelin orijinalini Derya Baykal'ın programında görmüştüm. Orada daha az ilmekler ile daha küçük bir süveter yapıyorlar. Hatta bu süveterin ismine de 'yeni doğan bebek yeleği modeli' diyorlardı. Ben sayıları kendime göre uyarlayıp, modeli biraz daha büyüttüm. Böylece bu süveteri 2 yaşına kadar giyilebilir.

İsterseniz daha fazla vakit kaybetmeden hemen modelin açıklamasına geçeyim de sizlerde dikişsiz yanlardan 3 er düğmeli bebek süveteri yada yeleğinden hemen yapın... 

Dikişsiz yandan düğmeli bebek süveteri nasıl örülür?

  • Süveteri bebek ipliği ile 3,5 ya da 4 numaralı bir şiş ile örün. Renk seçimini kendi zevkinize göre ayarlayın.
  • Süvetere ilk olarak 58 ilmek atarak başlayın. Daha sonra 7 sıra haraşo örün.
  • Sonrada kenarlarına düğme iliği yapmak için 9 ar sıra bırakın.
  • 9 sıra haraşo sonrada ortaya geçin orta kısma ister bir model koyun. İsterseniz de benim gibi düz örün. Daha sonra surat yada çiçek, böcek örüp aplike yapabilirsiniz.
  • 9 ar ilmek kenar haraşo, 40 ilmekte orta kısmı olacak. Bu şekilde 38 sıra haraşo, düz örgü ve yine haraşo şeklinde örün.

Dikişsiz Bebek Süveteri Modeli (anlatımlı olarak)
  • Yukarıdaki fotoğrafta da gördüğünüz gibi boyun kısmını koymadan önce yine tüm 58 ilmeği yine 7 sıra haroşa şeklinde örün.
  • Şimdi de boyun kısmı yapılacak. Bunun için 18 ilmek haroşa, 22 ilmek bitirin. Sonra yine kalan 18 ilmek haroşa örülerek sıra bitirilir..
  • Önce bir kenarı 16 sıra haroşa örün. Sonra diğer kenardaki haroşayı de yine aynı şekilde 16 sıra örün.
  • Şimdi de boyun için ortadan kestiğiniz 22 ilmeği ekleyerek, örgüye yine başladığımız gibi 58 ilmek olarak devam edin.
  • Yine aynı şekilde 7 sıra haroşa örülür. Daha sonrada 18 ilmek haroşa, 22 ilmek model yada düz örgü, 18 ilmek yine haroşa şeklinde örgüye devam edilir.
Dikişsiz Bebek Süveteri Modeli (anlatımlı olarak)

  • 24 sıra 18 ilmek haroşa, 22 ilmek düz ve yine 18 sıra haroşa şeklinde örgüye devam edin. Daha sonrada kenarlarındaki ilik yerleri için gerekli olan kulakları koyun.
  • Bunun içinde iki kenara da 13 er ilmek arttırın. 
  • 17 sıra kenar kulakları ile birlikte örün. Bu kulaklara kaç düğme koymayı istiyorsanız o kadar ilik açmayı unutmayın. Ben 3 er düğme koymak için iki kenardan da 3 er ilik açtım.
  • En son yine 7 sıra haroşa örüp, örgüyü bitirin.
Gördüğünüz gibi çok basit bir model sadece biraz sayılarla haşır neşir olacaksınız. Ama o sorunu da ben sizin yerinize çözüp, buraya yazdığım için çok basit şekilde örebilirsiniz. Örgüyü tamamladıktan sonra düğmelerini ve süslemelerini hayal gücünüze göre ayarlayıp, yapabilirsiniz.

Anneler, babaanneler ve anneanneler uzun kış akşamlarında boş boş tv izlemektense bu şekilde örgüler örerek çocuklarınızı ve torunlarınızı sevindirebilirsiniz. Yada yeni doğum yapacak anne adaylarının bebekleri için örüp, onları mutlu edebilirsiniz. Güzel olmaz mı? Bence çocukları ve gebeleri mutlu etmek çok güzel bir duygu...

Dikişsiz bebek süveterini dilimin döndüğünce anlatmaya çalıştım. Anlaşılmayan yada takıldığınız bir yer varsa bana yorum kısmından ulaşın. Sizlere yardımcı olurum. Hııı bu arada eğer bu modelden örerseniz bana fotoğraf gönderin. Bende sizlerin ismini vererek bloğumda paylaşayım. Nasıl, güzel olmaz mı?

1 Aralık 2016 Perşembe

Kıymalı Lahana Sarması Tarifi

Merhabalar arkadaşlar, lahananın her türlüsünü çok severim. Ancak bizim ailede benden başka kimse lahana sevmez. 😒

O yüzden -öyle sık sık- lahana evimizde pişmez. Ancak bazen o kadar çok özler ve dayanamaz hemen bir lahana sarması yada kabuska patlatırım. Üstelik bu aylarda birde hamilelik sebebi ile aşerme işin işine girince; isteklerimi daha ön planda tutmaya başladım.

Yine bir pazar günü pazar tezgahlarında boy boy dizilmiş lahanaları görünce; hemen burnuma kıymalı lahana sarması kokusu geldi. Tabi hemen ardında ağzımda sulanınca, hemen lahana tezgahından sarmalık bir lahana istedim. Adam lahanalara bastırarak içe doğru çöken, az damarlı bir lahana verdi.

Lahanayı eve getirip, hemen sarma yapmak için kolları sıvadım. İsterseniz şimdi sizlerde benimle birlikte kollarınızı sıvayın da birlikte kıymalı lahana sarması yapalım. Hııı olma mı?

Kıymalı Lahana Sarması Tarifi

Kıymalı lahana sarması malzemeleri

  • 1 adet orta boy beyaz lahana
  • 300 gr. kıyma
  • 2 adet orta boy kuru soğan
  • Yarım su bardağı pirinç
  • 1,5 yemek kaşığı salça
  • Tuz
  • Karabiber
  • Kuru nane
  • Sumak
  • Zeytinyağı
  • Maydanoz

Kıymalı lahana sarması nasıl yapılır?

İlk olarak lahananın yapraklarını ayırın.Ve tüm yaprakları tek tek yıkayın. Daha sonrada kaynar tuzlu suya yaprakları bastırıp, yapraklar yumuşayana kadar bekletin. Bir 5 dakika kadar bekleyince oluyor. İstediğiniz yumuşaklığa gelen yaprakları daha sonra bir süzgeç. yardımı ile kaynar sudan çıkarıp, hemen soğuk suyun içine atın. 

Lahanalar soğuk suyun içinde soğurken sizde bir kenarda soğanları ve maydanozları ince ince doğrayın. Ayıklayıp, yıkadığınız pirinç ve diğer baharatlar ile birlikte kıymanın içine koyup, elinizle bir güzel yoğurun.

Soğuk su içinde soğuyan lahana yapraklarını süzüp, sarmalık şekilde uzunlamasına şerit şekillerde kesin. Yaprakların sert, damar kısımlarını bıçak yardımı ile kesin. O kısımları lahanaları pişireceğiniz tencerenin en altına dizin.

Kıymalı Lahana Sarması Tarifi

Kesip, hazırladığınız lahana yaprakları sarmaya başlayın. Sarma işleminde de mantık aynen üzüm yaprağı sarması gibi en uç kısmına harçtan koyup, kenarlarını içe katlayarak sarın. Tüm lahana yapraklarını bu şekilde sardıktan sonra en alt kısmına yaprakların damar kısmı ile kapladığınız tencerenin içine sardığınız tüm lahana sarmalarını dizin. 


Sardığınız tüm lahanaları dizdikten sonra bir kaşık salçayı su ile ezip, lahana sarmaların üzerine dökün. Eğer kullandığınız kıyma çok yağlı değilse çok az şekilde en üstede zeytin yağı gezdirin. Sonrada lahanaların en üstüne bir tabak ile kapatıp, tenceredeki lahanaların yarısına gelecek şekilde su ilave edilir. Sonrada kısık ateşte ağır ağır pişirilir.

Kıymalı Lahana Sarması Tarifi

Evimizdeki diğer aile fertleri içinde kuru biber dolması doldurup, pişirdim. Onlar biber dolmalarını ben ise lahana sarmamı büyük bir iştahla, afiyetle yedim. 😋

Yapacak olanlara şimdiden kolay gelsin ve afiyetler olsun!

