KREM KARAMEL TARİFİM

Günaydınlar!....



Bugün sizlere çok hafif olduğu kadarda lezzetli olan bir sütlü tarifi vereceğim... Bizim evde şuaralar en çok tüketilen tatlı türüdür kendisi.... :)

Eveeeett :) başlıkta da okuduğunuz gibi tatlımızın ismi krem karamel...

Krem karamel malzemeleri

• 1 litre süt
• 1 paket vanilya
• 1 su bardağı muhallebisi için şeker
• Yarım su bardağı da karameli için şeker
• 4 yumurta
• 2 yemek kaşığı un

 Krem karamel nasıl yapılır?

Gördüğünüz üzere malzemeleri çok az malzemesi kadar yapılışı da çok basit... İsterseniz şimdi sizlere nasıl yapıldığını anlatayım. Yapılışını bu sefer resim çekme gereği duymadım. Nedeni ise, bence çok basit olduğu için sizlere resimler ile göstermeden yazaraktan anlayabileceğinizi düşündüğüm için...

Tamam tamam esas konuya geldim ve yapılışı, :) Önce bir kaseye yumurtaları kırın sonra içine un vede vanilyayı ekleyerek iyice çırpın. Bu işlemleri yaparken bir yandanda bir tencereye sütü katıp içine şekeri de koyarak ocağın üstüne koyun oda bir yandan ısınadursun... Siz bir kasede yumurta, un ve vanilya üçlüsünü çok güzel şekilde  çırptıktan sonra kaynamaya başlayan sütün içine azar azar karıştırarak hazırladığınız karışımı ilave edin sonra karıştıra karıştıra muhallebi kıvamına gelene kadar pişirin...

Muhallebisini pişirdikten sonra bir tavada karamelini yapmak için yarım su bardağı şeker koyun hatta siz evinizde esmer şeker varsa ondan yapın daha güzel olur. Benim evimde esmer şeker olmadığı için ben beyaz şekerden yaptım... Şekerleri tavada karıştırarak karamelleşene kadar kavruklayın... Şekerlerin rengi kahverengiye döndüğü zaman tamam olmuş demektir daha fazla tutmayın yoksa yakarsınız... Şekerleri karamelleştirdikten sonra hazırladığınız muhallebiden bir kepçe alıp şeker karamelinin üzerine dökün ve iyice karıştırın...

Sonra kase, kup yada bardak neyin içinde sunmak istiyorsanız oraya önce muhallebisini daha sonrada karamelini üzerine dökün ve soğumaya bırakın...

Sonra afiyetle yiyin... :) Bizim çocuklar üzerindeki karameli çok sevmediği için ben karemelini üzerine çok koymadım siz arzu ederseniz daha fazla koyabilirsiniz, tercih size kalmış...

Şimdiden yapacak olanlara kolay gelsin der ve ben kaçarım....

Hoşça kalın...

ÇÖLE İNEN NURU OKUDUM

Yazar: Necip Fazıl Kısakürek

Sayfa Sayısı: 594

Baskı Yılı: 2002

Yayınevi: Büyük Doğu 

Merhabalar arkadaşlar bugün sizlere dün akşam bitirdiğim bir kitabı paylaşmak istiyorum...

Çöle inen nuru... Bu kitabı elime alınca Peygamber Efendimizin hayatını anlatan bir kitap olacağı hiç aklıma gelmedi ama okumaya başlayınca anladım ki Allah'ın sevgilisinin hayatını daha doğmadan öncesinden başlayarak, doğumunu, sahabilerini,arkadaşlarını, savaşlarını ve müstakbel eşlerine varana kadar her konuya değinmiş bir kitap ve tabi ki sonunda vefatı o bölümü okurken gözlerim yaşardı... :( Ve O mübarek insanları gören kişileri kıskandım... Ama Peygamberimizin şu sözünden sonra içim rahatladı ve yüzümde tebessüm oluştu... :) Peygamber Efendimiz en sadık dostu olan Ebu Bekir'e ''Benden sonra gelecek olan kardeşlerimi görmeyi çok isterdim'' demiş... Ebu Bekir ise '' Ya Allah'ın sevgilisi biz senin kardeşlerin değilmiyiz'' deyince ona '' siz sahabimsiniz ama benden sonra beni tanımadan, görmeden kalplerinde benim sevgim olan insanlar ise benim kardeşlerimdir'' demiş... Ne kadar güzel bir söz değil mi?... :) Allah hepimizi Peygamber Efendimizin (sav) kardeşleri olmayı nasip etsin...(amin)

Kitaptan bazı alıntılar yaptım ki yazarın dilini sizlerde görün diye...