22 Kasım 2016 Salı

Mustela Bebek Bakım Seti Ürünleri Hakkında Bilgi

Merhabalar arkadaşlar,
Hamile iken yavrunuzu, karnımızda her türlü zararlı şeylerden korurken; doğduktan sonrada aynı özeni göstermek gerekiyor. O sebepten bence bebek alış-verişine ilk olarak bebek bakım ürünleri ile başlamak gerekiyor. Bende her gebe gibi Mustela markası hakkında geniş çaplı bir araştırma yaptım. Nede olsa çok değerli yavrumun nazik bedenine uygulayacaktım. Araştırmam sonucu çoğu anne ve babaların ilk önerileri arasında mustela yer alıyordu.

Dermokozmetika sitesinde yer alan yeni doğan bebek seti ilgimi çekti ve hemen sipariş verdim. Ürün elime geçen hafta ulaştı. Ve hemen ilk denemesini diğer kuzularım da denedim. Ve sonuçtan çok memnun kaldım. İsterseniz şimdi de bana gelen setin içinde yer alan ürünler hakkında teker teker bilgi vereyimde; yeni anne olacak acemi yada kafası karışık anneler için yardımcı olsun...


Mustela Bebek Bakım Seti Ürünleri Hakkında Bilgi

Dermo Cleansing Saç ve Vücut  Şampuanı


Jel kıvamı ile çok kolay sürülen şampuanın içeriğinde parepen ve sabun içermiyor. yüzde yüz doğal olduğunu söyleyemem; ancak  yüzde 90 doğal içerikli olan şampuan insanı rahatsız etmeyen hafif ve temizlik kokusunu andıran bir kokusu var.

Diğer kuzularıma kullandığım bebek şampuanların üstünde her ne kadar göz yakmaz yazsa da çocuklar banyo yaparken: ''anne gözümüz yandı'' diye yakınıyorlardı. Bu şampuanı denemek maksatlı kullanınca köpük yüzlerinde dahi olunca gözlerini açıp, baktılar. Ve hiçbir şekilde 'gözlerimiz yandı' demediler. Sanırım bizim küçük mucize doğana kadar ben bu şampuanı bitireceğim. Hemen bir şişe hatta iki şişe daha sipariş versem iyi olacak... 😉

Hydra Bebe Body Lody Lodion Nemlendirici Vücut Losyonu


Yeni doğmuş bebekleri sık sık banyo yaptırmak o bebeklere iyi gelir. Hatta eskiler, yeni doğan bebekleri sık banyo yaptırmanın iyi geleceğini. Çünkü suyun çocuğu besleyeceğini söylerler. Tabi sık banyo yaptırmanın birde dezavantajı var. Dezavantajı sık banyo yaptırılan bebeğin cildinde kuruma olur. Hatta bazı bebek derilerinde pul pul dökülme olur. Bu bazı bebeklerde genetik bir yatkınlıkta olabilir. Bebeğinizi cildinde kuruma yada dökülme varsa hydra bebe nemlendirici vücut losyonunu gönül rahatlığı ile kullanabilirsiniz. Çünkü hydra bebe kullanan bebeklerin cildini nemlendirdiği gibi cildin daha yumuşak olmasını sağlıyor.
Üstelik bu ürünü büyüklerde kullanabilir. Çünkü içerisinde ki  ''Başlıca doğal içeriği: Patentli doğal içerik Avokado Perseose, cildi nemlendiren Jojoba yağı, ciltteki su dengesini sağlayan F vitamini ve cildi yumuşatan Karite (Shea) yağ var.''
 Özellikle Ankara'nın keskin ayazı yüzünden, yüzümde oluşan kurulukları gidermek için nemlendirici olarak kullanmaya başladım. Yüzümdeki kuruluk gittiği gibi diğer kullandığım nemlendiricilere nazaran daha çok nemli ve yumuşak bir cilde sahip oldum. Sanırım bu ürünü de bebeğim ile birlikte ortak kullanacağım... 😏


Mustela Massage Oil Masaj Yağı

Bebekler masaj yapılmasını çok sever. Özellikle kolik bir bebeğe sık sık masaj yapmak gerekiyor. Masaj yaparken; masajın daha etkili olmasını isterseniz bir masaj yağı ile masaj yapın. Böylece bebeğinizin nazik cildini acıtmadan onu rahatlatabilirsiniz. Mustela masaj yağı ile yapılan masajlar sayesinde masaj saatleriniz daha keyifli hale gelir.
Mustela massage oil masaj yağının içerindeki cildi nemlendiren avakoda yağı, cildin sakinleşmesini sağlayan nar çiçeği yağı ve cildin beslenmesini sağlayan ayçiçek yağından oluşmaktadır. Cilde uygulamadan önce diğer masaj yağları gibi önce avuç içinize sıkıp, ısıtın. Daha sonrada bebeğinizin cildine masaj yaparak uygulayın. Akışkan yapısı sayesinde, ciltte kalıcı bir yağ hissi bırakmadan,emer. Ve içi rahatlatan kokusu sayesinde bebeğiniz masaj sonrası deliksiz bir uyku çeker.

Vitamin Bariyer 1-2-3 Pişik Kremi

Diğer iki çocuğumda da öyle çok yoğun ve zorlu bir pişik problemi yaşamadığım için bepanthol pişik kremi ile idare ettim. Ancak bir bebek markası olan mustela pişik kreminin vaatleri ve akışkan yapısı bana daha cazip geldiği için. Allah nasip ederse bu bebeğimde de bu kremi kullanmayı düşünüyorum. Kullandıktan sonra memnun kalıp, kalmadığımı anlatan geniş içerikli bir yazı yazıp, paylaşırım.
İsterseniz şimdi de mustela vitamin bariyerin vaatlerine hep birlikte bir göz atalım...
''Mustela bebek bakım ürünlerinden Vitamin Barrier Pişik Kremi 100ml bez değişimi sonrası kullanabileceğiniz bakım kremidir. Bebeğinizde pişik oluşumunu engellemek için her gün kullanabileceğiniz bu ürün bebeğinizin cildini rahatlatır. İdrar, dışkı ve bez sebebiyle bebeğin koruyucu cilt bariyerinde hasar oluşabilir. Vitamin Bariyer Pişik Kremi %98 doğal kökenli içeriğe sahip kremi bebeğin doğumundan itibaren kullanmaya başlayabilirsiniz. ''
Mustela merhaba bebek seti yüzde 25 indirimli hali ile dermokozmetika sitesinde bulunmakta.
http://www.dermokozmetika.com.tr/mustela
Üstelik çanta hediyeli. Eğer sizinde bebek bakım krem ve şampuanlarına ihtiyacınız varsa hemen hiç vakit kaybetmeden sipariş verin. Üstelik bu set yeni bebeği olan yada olacak olan kişiler içinde alınabilecek çok güzel bir hediye alternatifi olabilir...

19 Kasım 2016 Cumartesi

Tavada Kestane Pişirmenin Püf Noktaları

Kışın zorlukları yanında bir sürü güzellikleri de var. Misal benim 'kış denilince ilk aklıma gelen güzellikler' dışarıda lapa lapa kar yağarken sıcacık sobanın yanı başında tıpkı bir kedi gibi kıvrılıp uyumak yada gürül gürül yanan sobanın fırınında patatesleri, üstünde de kestaneleri pişirmek gelir. Evet günümüzde -özellikle büyük şehirlerde oturan kişiler- öyle sobalı evlerde oturmak yerine petekli evlerde oturuyorlar. O yüzden kışın güzelliklerinden pek faydalanamıyoruz. Ancak sobalı evde oturmamak demek; kestanede yememek demek değil.

Kestaneleri soba dışında da pişirmek mümkün. Nasıl mı? Takılın peşime bu akşam ailecek izleyeceğiniz filmin yanına mısır patlatmak yerine kestane pişirelim.... Hıııı güzel olma mı? 😉

Tavada Kestane Pişirmenin Püf Noktaları

Tavada kestane nasıl pişirilir?

İlk olarak kişi sayısı kadar 1 kilo yada yarım kilo kadar kestane alın. Daha sonra kestaneleri sivri uçlu bir bıçak yardımı ile bombeli tarafından enlemesine kesin. Burada dikkat etmeniz gereken kestanelerin içindeki ince zarı da kesmek gerekiyor. O zarı keseceğim diye sakın çok derine daldırmayın. Bu seferde kestaneleriniz pişerken parçalanır.

Tavada Kestane Pişirmenin Püf Noktaları

Tüm kestaneleri teker teker çizdikten sonra derin bir kapta, su içinde 2-3 saat kadar bekletin. Bu şekilde bekletilince kestaneler daha yumuşak olur ve piştikten sonra kabuklarından kolayca  ayrılır..

Kestaneleri suda beklettikten sonra, tam filmi açıp izleyeceğiniz zaman; hemen suyunu süzüp kurulamadan tavaya koyun. Tavaya yerleştirirken mümkün mertebe kestiğiniz bombeli kısımı üste gelecek şekilde yerleştirin. sonrada tavanın kapağını kapatıp bir 10 dakika kadar orta sıcaklı ocakta pişirin. Sonrada kestaneleri bir maşa yardımı ile alt üst edip, diğer tarafını da aynı şekilde pişirin.

Kestanelerin bıçakla kestiğiniz bölümünde açılmalar olmuşsa; kestaneleriniz pişiyor demektir. Bir iki tavayı sallayarak biraz daha pişirip, sonra ocağın altını kapatın. Sonrada bir beze döküp, üstünü örtün. Pişen kestanelerin ilk sıcaklığı geçtikten sonra hemen kabuklarını soyup, afiyetle yiyin.

Immm lezzetli mi? Lezzetli kestane kebaplarınız hazır! Şimdi sıra çok güzel bir film açıp, bu lezzetli kestaneleri afiyetle yiyebilirsiniz....

Yapacak olanlara şimdiden kolay gelsin ve afiyetler olsun efendim... 😊

15 Kasım 2016 Salı

Tablo Center İle Salon Dekoru

Merhabalar arkadaşlar, ev dekorasyonuna ne kadar düşkün olduğumu biliyorsunuz. Evimde zaman zaman ufak çaplı değişiklikler yapmayı çok seviyorum. Bazen ev dekoruna eklenen küçük bir obje yada tablo o evin havasını tamamen değiştirir. Böylece koskoca salonu yada evin herhangi bir odasında ki eşyaları tamamen değiştirmek yerine; sadece  o evin bir duvarına sizi yansıtan yada hayallerinizi anlatan bir tablo ekleyerek o evin ruhunu ve havasını değiştirebilirsiniz.

Tablo Center İle Salon Dekoru

Salonumun boş olan duvarı gözüme çok ruhsuz gelince; tablo center sitesindeki tablolara göz attım. Ancak bu sefer tek parça ve çerçeveli bir tablo yerine parçalı tablolardan kullanmak istedim. Çünkü evim spor tarzda olduğu için parçalı tablolar daha uygun olacağını düşündüm. Üstelik o duvarda baştan başa boş olunca 5 parçalı kanvas tablolara göz attım.

Tablo Center İle Salon Dekoru

O kadar çok kaliteli ve güzel tablolar vardı ki hangisini seçeceğime karar vermekte çok zorlandım. Ama buradaki tabloyu görünce resmen o tablo ile aşk yaşadım. Çünkü ilerde öyle bahçeli bir evde yaşamak en büyük hayalimdi. ''Bu hayalimi ilk olarak duvarıma asayım. Hem kim bilir belki hayalim bu sayede daha çabuk gerçekleşir.'' Diye düşündüm. Ve hemen siparişimi verdim. :) Sonuç ortada... 🙆

Farklı seçenekleri ile sizlere geniş bir yelpaze sunan tablolar sayesinde istediğiniz tarz ve desende bir tablo bulamama gibi bir durum söz konusu dahi olamaz. Eğer sizde evinizin herhangi bir odasında değişiklik yapmak istiyorsanız. değişiklik yapmadan önce; tablocenter.com sitesinde ki tablolara bir göz atıp, öyle karar verin. Derim... 😊

9 Kasım 2016 Çarşamba

Tokideki sesin 4 aylık hamilelik günlüğü

Merhabalar arkadaşlar; uzun bir aradan sonra nihayet yine bloğuma kavuşabildim. Şimdi bloğumda ki son yayının yayınlama tarihine baktım da -1 ay olmuş- bloğumu açtığım günden bu zamana kadar ilk defa bloğuma bu kadar zaman ara verdim. O yüzden benim için garipsenecek bir durum.


Bloğuma neden bu kadar zaman ara verdim?


Ara verme sebeplerimden biri hamilelik sürecimin sıkıntılı geçmesi. Ancak en önemli etken ise internet bağlantılarında ki sıkıntı yüzünden. Ahhh süperonline ahhh! Bununla ilgili yaşadığımız sıkıntıyı eşimi ikna edebilirsem ona yazdıracağım. Çünkü o zavallı asıl sıkıntıyı çekti. :(


Hamileliğim nasıl gidiyor?


Tam tamına 16 hafta 6 günlük oldum. İlk aylarda yaşadığım bulantı ve halsizlik sıkıntısından, çok şükür kurtuldum gibi... Gerçi bunu korkarak yazdım. Çünkü ne zaman ''bulantım ve halsizliğim geçti'' desem hemen ertesi günü aynı sıkıntıyı tekrar yaşıyorum. :/

Kan değerlerim ise istenilen değere yükselmedi. Ancak devamlı bir yükselme söz konusu olduğu için; bu iyi bir şey demekmiş... İsterseniz daha açık anlaşılması için sayılarla yazayım. Standart kan değeri 150-400 arası olması gerekirken benim kan değerim ilkinde 108 çıktı. Daha sonra 118 çıktı. En son ölçüldüğünde ise 125 çıkmıştı. Doktor: ''bu şekilde yükselirse istenilen sonuca gelir'' dedi. İnşallah öyle olur. Haftaya çarşamba günü 3'lü tarama için bir randevum daha var. O zaman bir daha kan değerim ölçülecek. Bakalım bu sefer istenilen sonucu bulabilecek miyiz?.

Bebeğimin cinsiyeti ne?


Yine en son yazdığım postta da yazdığım gibi bebeğimin cinsiyetini eş- dost bizden çok merak ediyordu. Biz dahil herkesin gönlünde bir kız çocuk yatıyordu. Ancak Allah yine bir erkek evlat nasip etti, sanırım. Gerçi sanırım demeyelim, kesin diyelim çünkü doktor yüzde 90 erkek dedi.

Evladımın erkek olacağına üzülmedim desem yalan olur. Evet biraz üzüldüm. Ancak yeniden minnacık bir çocuğumun olacağı hissi daha ağırlık bastı. Allah sağlıklı ve sıhhatli doğmayı nasip etsinde bırak erkek olursa olsun. Hem böylece 3 erkek kalbindeki yerimi 4 erkeğe çıkaracağım. Eşimin tabiri ile evin tek gülü olacaksın daha ne istiyorsun diyor. Haklı... ;)

Tokideki sesin 4 aylık hamilelik günlüğü

Hamilelikte kaç kilo aldım?


İlk başlarda vitamin haplarını atmak istemedim. Hatta bir attım 4 atmadım. Ama kan değerlerinde düşüklüğü görünce doktorun verdiği vitamin hapını atmaya başlayınca kilo almam biraz abartıldı sanırım. Çünkü en son tartıldığımda tartıda 64'ü görmüştüm. Hamileliğin daha ilk aylarında bu şekilde 5 kilo almam biraz kötü oldu. ''Aman olsun şunun şurasında bir daha mı hamile olacağım'' diye kafama pek takmayıp, canım ne isterse yiyorum. Doğum yaptıktan sonra ben spor hatta rejim yaparak veririm.

Yoksa bunlar hep züğürt tesellisi mi? Hamilelikte alınan kilolar verilmiyor muydu? :/

21 Ekim 2016 Cuma

Eviniz İçin Online Alışveriş imkanı: Evmanya

Ev dekorasyonu sevmeyen ve ilgilenmeyen bir kadın düşünülemez. Zaten biz kadınlar bunalımda olduğumuz anlarda ya saçlarımızı değiştiririz. Yada yaşadığımız alanda değişiklik yaparız. Böylece bir nebzede olsa rahatlamış ve bunalımımızı hafifletmiş oluruz.

Alışveriş yapmak, artık bildiğiniz üzere internet üzerinden daha kolay şekilde yapılıyor. Online yapılan alışverişler sayesinde birden çok ürün arasında seçim yapabilir. Üstelik bütçemize uygun ürünleri de kolaylıkla bulabiliriz.