Ebu Leheb, yeğeninin dünyaya gelişinde gösterdiği sevince rağmen O’nun davasına en büyük düşman kesilecek, dipsiz küfür ummanı içinde kaynayıp gidecek ve ölümünden sonra bir gün mü’minlerin gözüne rüyada görünüp;

“Ah” diyecektir. “Cehennemdeyim ve azap içindeyim. Ancak pazartesi geceleri azabım hafifliyor. O zaman parmaklarımı emiyorum ve uçlarından çıkan suyu içiyorum. Zira pazartesi günü Allah Resulü’nün doğduğunu haber veren cariyeyi azat etmiştim. Bu hareketimin yüzü suyu hürmetine pazartesileri hafifliyorum.”

Peygamberimiz (s.a.v.) amcası Abbas'ı fidye vermeye davet edince şöyle dedi:

“Ben Müslümandım. İçimden kararımı vermiştim. Kureyş beni zorla getirdi.”

Allah Resulü (s.a.v.) buyurdular:

“Sözünün doğru olup olmadığını Allah bilir. Doğru söylüyorsan ecrini Allah’tan görürsün. Ama zahir olan şu ki bizi yok etmek isteyenlere katıldın.

“İstemeyerek…”

“Ya Abbas, nefsin ve kardeşlerinin oğulları için fidye ver.”

“Beni o hale getiriyorsun ki ömrüm oldukça Kureyş’e el açıp dilenmem gerekiyor.”

“Mekke’den çıkarken zevcene verdiğin altınlar ne oldu?”

Abbas donakaldı. Gerçekten sefere çıkarken zevcesine bir yığın altın vermiş ve başına bir hal gelecek olursa kendisi ve oğulları arasında paylaşılmasını tembih etmişti.

Bilen bir Abbas, bir karısı, bir de Allah.

Abbas haykırdı:

“Allah bir ve sen gerçek peygambersin… İman ediyorum…”

Abbas buna rağmen fidyelerini veren öbür esirlerle beraber Mekke’ye döndü. Fakat, için için Müslüman olarak… İman ettiği, Mekke’nin fethine kadar bilinmedi. Mekke’de Allah Resulüne gözcülük edecektir Abbas.

Yukarıdaki iki alıntıdan da anlayacağınız üzere dili çok akıcı vede samimi o sebepten insanı hiç sıkmadan akıp giden bir kitap... Tabi ki bunun en önemli nedenlerinden biride hayatını anlattığı kişi çok mübarek vede önemli bir insan olması etkeni de çok büyük....

Okumayanlara kesinlikle tavsiye ederim en yakın zamanda okuyun...

Hoşça kalın...

Kuzucuklarımın Beyaz Bereleri

Haftanın ilk gününden herkese günaydınlar,

Bugün sabah gözümüzü açtığımızda yağmurlu bir hava bizi karşıladı... Hani çok mutlu olmadım da değil :) her ne kadar en çok sevdiğim mevsim bahar olsa da kışı da yaşamak istiyor insan, bence her mevsim zamanında yaşandığı zaman güzel kışın baharı görmek insanı korkutuyor :(

O zaman ne diyelim çok şükür azda olsa yağmurumuz yağdı darısıda karın başına,şöyle lapa lapa karlar yağsa da bizde dışarıda kar topu oynayıp kardan adam yapsak ya :)

Bak ya yine deryalara daldım daha fazla dalmadan ben esas konuma geleyim :)

Bugün sizlere başlıktan da anlayacağınız üzere kuzucuklarıma ördüğüm beyaz berelerini paylaşacağım...

Ve da da dammm kuzucuklarım ve bereleri.... :)

Fotoğrafları daha şimdi sabah okula bırakırken çektim... 

Montlarını da ben ördüm burada paylaşmıştım...

İki gün tatilden sonra sabah kalkmak biraz zor olsa da ellerini yüzlerini yıkadıktan sonra açılıp önce bir güzel kahvaltılarını yapıp daha sonra dışarı çıktıklarında ise cin gibi oluyorlar :) Eee mis gibi yağmur kokusu insanda ne uyku, nede halsizlik bırakıyor :) Baksana ben bile çocukları bırakıp gelince uykum açıldı sizlere post hazırlıyorum... :)

Onlar gitti okullarına, bende berelerini sizler ile paylaştım, sizde çıkın kerevetine :))

Not:Bereyi nasıl yaptığımı yazmadım, çünkü basit hemen hemene herkes yaptı diye önemsemedim ama aklınıza takılan bir şey olursa bana sorabilirsiniz...

Hoşça kalın...

Çocuklar İle Birlikte İzlediğim Filmler 3

Güzel bir hafta sonundan herkese merhabalar,

Bu gün her ne kadar hava güzel olduğu için dışarı çıksanız da, akşamları ailecek çocuklarınız ile güzel bir akşam geçirmek istiyorsanız ailecek izlenebilecek güzel bir film (ve tabi ki atıştırmalık mısır ve cips eşliğinde olmak şartı ile )  güzel bir seçenek olabilir...