Eviniz İçin Online Alışveriş imkanı: Evmanya


Evmanya sitesinde ev alışverişine dahil binlerce mobilya ve ev aksesuarı bulunmakta. Özellikle koltuk takımlarında bulunan indirim ve çeşitlere bayıldım. Bu aralar evim için bir koltuk takımı arayışında bulunduğum için koltuk takımlarına göz gezdirdim. Ve siteyi gezerken resmen kendimden geçtim. Her model öyle zevkli ve ince düşünülmüş haldeydi ki hangi modeli seçeceğim konusunda kafam karıştı.

Son yıllarda çok moda olan köşe koltuk takımından, ikili koltuk takımı ve klasik koltuk takımları olmak üzere bir sürü tarz ve modellerin olduğu koltuk takımları bulunmakta... Bu modellerden zevkinize, tarzınıza ve bütçenize uygun olanı seçin.

Evmanya internet sitesinde kolaylıkla alışveriş yapabilirsiniz. Ödeme şekilleri; kredi kartı, banka kartı ve havale şeklinde ödeme şekilleri vardır.  Ayrıca güvenliğe çok büyük önem veriyorlar. Kredi kartı bilgilerinizin korunmasını ve kesinlikle bir üçüncü şahıslarla paylaşılmamasını sağlanılıyor.

Misal bir ürün aldınız. Ürün evinize geldikten sonra o ürünün eviniz için uygun olmadığını yada şuanda acili yeti olmadığına karar verdiniz. Bu gibi durumlarda ücretsiz geri iade imkanı sayesinde de o ürünü çok kolay şekilde iade edebilirsiniz.

Sizinde ev dekorasyonu merakınız yada çeşitli ev ihtiyaçlarınız varsa mutlaka Evmanya sitesine ziyaret edin. Pişman olmayacaksınız....


8 Ekim 2016 Cumartesi

Tokideki sesin 3 aylık hamilelik günlüğü

Merhabalar sevgili okurlar, bu aralar canım ne yazı yazmak, ne okumak, nede hiç kimse ile konuşmak istemiyor. Adeta yazı yazmak ve bir şeyler okumak ve artı konuşmak beni yoruyormuş gibi... Ne zaman elime bir kitap alsam dahi midem bulanıyormuş hissine kapılıyorum. O sebepten elime aldığım kitapları aynı hızla hemen geri bırakıyorum.  :(

Tokideki sesin 3 aylık hamilelik günlüğü

Tek yapmak istediğim şey sadece yatmak, yatmak, yatmak....
İlk aylarda açık olan iştahımda iyiden iyiye kapandı. Hatta her sabah kalktığımda bir posta kusuyorum. Tabi boş mide olduğu için sadece sarı su şeklinde olan kusmuğum bir başladığında da bitmek nedir bilmiyor. Defalarca öğürme şeklinde kusmam devam ediyor. Hatta bazen öyle bir hal geliyor ki sanki karnımdaki bebeğimde kursağıma çıkıp, ağzımdan çıkacakmış gibi...

En son geçen hafta sonuçları almak için gittiğimde; doktorum kan değerlerimin beklenenin çok altında olduğunu söyledi. Ve hatta riskli gebeliğe bir git istersen dedi. Bu şekilde kan değerlerim düşerse kanda pıhtılaşma oluşurmuş. İkili tarama testini de yaptırdım. Haftaya onunda sonucunu alacağım. Bakalım o sonuçta kan değerlerim de bir yükselme söz konusu mu? Yoksa daha mı çok düşmüş göreceğiz. (inşallah yükselmiştir.)

Ultrasonda en son gördüğümüzde bebeğim çok hareketliydi. Hatta doktorum dahi şaşırıp: ''İlk defa bu kadar hareketli ve hareketleri senfoni şeklinde olan bir bebek görüyorum diye izledi. :)
Cinsiyeti ise halen belli değil. Şuanda benim ailem, eşimin alisi ve arkadaşların hepsi bebeğin cinsiyetini büyük bir merakla bekliyorlar. Tabi; iki oğlan çocuğundan sonra bunun kız olmasını onlarda çok istiyor. Hatta bebeğin cinsiyeti dahi belli olmadan isim konusunda ufak tefek anlaşmazlıklar dahi oluşmaya başladı. Sanki herkes kızmış hissinde olduğu için kız çocuğu ismi konusunda bu anlaşmazlıklar.

Yazı yazmak için adeta kendimi zorlayarak açtığım leptopu şimdi klavyeden bu cümleler düşerken sanki üzerimden büyük bir yük kalkıyormuş hissine kapıldım. Sanırım ben blog yazmayı çok özlemişim, farkında olmadan.

Bu arada kontrollere eşim ve Efe ile gittiğim için. Onlar ailemize gelecek olan küçük fert ile şimdiden tanıştılar. Şimdilik sadece büyük abi olan Emir daha kardeşi ile hiç tanışmadı. Emir okulda sabahçı olduğu için kontrol saatlerinde hep okulda oluyor.

Efe ise kardeşinin biran önce dünyaya gelmesini dört gözle bekliyor. Hatta son ultrason gösterisinde kardeşinin çok hareketli olduğunu görünce: ''Anne bence kardeşim kesin erkek. Ve 3 ay sonra dünyaya gelecek'' dedi. Neden diye sorduğumda ise: '' Baksana yerinde duramıyor. Hemen karnından çıkmak istiyor. Onun için debeleniyor'' diyor. :)

Şimdilik yorgun, halsiz ve zor şekilde geçen gebeliğime rağmen zaman zaman hayatımıza yeni bir çocuğun gelmesi hissini düşündükçe heyecanlanıyorum. Ve çoook merak ediyorum nasıl bir kişilikte? Nasıl bir görüntüde? Ailemizden en çok kime benzeyen bir çocuk olacak diye???

30 Eylül 2016 Cuma

Sevdiğin Sanatçılara Oy Vermek ve Kırmızı Halıda olma şansı yakalamak için son gün Pazar günü!

Sevdiğin Sanatçılara Oy Vermek ve Kırmızı Halıda olma şansı yakalamak için son gün Pazar günü!

Bu yıl 43.’sü düzenlenecek olan Pantene Altın Kelebek Ödülleri’nde televizyon ve müzik dünyasının yıldızları sizin vereceğiniz oylarla parlıyor. Oylamaya katılarak sevdiği sanatçıları ödüle bir adım daha yaklaştırdıktan sonra güçlü ve sağlıklı görünen saçlarıyla fotoğrafını paylaşan 10 kişi, ayrıca geceye katılarak benzersiz deneyimler yaşama fırsatı yakalıyor.



Bu yıl 43.'sü gerçekleşecek Türkiye’nin en prestijli ödül töreni “Pantene Altın Kelebek Ödülleri” için oylamada son hafta! Sevdiği sanatçıları oylarıyla destekleyenler arasından seçilecek 10 kişi ayrıca geceye Pantene’le hazırlanacak, kırmızı halıda sevdiği sanatçılarla tanışma fırsatı kazanacak.
Türkiye’nin sevilen yıldızlarını bir araya getiren “Pantene Altın Kelebek” ödül töreni heyecanına katılmak çok kolay. En sevdiği sanatçılara oy verdikten sonra güçlü ve sağlıklı görünen saçlarıyla fotoğrafını paylaşan katılımcılar, ödül gecesinde benzersiz deneyimler yaşama şansı yakalayacak. Seçilecek 10 kişi geceye Pantene’le hazırlanacak, alanında uzman kişilerden tavsiyeler alarak kırmızı halıda parlayan saçlarıyla yürüyecek.
Oylamaya katılmak ve gecenin yıldızı olmaya hak kazanmak için: http://www.pantenealtinkelebekodulleri.com/
Sosyal medyada  #PanteneAltinKelebek etiketini ve Pantene Türkiye Instagram ve Youtube sayfalarını takipte kalın!



Bir boomads advertorial içeriğidir.

22 Eylül 2016 Perşembe

Lezzetli Pasta Tarifleri Lezzet.com.tr

Merhabalar arkadaşlar, pasta, börek, tatlı ve yemeklere ne kadar düşkün bir aile olduğumuzu beni uzun zamandır takip eden kişiler bilir. Özellikle farklı lezzet ve görsellerde ki pasta tariflerini denemeye bayılırım.

Yemek tarifleri için artık eskisi gibi yemek kitaplarını karıştırmak yerine; blog ve yemek sitelerine göz atıyoruz. Çünkü internetlerde bizzat denenip, hazırlanmış ve çok güzel süslenerek sunum yapılmış tarifler bizlere daha cazip gelmeye başladı.

Deneyip memnun kaldığım bir yemek sitesi olan lezzet.com.tr den bugün sizlere bahsetmek istiyorum. Bu sitenin mutfak adına çok geniş bir yelpazesi var. Pratik yemek tarifleri ve detaylı tarifleri ile bu siteden ben çok şey öğrendim. Eminim sizlerde çok şeyler öğreneceksiniz.

Lezzetli Pasta Tarifleri Lezzet.com.tr


Siteden gözüme kestirdiğim bir kaç pastadan oluşan görseli yukarıya ekledim. Yukarıdaki görselde de gördüğünüz üzere göze hitap eden çok güzel pasta tarifi var. Üstelik bazı tarifleri videolu... Bu videolu tarifler sayesinde ''elimden hiç yemek yapmak gelmez'' diyen kişiler dahi çok kolay ve eğlenerek lezzetli pastalar yapabilir.

Misafirlerinize, özel günlerde yada doğum günü kutlamaları için gerekli olan pastaları hazır almak yerine kendiniz yapabilirsiniz. Ki ben son 4 yıldır çocuklarımın tüm doğum günü pastalarını kendim yapıyorum. Böylece gönül rahatlığı ile çocuklarıma ve eşe-dosta ikram edip yediriyorum. Ne de olsa içinde neler var? Biliyorum...

Üstelik farklı damak tadına ve göze hitap edecek şekilde çikolatalı pasta tariflerinden, çeşit çeşit meyvelerden oluşan meyveli pastalara kadar bir sürü çeşidi olan pasta tariflerini bu sitede bulmak mümkün.

Yöresel lezzetler ve klasik tarifler yanında Dünya mutfağından da tarifler var. Ünlü şeflerin verdiği tarifleri ve  küçük dokunuşları kullanarak bambaşka lezzetler ortaya çıkarabilirsiniz.

Eğer sizde kendi mutfağınızın şefi olmak istiyorsanız. Hemen siteye bir göz gezdirip, mutfağınızdan harika lezzetler çıkarmaya ne dersiniz?

19 Eylül 2016 Pazartesi

2016-2017 Eğitim ve Öğretim Yılına Başlamak

Merhabalar sevgili okurlar; uzun bir yaz tatili sonunda nihayet okullar açıldı. Evet nihayet diyorum çünkü benim kuzuların ikisi de okulundaki arkadaşlarını çok özlediler. Çok şükür ki ikisi de arkadaşlarından ayrılmadı. Ancak yepyeni öğretmenler ile 2016-2017 yılı eğitim ve öğretim yılına başladılar.

İsterseniz ilk olarak evin asisi olan Emir ile başlayalım. Emir bu sene 5. sınıf, yani yeni eğitim-öğretim sistemine göre orta okul 1. sınıf öğrencisi. Sabahçı olan kuzumu sabah erkenden kaldırıp, kahvaltı yaptırdıktan sonra; birlikte okul yollarına düştük.
Yolda ara ara yaptığımız muhabbetlerden de anladığım üzere her derse farklı bir öğretmen girecek olmasından dolayı biraz korkusu var.

İlk okul yılında dahi 4 tane öğretmen değiştirmiş bir çocuk olduğu için. Ona:
-Oğlum sen farklı öğretmenler ile birlikte ders yapmaya alışıksın. Diğer yıllarda sürekli öğretmenin değişmesine rağmen hiçbir şekilde afallama olmadan okula devam ettin. Keza aynı şekilde okul başarında da düşüş olmadığı gibi artışlar dahi oldu. O yüzden bence hiç korkma. Eminim sen tüm öğretmenlerine akıllılığın, dürüstlüğün ve çalışkanlılığın ile kendini sevdireceksin. Dedim.

Benim bu sözlerimden sonra biraz olsun rahatlayıp:

-Haklısın anne... dedi.

Müdür beyinde dediğine göre henüz bazı branş öğretmenlerinde eksiklik varmış. İki haftaya kadar öğretmen eksikliği hallolacakmış. (umarım biran önce tamamlanır.)

fotoğraf geçen seneden, bugün kuzularımın fotoğraflarını çekmeyi atlamışım. :(


Efe evin maskotu ise bu sene 2. sınıfa başladı. Onunda arkadaşları aynı. Ancak öğretmeni bu sene müdür yardımcılığa tayin edildiği için yeni bir öğretmen gelecekmiş. Yeni bir öğretmen gelene kadar çocuklar açıkta kalmasın diye şimdilik çocukların başında...

Emir sabahçı; Efe ise öğlenci. İkisinin de arkadaşları aynı, öğretmenleri değişecek. Bence bu durum pekte önemli değil. Nasıl olsa sınıf sayıları yükseldikçe farklı fraklı öğretmenler ile ders alacaklar. O yüzden şimdiden alışsınlar. Önemli olan sevdiği arkadaşları ile aynı olmaları. Çünkü o arkadaşları ile nerde ise 7-8 ay kadar yedikleri içtikleri ayrı olmayacak.

Benden durumlar ise; bu yıl anlaşılan okul yolunu yol edeceğim. Hatta okul yolunda doğurursam hiç şaşırmayın.. ;)

2015 ve 2016 eğitim ve öğretim yılına başlama yazım...

2014-2015 eğitim ve öğretim yılı yazım

8 Eylül 2016 Perşembe

Tokideki Ses'in 2 Aylık Hamilelik Günlüğü

Merhabalar sevgili okurlar, son 2 haftadır üzerimde büyük bir halsizlik ve yorgunluk vardı ki soymayın. Resmen elimi kolumu kaldıracak güç yoktu. O değilde; uykumda gelmiyor. Öyle bir enkaz yığını gibi kanepenin bir köşesine yığılıp kalıyordum. Bu durumlarımı hamilelik ile yorumlayıp; ufaktan ufağa bu hamileliğim diğer hamileliklerime kıyasla daha zor geçeceğinin sinyallerini almaya başlamıştım. Tabi bu durumda beni korkutuyordu.

Çünkü ben herne kadar hamile bir kadın olsam da; aynı zamanda sorumluluğumda iki tane çocuğum olan bir anneydim... Üstelik bu çocuklar okula gidecekler, Okulun açılmasına da sayılı günler kalmışken... Allah'ıma binlerce kez şükür olsun ki bu sabah gözümü açtığımda kendimi diğer geçen günlere nazaran daha enerjik ve güçlü olarak uyandım. (çok şükür)

Bunun şerefine hemen ekranın karşısına geçip, bir durum değerlendirmesi postu hazırlamaya koyuldum.

1-8 Haftalık hamilelik gelişmelerim


İlk olarak hamile olduğumu öğrendiğim günlerde büyük bir gaz sıkıntım vardı. Bu gaz sıkıntısı karnıma kramplar girmesine neden olduğu için iki büklüm halde kalıyordum. Bu sorunu çözmek için ilk olarak gazlı içecekleri hayatımdan tamamen çıkardım. Bol bol su içmeye başladım. Ki normalde de zaten çok su içen bir insan olduğum için hiç zorlanmadan içtim.

Herne kadar halsiz olsam da kendimi zorlayarak da olsa bol bol hareket edip, yürüyüşler yaptım. Ve çay içmeyi kahvaltı haricinde kestim. Onun yerine bitki çayları içmeye başladım. Şimdilik yaptığım bu durumlar gaz sıkıntımı çözdü gibi. Umarım tamamen çözülmüştür de, bir daha o şekilde sorun yaşamam.

Bu arada ben geçen iki hamileliğimde de öyle ne kan hapları, nede folik asit içmemiştim. Ama bu hamileliğimde ara ara da olsa folik asit içmeye başladım. Çünkü her gittiğim hastanede doktor folik asit içmemi önerince bende 1 gün içiyorsam 1 gün içmeyerekten olsa içiyorum.