Ne filmi izlesek ki diye kara kara düşünmenize gerek yok ben sizlere son zamanlarda çocuklar ile birlikte izlediğim bir kaç filmi bugün sizlerle yine paylaşacağım... :)

İsterseniz filmler hakkında bilgi vermeye resim kolejini takip ederek yapayım... :) 

İlk olarak Güliver'in gezileri ile başlayalım, bu filmde yaptığı seyahatleri yazan Lemuel Gulliver, bağlı olduğu acente ile Bermuda’ya gitmek üzere anlaşır. Ancak yolculuğu beklediği gibi geçmez ve Gulliver gözünü küçük insanların yaşadığı Liliput Adası’nda açar. Daha sonrasında ise o küçük insanlar ile zor olduğu kadar eğlenceli de olan bir hayat serüveni başlar... Bence çocukların çok seveceği tarzda bir film ve tabi ki siz büyüklerde aynı şekilde eğlenerek izleyebileceği tarzda bir film eğer ki aranızda izlemeyenleriniz varsa kesinlikle izlesin çok güzel bir film...

2. film ise Pamuk prenses ve maceraları... Efendim o masalı biliyor musunuz?.. Yok yok bu bildiğiniz Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler masalından biraz farklı, biraz çılgın, biraz masalın söylenmemiş tarafını anlatan bir uyarlama. En son Ölümsüzler ile seyrettiğimiz yönetmen Tarsem Singh’ın son işi olan yapım, kötü niyetli bir cadının (Julia Roberts), güzeller güzeli Pamuk Prensesi (Lily Collins) sürgüne gönderip, krallığın başına geçmesi bol mizahi bir dille aktarılıyor. Pamuk Prenses, ormanda tanıştığı Yedi Cücelerin yardımıyla tacını geri almaya çalışacak. 

 Kötü Kraliçe ise sarayda maddi durumları biraz zor durumda olduğu için Prens Andrew’u (Armie Hammer) kendisine aşık edip, onunla evlenmeye çalışacak.  Ama tabi ki yine prenses cadıyı yenip tacını başına takıp prens ile evlenebilecek ama bu olay olana kadar bir sürü eğlenceli vede duygusal sahneler var bence kesinlikle izleyin.... :)

3. Film Alvin ve sincaplar 2... Öncelikle şunu belirtmem gerkiyor ki bu bir animasyon filmi olduğu için çocukların dikkatini daha çok çekiyor... Filmde Müzik yıldızı olan sincaplar Alvin, Simon ve Theodore, Dave Seville’in yeğeni Toby ile yaşamaktadırlar. Okullarına devam etmek için süperstar’lıktan vazgeçen sincaplar okulun müzik programını 25.000 dolar ödül verilen yarışmayı kazanarak kurtarmakla görevlendirilirler. Fakat bu sefer yalnız değillerdir, rakipleri kız sincaplardan oluşan bir müzik grubu olan The Chipettes’lerdir. Bu sefer bu filmde yine bol bol müzik ve dans eşliğinde biraz romantizm vede duygusal sahnelerde yer almakta...

4. Film, Scooby Doo 2... Sevimli Köpek Scooby ile eğlence bu bölümde de devam ediyor… :) Televizyonların yıllardır en sevilen animasyon dizisinden sinemaya uyarlanan film, ilk yapımın büyük gişe başarısından sonra yeniden sevimli kahramanların macerasını anlatıyor

Scooby-Doo 2 Canavarlar Kaçtı’da Sırlar Şirketi’nin sevimli üyesi köpek Scooby, takımın diğer üyeleri; Shaggy (Matthew Lillard), Fred (Freddie Prinze Jr.), Daphne (Sarah Michelle Gellar) ve Velma (Linda Cardellini) ile yeni bir sırrı çözmek için tekrar birarada karşımıza geliyorlar. Ancak bu sefer onları çok zorlayan bir TV muhabiri olan Heather Jasper-Howe (Alicia Silverstone) takımın daha fazla güçlükle karşılaşmasına neden oluyor... Biz bu filmi izlediğimizde kahkaha ile gülerek izledik özellikle çocuklar arada bu filmin sevdiği sahneleri açıp tekrar tekrar izlemekteler... Bence çocuklar ile birlikte izlenebilecek bol kahkahalı bir film izlemeyenlere tavsiye ederim...

Çocuklar ile birlikte izlediğim diğer film tavsiyelerimi görmek için tık tık

Hoşça kalın...

OĞLUMUN EŞOFMANININ DİZLERİNİ YAMADIM

Hayırlı cumalar arkadaşlar dualarınızda beni de unutmayın...

Ben bugün sizlere küçük oğlum Efe'nin bir eşofmanın dizinde oluşan yırtığı eğlenceli şekilde yamadım onu paylaşacağım :)

Oğluşum genellikle sürtünerek oyunlar oynadığı için eşofman vede pantolonlarının  dizleri çok çabuk şekilde yıpranıp aşınıyor. 