Veee bulantı!.. İlk 3 ay bulantılarım diğer hamileliklerimde de olurdu. Bu hamileliğimde de var. Özellikle sabah kalktığımda her görüntü ve kokuya içim kalkıyor. Zar zor kahvaltı hazırlayıp, kahvaltı yapmaya başlayınca çok şükür ki geçiyor. Ama tabi burnumun koku alması çok hassaslaştı. Üst kattaki komşuların her öğünde ne yediklerinin kokusu ve yaptıkları temizliklerde ki deterjan kokusu burnuma kadar geliyor. :(

Fiziksel olarak ise ilk zamanlar gaz sebebi ile sanki bir 4-5 aylık hamili gibiymiş gibi olan karnım indi. Dışarıdan beni görenler hamile olduğumu halen anlamıyor. Söylediğim zamanda şaşırıp ''yaaa öyle mi? Hiç belli değil'' diyorlar. Ama tabi biliyorum ki bu ilerleyen haftalarda değişecek. Bakalım bu hamileliğimde kaç kilo alacağım hep beraber göreceğiz.

Tokideki Ses'in 2 Aylık Hamilelik Günlüğü

Yukarıda ki fotoğraftaki fasulye kadar olan şekilde bebeğimin ilk fotoğrafı. Şimdilik cinsiyeti belli değil. Sağlıklı sıhhatli osunda gerisi önemli değil. Diye dilim söylese de içimden kız çocuğum olsun istiyorum. Ancak abileri onunda erkek olmasını istiyorlar. Çünkü erkek kardeşleri olursa ona oyuncaklarını vereceklermiş. Veraset olarak kardeşlerini görüyorlar. :) Ben 'olsun oğlum kız kardeşiniz olursa ona da verirsiniz' dediğimde bana : ''anne kız kardeşimiz olsa bizim oyuncaklarımızı beğenmez. O yüzden erkek olsun'' diyorlar. :)

Tabi şaka bir yana cinsiyeti ikinci plan. Allah sağlıklı sıhhatli. Ve hayırlı bir evlat nasip etsin... Gerisi teferruat, nasıl olsa...


1 Eylül 2016 Perşembe

Kışlık Domates Konservesi Tarifi (ev yapımı)

Merhabalar sevgili okurlar, bugün eylül ayına, namı değer hüzün ayına girdik. Eylül ayı için hüzün ayı denir. Ancak bana göre hüzün ayından ziyade kışlık konserve, turşu ve sos ayı olarak bilinir. Bu ayda her şeyin doğalını ailesine sunmak isteyen biz annelerin mutfağında hummalı bir çalışma olur.

Bende sizlere henüz 2. postasını yaptığım kışlık domates konservesi tarifimi paylaşacağım. Eminim çoğu anne biliyor ve yapıyordur. Ancak henüz tecrübeli olmayan kadın ve annelerden bilmeyenler vardır. Onlara yol göstermek maksatlı ve Tarifler çubuğundaki kategorimde bu tarifinde yer almasını istediğim için; uzun zamandır aklımda olan, ancak devamlı ertelediğim yayını nihayet bugün paylaşacağım. ( Ne demişler geç olsun; ama güç olmasın..)


Kışlık Domates Konservesi Tarifi (ev yapımı)


Kışlık domates konservesi malzemeleri

  • 10 kilo domates
  • 2 yemek kaşığı konservelik tuz
  • 2 yemek kaşığı zeytin yağı
  • Cam kavanoz
  • Kullanılmamış kavanoz kapağı

Kışlık domates konservesi nasıl yapılır?

İlk olarak domatesler genişçe bir leğende tertemiz yıkanır. Daha sonrada üzerine su ısıtıcısında kaynattığınız suyu döküp, sıcak su içinde bir kaç dakika bekletin. 

Daha sonrada sıcak suda bekletilen domatesleri tek tek soyun. Sıcak suda bekleyen domatesin kabuğu daha çabuk soyulur. Tüm domateslerin kabuğunu tek tek soyduktan sonra her domatesi sırası ile tek tek doğrayın. Sakın rondodan geçirmeyin (sulanır) 


Kışlık Domates Konservesi Tarifi (ev yapımı)

Tüm domateslerin doğrama işlemleri bitirdikten sonra genişçe bir tencereye doğradığınız tüm domatesleri ekleyip, pişirin. Domatesler tencerede kaynamaya başladıktan sonra bir 10-15 dakika kadar daha ara ara karıştırarak pişirin.

En sonunda indirmeye yakın zeytin yağı ve tuzunu da ekleyip, son kez bir kez daha karıştırıp, ocaktan indirin. Sonrada temiz kavanozlara bir kepçe yardımı ile sıcak sıcak doldurup, yeni kapaklarını sıkıca kapatın.( Cam kavanozları her sene aynı kavanozu kullanabilirsiniz. Ancak kapaklarını her sene yenileyin. Yoksa diğer türlü konservenin kapağı iyi tutmadığı için atar ve kışlık konserveleriniz bozulur)

Kavanozları doldurup, kapaklarını sıcak sıcak kapattıktan sonra hemen tezgah üzerine ters çevirerek koyun. Bir gece o şekilde beklettikten sonra güneş görmeyen bir yere kaldırın. Ben tüm hazırladığım kışlıkları bodrumdaki kilerimize kaldırıyorum...

Kışın yemeklerde, makarnalarda, çorbalarda, soslarda hatta içine  iki yumurta kırıp menemen gibi kahvaltılarda dahi kullanabilirsiniz. Bu kışlık domates konservesi kışın resmen her yemekte eliniz gidecek ve içinizden ''keşke yazın daha fazla yapsaydım' diyeceksiniz. O zaman kışın bu pişmanlığı yaşamamak için hemen kollarınızı sıvayın ve kışlık domates konservesi yapın...


27 Ağustos 2016 Cumartesi

Ödemiş Köftesi Tarifi

Merhabalar sevgili okurlar, bugün sizlere İzmir'in meşhur köftesi olan ödemiş köftesinin tarifini paylaşacağım. Ödemiş köfte diğer köfteler gibi içine bayat ekmek\galete unu girmiyor, Onun yerine irmik giriyor...

Ödemiş Köftesi Tarifi

İrmiği genellikle tatlılarda çok kullanırız. Ancak köfte içinde de en az tatlılara yakıştığı kadar yakışıyor. Bence görüntüsü dillere destan, lezzeti olay olan ödemiş köftesinden sizlerde yapın. Pişman olmayacaksınız....


Ödemiş Köftesi Tarifi

 Ödemiş köftesi malzemeleri

  • Yarım kilo kıyma
  • 1 Çay bardağı irmik
  • 1 adete kuru soğan
  • Kimyon
  • Karabiber
  • Tuz 
  • Tere yağ
  • Toz kırmızı biber 
  • Yarım ekmek (siz bu ekmeği bayat ekmekleri değerlendirmek için, bayat ekmeklerden kullanın)
  • Domates
  • Maydanoz

Ödemiş köftesi nasıl yapılır?

İlk olarak kuru soğanı alıp, bir rende ile rendeleyin. Daha sonrada yoğurma kabına kıymayı, irmiği, baharatlarını ve biraz önce rendelediğiniz soğanı da ekleyip, yoğurun.

Köfte harcınızı bir güzel yoğurup hazırladıktan sonra dinlendirmeden hemen harçtan parçalar koparıp, parmak şeklinde şekiller verin. Aşağıdaki kolajda gözüküyor...

Ödemiş köftesi nasıl yapılır?

Tüm ödemiş köftesi harcını parmak şeklinde şekiller vererek hazırladıktan sonra üzerini streç film ile kaplayıp, buzdolabına kaldırın. En az bir yarım saat kadar dinlendirin. Burada ödemiş köftesinin bir başka özelliği köfteyi dinlendirmek. Onun için siz bu köfteleri gece yapın, sabaha kadar buzdolabında dinlendirin. Yada sabah yapın ve akşam yemeği saatine kadar dinlendirirseniz köfteniz daha güzel olur.

Köfteyi kızartacağınız zaman ilk olarak bir tavada tereyağı ve toz kırmızı biberi alıp, eritin. Sonrada yarım ekmeği (siz bayat yarım ekmek kullanacaktınız unutmayın) ortadan ikiye kesip erimiş olan tereyağınıza bandırın. Ekmeğin her tarafına kırmızı toz biberli tere yağ ile yağladıktan sonra istediğiniz şeklide kesip, servis tabağının en altına döşeyin.

Köftelerinizi de döküm bir tavada her tarafı eşit şekilde kızartın. Sonrada kızarttığınız ödemiş köftelerini de tereyağlı bayat ekmeklerin üzerine dizin.

En son üzerine domates dilimleri ve maydanoz ile süsleyip, servis edin. Afiyetler olsun...