Efe'ye çok yakıştığını düşündüğüm bir eşofmanında dizlerinde ufak bir yırtıla olduğunu görünce düşündüm ben bunu nasıl, ne şekilde yapayım diye?..Sonra aklıma örgü örüp oraya montelemek aklıma geldi ve hemen büyüklü küçüklü eşofmanın renk tonuna uygun olan krem rengi bir iple motifler ördüm..

Yukarıdaki resim kolejinden de gördüğünüz üzere kafama göre kombinasyon oluşturup eşofmanının en çok deformasyon olan yeri olan dizlerine diktim... Hatta o gün anaokuluna giderken o eşofmanı giydirmiştim... Öğretmeni Efe'yi çağırıp dizlerine bakmış ''annen mi yaptı?... Nasıl yaptı?..'' diyerek inceleyip oğluşuma çok güzel olmuş demiş akşam eve geldiğinde Efe sevinerek olayı bana anlattı :) 

Hımm bu arada sabah okula giderken resim çekmek aklıma gelmediği için mecburen eve geldiğinde çekmek zorunda kaldım o sebepten üzeri biraz pis artıkın onu görmezsiniz :)

Bir başka yamama işlemim olan Emir'in pantolonunda yenileme postumu okumayanlar yada unutanlar buradan bakabilir...

Hoşça kalın...

AYVA ÇEKİRDEĞİ MASKESİ

Merhabalar arkadaşlar,

Ev hanımları her ne kadar yatıyormuş gibi gözükse de bence bu hayatta en çok yoğun şekilde çalışanlar onlar... Yok çocuklardı, ev işleri idi, yemekti, okuldu derken zaman öyle hızlı şekilde akıp gidiyor... Eee kendine zaman harcamaya zamanı kalıyor mu peki?... Bazen evet ama bazen araya hobi işeri de girince cilt bakım olayını biraz ertelemek zorunda kalıyor... :(

Yaa sonra ne mi oluyor?... Sonra içindeki bakım yapma hissi yeter artık diye isyana geçiyor :) Vee kadın tüm işleri bir kenara koyup cilt bakımı ile uğraşıyor :)

Evet başlıktan vede başta ufaktan da olsa konu ile alakalı ufak bir başlangıçtan da anlayacağınız üzere bugün sizlere yine doğanın mucizesinden faydalanarak yaptığım bir cilt maskesini sizlerle paylaşacağım...

Bu seferki maskenin adı ayva çekirdeği maskesi...

Maskeyi yapmak için, yarım çay bardağı suya, 7-8 adet ayva çekirdeğini ekledim.ertesi gün baktığımda suyun kıvamında bir değişiklik yoktu.çünkü çekirdekler oldukça minik. Bende bir gün daha bekledikten sonra baktığımda gördüm ki  kıvamı koyulaşmıştı. Yukarıdaki resimden de gördüğünüz üzere jelimsi bir su oluşmuş. Bence bu kadarı bile bir mucize....Doğanın gücüne hayran olmamak elde değil...

Bu jelimsi kıvamı önce bir güzel temizlediğimiz cildimize uyguluyoruz... Zaten cildimize uyguladıktan sonra hemen cildinizin gerildiğini vede elimizi cildimizde gezdirirken pürüzsüz şekilde kaydığını göreceksiniz... Bu maskeyi cildinizde 20 dakika bekletin daha sonra rahatsız olursanız ılık su ile yıkayın ama yok rahatsız olmam diyorsanız gül suyu ile cildinizi silseniz kafi olur...

Sonra nasıl bir değişiklik mi olacak?... Bu şekilde her gün özellikle geceleri yatmadan önce bu maskeyi uygularsanız bir haftanın sonunda göreceksiniz ki...Cildinizdeki lekelerin yok olduğunu ve cildinizin sıkılaştığını göreceksiniz. Ayrıca, eğer hassas bir cilde sahipseniz ve cilt bakım ürünlerine döktüğünüz paralarının cildinize herhangi bir geri dönüşümü olmadıysa, doğallıktan yanaysanız bu maskeyi kullanmalısınız. Ayva çekirdeği maskesi ile aknelerinizdeki belirgin düşüşe şahit olacaksınız.

Ben sonuçtan çok memnun kaldım yukarıdaki bardakta gördüğünüz karışımı bitirdim bir hafta sonra aynı şekilde yine o karışımdan bir daha uygulayacağım bakalım daha ne gibi etkilerini göreceğim...

Bence hazır ayva sezonu da kapatılmamışken bu maskeyi kesin deneyin, çünkü tamamen doğal olduğu için hiçbir yan etkisi yok o sebepten hiç bir şey kaybetmemiş hatta bakımlı, pürüzsüz ve aknelerde azalma olan bir cilt kazanmış olacaksınız...

Hoşça kalın...

Pikniğe Gittik....

Haftanın ilk gününden herkese günaydınlar!...

Güzel, enerjik bir hafta sonunu daha geride bıraktık... Cumartesi günü küçücük, minnacık olan bir bebeği görmeye gittik...

Pazar günü ise bahar havasını bulunca bu fırsatı kaçırmayalım çocukları dışarı çıkarıp bol bol oksijen aldıralım üstelik birde küçük bir piknik yapalım diyerek acil gerekli malzemeleri alıp, çıktık yola... Buradaki postumda da okullar açılmadan bir gün önce bulduğumuz adını bizim yerimiz koyduğumuz yere gittik...

Kocişkom bu arada artık ona ben bıyıklı kocişko diyorum çünkü kendisi şu son günlerde imaj değişikliği yapıp bıyık bıraktı :)  Kısa bir bilgilendirmeden sonra kaldığımız yerden devam edelim :) Nerede kalmıştık?...

Evettt Pikniğe gittiğimizi söylemiştim :) Pikniğe gidince ben etleri hazırladıktan sonra mangalı tutuşturmak için uğraşan bıyıklı kocişkoya etleri teslim ettim... Bakınız mangalı yapmakla meşgul olan bıyıklı... :)

Bizimki etleri pişire dursun bende son zamanlarda okuduğum kitabı elime alıp temiz hava eşliğinde kitabımı okumaya koyuldum....

Ohhh miss gibi hava, bir yandan da mangaldan gelen çıtırtılar vede miss gibi kokan mangal kokusu eşliğinde okunan kitabın hassı hiçbir yerde yok :)

Bu arada bizim ufaklıklar da kendilerine yeni bir eğlence bulup piknikte yanımıza gelen kedi ile oynadılar...

Ama tabiki hayvanlara karşı daima mesafeli olan kuzucuklar yine küçük kediciğin yanına fazla yaklaşamadan onu mangal eti ile beslediler :))

Veee mutlu son.... Etler pişer ve biz hiç zaman kaybetmeden etleri yemeye başlarız... :)

Umarım sizlerinde çok eğlenceli vede güzel bir hafta sonunuz geçmiştir.... 

Darısı gelecek olan yeni hafta sonlarının başına der ve ben kaçarım...

Hoşça kalın.

Sevgililer Günümüz Vede Kalpli Pasta

Tüm özel günleri kutlamaktan hoşlanan biri olan tokideki ses sizce bu günde bir şey yapmadan durabilir mi?... Efendim cıkksss mı?... Evet aynen öyle bende kendi çapımda kalpli bir pasta yaptım vede eşimle birbirimize hediyeler aldık :)

Masamız bu şekilde idi... :) Kalpli bir pasta yaptım... Biricik aşkım, sevgilim, hayatım için ona olan aşkımı belirtmek için kalp şeklinde bir pasta yapıp sonrada pembe ip ile ördüğüm kalbi de üzerine koyup ona kalbimi bir kez daha verdim...

Böylece bir 14 Şubat sevgililer günüde bu şekilde güzel anılar ile bitirmiş olduk :) Daha nice güzel vede özel günlerimizi de hep birlikte bu şekilde birbirimizle geçirmeyi Cenabı Allah nasip eder inşallah...

Hoşça kalın...

BAYAT EKMEKLİ PATATES MÜCVERİ

'' Yiyiniz, içiniz, fakat israf etmeyiniz. Çünkü Allah israf edenleri sevmez. '' Ayetinden anladığımız üzere israf etmek günah.... O zaman ne yapacağız her şeyi değerlendireceğiz özellikle ekmeklerimizi çöpe atmayacağız.... Buradaki yazımda da bahsettiğim üzere biz ülke olarak en çok çöpe ekmek atan millet olduğumuz için özellikle bu konuya mümkün mertebe sizleri bilgilendirmek maksatı ile bayat ekmekten yaptığım her tarifi burada paylaşıyorum... Umarım sizlere fikir verir. :)

Yukarıdaki resimde de gördüğünüz üzere bu seferde bayat ekmeklerden, bayat ekmekli patates mücveri yaptım...

İsterseniz sizlere hemen tarifi vereyim de sizde yapın.... Çünkü yapımı çok basit ama lezzeti de bir o kadar çok lezzetli oluyor ki yiyince ağzınızda oluşan damak tadına çok şaşırıp bayılayacaksınz.... :)

Bayat ekmekli patates mücveri malzemeleri

• 2 su bardağı bayat ekmek içi
• 2 adet patates
• 2 adet yumurta
• 2 diş sarımsak
• 1 çay kaşığı karbonat
• 1 çay kaşığı karabiber
• 1 tatlı kaşığı tuz
• 8 dal maydanoz
• Kızartmak için sıvı yağ

Bayat ekmekli patates mücveri nasıl yapılır?