Ödemiş köftesi nasıl yapılır?

Bu arada bu ödemiş köftelerini isterseniz mini bir piknik yapacağınız zaman enlemesine ortadan ikiye bölüp, tere yağ ile yağladığınız ekmeğin içine ödemiş köftesini koyup, ekmek arası ödemiş köftesi hazırlayabilirsiniz. Sonrada ailecek yaptığınız mini pikniklerde yanında bir tane ayran ile afiyetle yiyin. Gerçekten de çok güzel oluyor. Biz genellikle parklarda piknik yapacağımız zaman piknik menümüz ekmek arası ödemiş köftesi ve ayran ikilisi oluyor.

Yapacak olanlara şimdiden kolay gelsin ve afiyetler olsun...


25 Ağustos 2016 Perşembe

Tokideki Ses'in Hayatındaki Yeni Mucize

Merhabalar arkadaşlar, bugün sizlere, dün haberdar olduğum bir müjdeyi paylaşmak için geldim...


hamile olduğumu öğrendiğim akşamı babamız hemen bir pasta aldı. Ve küçük çaplı bir kutlama yaptık. :)


Yaklaşık 3 ay önce biz ailecek evimize yeni bir nefes, yeni bir kalp atışının girmesini çok istedik. Aslında bu düşünceye daha 6 ay önce Efe'nin ''anne neden benim bir kardeşim yok? Herkesin kardeşi var; ama benim yok'' demesi üzerine kafama takılmıştı. Ancak pek üstünde durmamıştım.

Çekirdek ailemiz ile yaptığımız her muhabbette devamlı yeni bir çocuğun ailemize girmesi hakkındaki konuşmalarımız üzerine düşündümde; sanki biz evimize yeni meleğin girmesini -ailecek- çok istiyoruz... Bunun üzerine okulların kapanması ile birlikte bu konuyu ciddi ciddi konuşup, kararlaştırdık. Evet yeni bir mucize istiyorduk!. Ancak bu yeni mucizenin bizim hayatımıza mutluluk ve hayır getirmesini istiyorduk. O yüzden her namaz arkasında ''Allah'ım hakkımızda hayırlı ise nasip et. Hakkımızda hayırlı değilse nasip etme'' diye dua ettim. Binlerce kez şükürler olsun ki, Rabbim nasip etti. İnşallah hayırlısı ile dünyaya sağlıklı ve sıhhatli olarak gelir... (hani amin yok mu?)

Hamile olduğumu nasıl anladım?

Yeni bir meleğin hayatımıza girmesine karar verdiğim andan itibaren her rengli oluşumda garip duygulara kapıldım. Tarifi imkansız bir duygu... Şöyle belirteyim ki; Ne hamile olmadığıma sevindim, nede üzüldüm. Sanki bir boşluğa düşmüş gibi hissiz kaldım.

Son iki haftadır. Üzerimde büyük bir gerginlik vardı. Devamlı duygu değişimi yaşadım. Bazen çok mutlu olup, kahkahalar ile gülerken; aniden yoktan sebeplere sinirlenip. Karşımdaki kişiye adeta 'neden gözünün üstünde kaşın var' diye çatmak istedim. Birde üzerimde aşırı yorgunluk ve halsizlik var ki, evlere şenlik. Mutfaktan su almaktan dahi yorulur ve soluk soluğa kalır oldum. İlk başlarda 'acaba havalar yüzünden mi böyleyim' diye düşünürken. Bu durumun üstüne pazar günü canımın aşırı tavuk döner çekmesi ve pazartesi günü kahvaltısında da aşırı mide bulantısı üzerine; kendi kendime teşhisi koydum. Ben hamile idim... Yalnız emin değildim, ya değilsem?..

Bu durumu kesinleştirmek için hemen en yakın ecza haneye gidip bir hamilelik testi aldım. Veeee bingo testi uygular uygulamaz hemen 3-4 saniye içinde iki çizgi nem net çıktı... Evet 3. bir çocuğa hamileydim!... :)

Hemen bu durumu çocuklarım ile paylaştım. Ki zaten onlarda yeni bir kardeşin hayatlarına girmesini yukarıda da yazdığım üzere aylar öncesinden konuşuyorlar ve istiyorlardı. O yüzden ikisi de çok mutlu oldu. Hemen beni kanepenin üzerine oturtup, Emir sırtıma kırlent koydu. Efe de hemen mutfaktan bana bir bardak su getirdi. Bundan sonra benim her istediğimi yapıp, onlar bana hizmet edeceklermiş. (ilerleyen aylarda bu düşünceleri değişecek mi? Yaşayıp, göreceğiz..)

Kocişko ise bana son bir haftadan beri sürekli bir test alıp, yapmamı istiyordu. Çünkü o yine benim 'yok hamile değilim' sözüme karşın; yine hamile olduğumu iddia ediyordu. Yine diğer çocuklarımda oldu gibi benim hamile olduğumu benden önce anladı. ;)
Ama biz yinede çocuklar ile konuşup, bu müjdeli haberi babamız eve gelince söyleyip, ondan bir tatil sözü almayı kararlaştırdık. Ve başardıkta. İnşallah kurban bayramında kısa bir tatil arası vereceğiz.

Şimdilik çok yeni olan hamileliğin keyfini yaşıyorum. Ancak ilerleyen aylarda neler yaşayacağımı yaşayıp, hep beraber göreceğiz. Bu arada tokideki sesin bloğunda bundan sonra zaman zaman hamilelik günlüğü yazıları şeklinde yeni bir seri olacak, haberiniz olsun. Yanlız bu hamile günlüğü serisi yanında yine diğer kategoriler enerjim ve sağlığım müsade ettikçe devam edecek, merak etmeyin...

19 Ağustos 2016 Cuma

Çocukların dışarıda oyun oynamasına izin veren annenin imtihanı

Bende bizim jenerasyon gibi sokaklarda oyun oynayan çocuklardandım. Tıp ki diğer çocuklar gibi öğlen yemeğini doğru düzgün evde yemez. Annem her defasında 'gel de doğru düzgün yemek ye' sözlerini tınlamaz, ekmek arası bir şeyler ister. Sonrada elime aldığım dürümü ısıra ısıra dışarı çıkıp. Oynadığım oyuna kaldığım yerden devam ederdim. Akşam ezanına kadar oynama sürem olur. Ezanlar okununca koşa koşa eve giderdik.

Sokakta oyunlar oynayan çocuklar olarak bizlerin ne kadar şanslı olduğumuzu hemen hemen her pedagog yazdığını da gördükçe; çocuklarımı sık sık dışarı çıkardım. İlk başlarda küçük oldukları için kendi başlarına sokağa bırakmaz, benimle birlikte indirirdim. Özellikle Emir'i 8 yaşına kadar arkadaşları ile birlikte aşağı indirmedim. Ama bu durum Efe için daha erken oldu 5,5-6 yaşlarında abisi ile birlikte onları sokağa çıkmasına izin verdim. Gerçi bunda etrafında oyun alanları olan bir sitede oturmamızın da etkisi büyük.

Sokakta çocuklar oyun oynayınca ekrandan uzaklaşıyor, arkadaşları ile sosyalleşiyor, annesi olmadan kendi başının çaresine bakmayı öğreniyor gibi bir sürü artıları var. Ancak bunun yanında duyduğumuz çocuk tacirleri, organ mafyaları gibi bir sürü embesil insanlarda sokaklarda olduğu için ister istemez biz analar; korkarak çocukların aşağı inmesine razı oluyoruz.


Çocuklar her aşağı inme zamanlarında onlara: ''aman sitenin etrafından uzaklaşmayın, biri sizi çağırırsa yanına gitmeyin, biri size dokunursa bağırın, kimsenin verdiğini yemeyin/içmeyin, birbirinizle kavga etmeyin, Emir kardeşini gözünün önünden ayırma, Efe abinin sözünü dinle, biri size bir şey derse gelin bana söyleyin'' gibi ardı sıra sıralan tembihlerimi de ettikten sonra çocukları aşağı inmesi için bırakırım. Çocuklar aşağı inince hemen ya yemek yapmaya koyulur, yada evi temizlemeye başlarım. Ancak benim veletler her 10 dakika da bir Emir; bir 10 dakika sonrada Efe zile basıp, ya birini şikayet eder, yada evden su, oyuncak ve yiyecek gibi bir şeyler ister. İsterseniz sizlere dün yaşadığımız günü özet olarak yazayım da benim ne demek istediğimi anlayın...