Malzemeleri yukarıda da gördüğünüz üzere hepsini bir masanın üzerine dizin... Sonra önce kabuğu soyulan patatesler rendelenir. Daha sonra maydanoz ince ince kıyılır, sarımsaklar ezilir. Sonra yumurtalarda bir kapa kırıldıktan sonra sıvı yağ hariç tüm malzemeler karıştırılır...

Karışan tüm malzemelerden sonra yukarıdaki resimde gördüğünüz gibi bir harç oluyor... Sonra bu harçtan bir kaşık yardımı ile daha önceden tavada ısıttığınız kızgın yağın içine koyun...

Tüm harcı yukarıdaki şekilde sırası ile alt üstünü nar gibi kızarana kadar pişirin... Pişen mücverleri daha sonra bir servis tabağına koyup sofranıza koyarak sevdiklerinize ikram edin...

Yada bizim evdeki ahali gibi sofraya koymadan hemen bir tane aşırıp afiyetle yiyin :) Bu arada ben arkamı dönüp diğerlerini kızartırken diğer yaptıklarımdan aşırmak için yeltenen eli hemen resim çekip yakaladım :)) ha ha haaaa....

Hoşça kalın...

Dikiş Makinem Hakkındaki Düşüncem

Günaydınnn!....

Bloggerler bugün sizlere burada bahsettiğim dikiş makinem hakkındaki düşüncemi bazı arkadaşlarında isteği üzerine yazacağım...

Öncelikle şunu belirtmem gerekiyor ki ben öyle profesyonel dikişçi değilim, kurslara da gitmedim ama kendi çapında dedem vede teyzemin gösterdiği kadar dikmesini bilirim... O sebepten acemiliğimden de kaynaklanan alt mezura kısmındaki oyuntu çıktı sonra takmak için uğraştık ama takamadık... :(

Bizde müşteri hizmetlerini arayıp durumumuzu vede sorunumuzu beyan ettik... Görevli ''O oyuntuyu siz takamazsınız biz onu makinesi var onunla takıyoruz... Siz kargo ile bize gönderin biz takıp size gönderelim. Ama kargo ücretini siz vereceksiniz'' dedi...

Bizde tamam deyip kargo ile gönderdik... Sonra öğrendik ki çalıştıkları kargo varmış ücretsiz olarak gönderilebiliyormuş... Ama fazla takılmadık neyse tek yapılsın da kargo ücretini vermek önemli değil diyerek fazla önemsemedik daha sonra iki haftada elinize ulaşır dedikleri makineyi 1 aydan fazla zamandan sonra elimize ulaştı..

Tam ohh!... be diyecektim ki kargo paketini açınca karşıma çıkan durum benim sinirlerimi iyice hoplattı...

Yukarıdaki resimde de gördüğünüz üzere kablolar birbiri ile düğümlenmiş, mezuradaki ip dağılmış....

Vee en kötüsü de makara takma aparatı elimle de gösterdiğim üzere kırılmış... :(

Ben eşime tekrar gönderelim yapsınlar dedim, oda tekrar aramış... Müşteri görevlisi ''kargoda kırılmıştır, biz kargonun yaptığı hasardan ilgilenmiyoruz'' demiş... Eşim o sebepten göndermedi... Çünkü ona göre ''Eğer gönderirsek tamam bir şekilde orasını yapıştırıp bize gönderirler ama daha sonra başka yerinde hasar olmayacağını nereden b'iliyorsun? Belki daha büyük hasar ile daha uzun zaman zarfında elimize ulaşır'' diyerek istemiyor... Gerçi doğruda söylüyor...

Çünkü o oyuntuyu takmışlar makinem Allah'a şükür ki çalışıyor makara takma yerini ise japon yapıştırıcı ile yapıştırdık... Ama bu geçici bir çözüm ileride daha farklı şekilde orayı sabitlememiz gerekecek...

Buradan Artes görevlilerine vede yetkilerine sesleniyorum hakkımı size helal etmiyorum... Bu makine için ödediğim ücret size haram olsun!....

Arkadaşlar bu makineden almak istiyorsanız bu durumu da göz önünde bulundurun da ona göre alın... Çünkü makinede bir sorun çıkınca kargo ile gönderirseniz o sorun hallolur belki ama başka bir yeri bozulmuş şekilde elinize ulaşır...

Ama yok ben makine kullanmayı çok iyi biliyorum bir şeyini bozmam diyorsanız alın çünkü ücreti çok uygun vede fazla yer kaplamayan bir makine...

Bu arada makinem ile ilk siftahımı pazar günü eşimin kendine vede bana aldığı pantolonların paçasını yaparak yapmış bulundum...

Gerçi tam istediğim gibi olmadı ama bence şimdilik acemiliğime göre hiçte fena sayılmaz... İleride daha çok düzelteceğime inanıyorum...

Hımm bu arada daha sırada kayın validemin perdesinin boyunu kesip daha sonra ucundaki güpürü tekrar geçireceğim... Bakalım yapabilecek miyim :) Eğer onuda elime yüzüme bulaştırmadan başarabilirsem daha zor dikiş çalışmalarım ile karşınıza çıkarım... :)

Hoşça kalın.

YEŞİL TİRİKO SÜSLEDİM

Haftanın ilk gününden herkese merhabalar!...

Bugün, okullar yarı yıl tatilini bitirip açıldı... Tüm çocuklu evlerde olduğu gibi sabah bizde de bir telaş söz konusu idi... Eeee nede olsa sömestir tatiline alışan çocukları sabah sıcak yataklarından kaldırıp, kahvaltısını yaptırmak vede üzerini giydirip yağmurlu havada okul yolunu tutup okula gitmek, çocukların gözünde biraz zor gözüktü... Ama neyse Allah'ın yardımı ile atlatıp ikisini de okula bırakıp geldim... Bu hafta biraz bu şekilde okula zorla gitme söz konusu olur ama sonra yine alışırlar...

Bak ya :) Bilgisayarın karşısına ne yazmak için oturdum ama bak yine konu ile alakası olmayan şeyler yazdım :))

Neyse!... :) Onlar gitti okullarına biz dönelim asıl konumuza :)

Yukarıdaki resimde de gördüğünüz üzere güneşli bir havayı değerlendirmek için dışarı çıktığımızda üzerime giydiğim yeşil triko tuniğimi, önce  yeniledim... Daha sonrada giydim... İsterseniz neyi nasıl yaptım daha net görmek için alttaki kolaja bakın...

İlk sırada da gördüğünüz üzere düz sade bir triko idi... Su aralar rovarşte olan kıyafetlerin önünde büyük kalp şekli sürekli aklımda idi... En sonunda aklımda olan bir fikri yine faaliyete geçirebildim... Sonuçtan tabiki de yine her zaman ki gibi, hatta her zamankinden daha çok mutlu olarak sonuçlandırdım... :)

Nasıl yaptığım ise yukarıdaki resimde de gördüğünüz üzere mor ve yeşil ip ile örülmüş zincir modelini trikonun üzerine kalp şekli vererek, alttan gizli dikiş yaparak diktim...

Son olarak evden çıkmadan önce vestiyerde çektiğim ayna pozu ile, bu değerlendirme postumu da burada bitirmek istiyorum...

,

Aklınıza takılan bir soru vede fikir olursa yorum kısmından bana bildirebilirsiniz....

Hoşça kalın...

KUR'AN VE EKONOMİ'YİDE OKUDUM

Yazar: İsmail Çapak

Sayfa Sayısı: 206

Baskı Yılı: 2012

Yayınevi: Sokak kitapları yayıncılık

Kutsal kitap olan Kuran'ı Kerim-i Cenabı Allah o kadar ince vede güzel oluşturmuş ki Kuran ahlakı ile hareket ettiğimiz zaman ekonomimiz dahi düzene girip dünyada açlık vede kıtlık olmaz... Çünkü Kuranda çalışmak tembellik etmemek gerektiği yazıyor, zekat ile fakiri zengin ile denkleştirme mantığı yatıyor. Ama biz insanlar nefsimize o kadar çok uymuşuz ki kazandıklarımızı sanki kendimiz kazanmışız bize Allah vermemiş gibi davranıp hiç kimseye ucundan dahi koklatmak istemiyoruz...

Yazar bu kitap da ekonomi ile ilgili ayetleri tek tek yazıp biz okurlara açıklıyor... Dili de çok sade olduğu için insanın kafasını karıştırmadan tüm ayetleri tek tek ele alıp yorumluyor... Kitabın sonunda da özellikle günümüzde bazı yanlış olarak bildiğimiz faiz başta olmak üzere bir sürü konu hakkında soru ve cevap şeklinde bir kısım oluşturmuş...

Kitabın arka kapağında, İslam’ın ekonomik hayata getirdiği açıklama da giderek araştırma konusu olmaktadır. İnsanı tabiattan, hayatı ekonomiden soyutlamayan bir dinin kendi mantığına ve dünya görüşüne uygun bir ekonomik sistemi de öngörmesi doğaldır. İslam ekonomi sistemi ele alınırken, İslam dünya görüşü ve İslam’ın insan, eşya, toplum ve hayata ilişkin açıklama ve önerileri göz ardı edilemez. İslam ekonomisi, bilhassa İslam hukukunun kaide ve müesseselerinin ekonomik tarafı ile meşgul olan, birikim ve ihtisas dalı halinde ortaya çıkmaktadır. Bir diğer tabir ile İslam hukukunun muhtevasına ekonomik açılardan bakan ve değerlendirmeler yapan çalışmalar “İslam ekonomisi” şeklinde adlandırılmaktadır. Şu ana kadarki hiçbir ekonomik sistem (Kapitalizm, sosyalizm vb.) mevcut sorunları çözememiştir. Yüce Allah, Kuran-ı Kerim’de bütün konulara ışık tuttuğu gibi ekonomik hayatı da düzenlemiştir.