Çocuklar sabah hemen sitenin önünde olan kur'an kursuna sabah 9,15 gibi kahvaltı yapıp gittiler. 12,30 da tekrar eve geldiler. Onlar eve gelince hemen sofrayı hazırlayıp, birlikte yemek yedik. Sonra kursta neler öğrendiklerini ve neler yaptıklarını bana sırası ile anlattılar. Tabi bunun yanında birbirlerini şikayet edip, ispiyonlama da var. Sonra günlük bir saat tablette oyun oynama saatlerini kullanmak istediler, izin verdim. Süreleri bittikten sonra her 'hadi kapatın,. Zamanınız doldu' ikazlarıma 'anneea bir 5 dakika dahaaa!' diye bir 10-15 dakika daha uzatıyorlar ki, ona da ayrı gıcık oluyorum. Sanırım bununla ilgili ayrı bir yazı yazsam daha iyi. Çünkü bu konuda da çok dertliyim, çoookk!...

Neyse efendim ben bizimkilere zar-zor tableti kapattırıyorum. Zaten bu sırada da bizim kapı zili çalar ve komşunun çocukları 'Emir ile Efe aşağı inebilir mi? Aşağıda top oynayacağızda' diye... Bizimkiler arkadaşlarının seslerini duyunca hemen koşup, gelip, İkisi bir ağızdan 'annea ne olur izin ver, aşağı inelim, n'olur n'oluuuuuur!' diye ısrarlarına razı olup. 'tamam gidin ama, sitenin yanından uzaklaşmayın, kimsenin yanına gitmeyin, kimsenin verdiği bir şeyi yiyip\içmeyin' diye sıralamaya başladığımda ikisi bir ağızdan tamam biliyoruz. 'biri bize dokunursa annne! diye bağıracağız, kavga etmeyeceğiz' diye benden önce tembihlerimi, benimle dalga geçerek sıralama başlarlar. Şımarık veletler ne olacak ;)

Onlar arkadaşları ile birlikte aşağı inince bende hemen akşam yemeğini yapmaya koyulmak için mutfağa geçer geçmez; hemen kapı zili yine çalar. Kapıyı açarım karşımda Emir...
'Ne oldu evladım, niye geldin? Kardeşin nerede?' sorularıma.
'anne kardeşim, arkadaşlarım ile birlikte beni bekliyor. Ben top almaya geldim.' diyerek topunu alır gider. Tabi ben yine arkasından dikkatli oynayın. kimse ile kavga etmeyin diye hemen bir iki ikaz daha yükleyip, kapıyı kapatır. Sonrada tekrar mutfağa geçip, ne yemek yapsam diye düşünmeye başlarken bizim kapı zili yine çalar. Bu sefer Efe...
'ne oldu Efe?' 'anne abim beni oynatmıyor?'
'git abini bana çağır' Efe koşarak giderken, yavaş git, düşeceksin, dikkatli ol. Diye hemen arkasından yine ufak çaplı bir ikaz uyarısı yapar sonra tekrar akşam için ben n'yapacaktım? diye düşünmeye koyulur koyulmaz. Yine kapı zili çalar. Emir ile Efe...
Emir: ne var ya annne!
Ben: kardeşini de oynat. Yoksa aşağıda top oynamanıza izin vermem.
Emir:Ama kardeşim oyunumuzu bozuyor, onu oynatmam, banane bananaeeee!
Ben: O zaman sende oynayamazsın. Efe sende oyun bozarlık yapma. Doğru düzgün oyun oyna. Yoksa bir daha aşağı inmenize izin veremem.
Efe:Tamam anne düzgün oynayacağım. Ama abim de beni oynatsın. Hemen Emir'e bakarım.
Emir: İyi tamam oynasın. Ama oyunumuzu bozarsa, hemen oyundan çıkartırım. Hemen Efe'ye bakarım
Efe: İyi tamam. Bozmayacağım..

Der ve ikisi birden aşağı iner.

Ben yine ne yemek yapacaktım?' sorusunu düşünmeye kaldığım yerden devam ederken. Köfte patates yapmaya arar verir. Kıymayı derin dondurucudan çıkarıp, patatesleri soymak için almaya gidip, alır. Sonrada müzik açıp, elime bıçağı tam almışken. Kapı yine zııır zırıır çalıyor. Hemen kapıyı açar. Bu sefer karşımda Emir, Efe ve mahallenin diğer çocukları 'susamışlar'

Her çocuğa teker teker su verip, susuzluklarını da giderdikten sonra onlar, aşağı iner. Bende hemen bıçağı elime alıp, patates soymaya koyulurum. Bu sefer aşağıdan Emir 'annneeaaa! annneeeaaa!' diye bağırıyor. Balkona çıkıp: 'Ne oldu?'
Emir: anne kardeşim yine şımarıyor. Oyunumuzu bozuyor. Kardeşimi yanına çağır.
Ben: Efe bak doğru düzgün oynamazsan; bu sefer abine izin verir, sana vermem...
Efe: Ama ben top oynamak istemiyorum, su tabancası ile oynamak istiyorum.
Ben: İyi tamam sana su tabancanı vereceğim, ama abinlerin üzerine su sıkma ağaçlara ve çiçeklere su sık tamam mı?
Efe:Tamam
Su tabancasının içine su doldurup, balkondan aşağı atarım. Aradan bir 5 dakika geçmeden yine kapı zııır zırıır. Bana ufaktan ufağa gelmeye başladılar içimden 'la havle vela kuvvete illa billahil aliyyil azim' diyerek kapıyı açar. Karşımda Efe, elinde su tabancası, sırıtarak 'su doldur'
Sinirle suyu doldurur eline de bir litrelik pet şişesi verip, gönderirim. Bu sefer hemen patatesleri hızlı hızlı soyup, yıkamak için mutfağa götürüp, yıkar. Sonra tekrar salona geçerken yine zil zıııır zıııır çalar. Hemen kapıyı açarım. Emir ile Efe 'anne arkadaşların bakkaldan dondurma alacaklar. Bizde istiyoruz bize para ver' Madem arkadaşları alıyor. Onların yanında mahçup kalıp, onların ağzına bakmasınlar diye, dondurma parasını verir ve gönderirim.
Sonrada hızlı hızlı patatesleri doğramaya koyulurum. Patateslerin doğranmasını, bitirdikten sonra mutfağa tekrar geçip, patateslerin içine su doldururken kapı yine zıır zııır çalıyor. Kapıyı aç. Karşımda Efe. Elinde boş pet şişesi ve su tabancası ile birlikte artık bunlarla oynamayacakmış. Oyuncaklarını koymaya gelmiş. Elinden oyuncaklarını alır ve gönderirim.

Sonra çocuklara birde tatlı niyetine puding yapayım diye puding yapmaya koyulurken yine kapı zııır zııır... Kapıyı aç Emir.
Ben: Ne var..
Emir: Hemen ayakkabılarını çıkararak çişim geldi.
Tuvalete gidip, çişini yapıp sonra yine çıkar. Aradan bir 3 dakika geçmeden bu seferde Efe 'çişim geldi' diyerek eve girer. Oda tuvaletini yapıp çıkar... Gibi uzarr gider...

Güya sokakta oyun oynayan çocukların analarına 'ohh ne rahat. Bebeleri dışarı bırakıp, kafa dinliyor' diye düşünülür ya. Vallahi tamamen yanlış düşünce. Çocuğu evde ekran başında olan ana daha rahat. Çünkü çocuklar ekran karşısına geçince saatlerce ne çişleri geliyor, ne acıkıyorlar, ne susuyorlar, nede o oyunu oynamaktan sıkılıyorlar. Saatlerce, ne kadar izin verirsen ekranın karşısında çakılıp, kalıyorlar. Ama sokağa çıkan çocuk. Evde iken hiç aklına gelmeyen acıkma ve susması sık sık aklına gelir, zırt pırt eve gelip gelip gidiyorlar!

Buda demek oluyor ki. Eveet biz anaların saçları kafalarında diken diken oluyoor, hatta bir ara gözlerinden alevler fışkırıyor; ama en azından çocuklar ekran karşısında bırakmayıp, sokağa saldığımız için çocukların çocukluğunu yaşamasına izin vermiş olduğumuzu düşünerek avunuyor ve bu duruma katlanıyoruz...