Kitabın içinden bir örnek verecek olursak misal kitap da yazarın yorumladığı bir ayet şu şekilde ''Ey İsrail oğulları, size verdiğim nimetleri hatırlayın, bana verdiğim sözü yerine getirin ki, bende size verdiğim vaad ettiklerimi vereyim. Yalnızca benden korkun...'' (2\40)

Bu şekilde önce ayet daha sonra ise bu ayette ne demek istediğini kendinden de yorumlar katarak açıklama yapmış... Benim çok hoşuma gitti büyük bir zevkle kitabı okudum ve sizlere de okumanızı tavsiye ederim...

Hoşça kalın....

ELMA ŞEKERİ YAPTIM :)

İlk okul senelerinde, okulun avlusunun dışına elma şekerci gelirdi bizde sırf oradan elma şekeri almak için babamızın harçlık olarak verdiği parayı harcamaz oradan elma şekerini alır her birlikte büyük bir iştahla sanki dondurma yalarmış gibi üzerindeki şekerleri yerdik. :) Ama şimdi düşünüyorum da elma şekerinin şekerlerini yedikten sonra hiçbir zaman içindeki elmasını yiyemezdim :( Çünkü içindeki elmalar genellikle çürük olurdu...

Zaten o sebepten annem her zaman biz okula giderken  ''sakın elma şekeri filan alıyım demeyin onlar çok sağlıklı değil paranızla simit alın'' diye sıkı sıkı tembih ederdi... Ama biz yine her zaman ki gibi kendi bildiğimiz yapar ya elma şekeri alır yada pamuk şeker alırdık.... Hey gidi günler hey!... (yazar bu esnada çocukluğunu hatırladığı için duygulanır)

Bu 15 tatilde, tarif defterlerimi kurcalarken not aldığım ama bir türlü yapma fırsatım olmadığı elma şekeri tarifi gözüme takıldı... Çocuklara sordum ''siz elma şekeri nedir bilir misiniz diye?...'' İkiside birbirlerine bakıp sonrada '' HAYIR BİLMİYORUZ ANNE O NASIL BİR ŞEY?'' Diye merakla sorarak benim yanıma geldiler... Bende ''tamam o zaman bende size elma şekeri yapayımda nasıl bir şey hemi öğrenirsiniz, üstelikte yiyerek tadına bakmış olursunuz'' diyerek hemen gerekli olan malzemeleri tezgahın üzerine koyup. Meraklı 2 çift göz eşliğinde yapmaya koyuldum...

İsterseniz tarifi sizlerle de paylaşayım da sizlerde hazır 15 tatil daha bitmemişken çocuklarınız için küçük bir kaçamak olsun diyerek elma şekerleri hazırlayabilirsiniz...

Elma şekeri malzemeleri

• 5 adet elma
• 6 su bardağı toz şeker
• Şekeri bir tencereye koyunca üzerini geçecek kadar su
• 2 parça limon tuzu
• 3 çorba kaşığı nar suyu
• Çöp şiş yada elma şekerlerinde kullanılan tahta çubuklar hangisini bulursanız o olur

Elma şekeri nasıl yapılır?

Yapılışı ise çok basit, ilk olarak bir tencereye şekeri koyun sonra şekerin üzerini çok az geçecek şekilde suda koyup. Orta derecede açık olan bir ocağa koyup, bir kaşık yardımı ile karıştırarak şekeri suda eritin. Sonrada kırmızı renge gelmesi için sıktığınız nar suyunu da karışıma ekleyip kaynamaya bırakın... Bu nar suyu sayesinde gıda boyası kullanmadan kırmızı renkli bir kıvama sahip olmuş olacaksınız...

 Göz göz olup kaynamaya başlayınca kıvamını öğrenmek için bir bardak soğuk su alıp bir kaşığı önce soğuk suya sonrada hazırladığın şerbete batır, sonra yine soğuk suya batır  sonra eline al. Eğer ki eline aldığın zaman eline yapışıyorsa kıvamı olmuştur ama yok yapışmıyorsa biraz daha kaynat sonra yine aynı şekilde kıvamına bakıp olana kadar kaynat... Kıvamı tamam olup eline yapışıyorsa o zaman çöp şişlere batırılmış elmaları kıvamın içine koyup tüm her tarafını kaplayacak şekilde döndüre döndüre elmaya kıvamı bulayın...

Yukarıdaki resimde de gördüğünüz üzere kıvam elmaya bulanıyor bende streç olmadığı için elmayı saramadım o sebepten sonradan kıvam tabağa biraz aktı ama sizler streç filmle elmayı sarar sonrada buz dolabına koyarsanız elmanızdaki kıvamlı şeker hiçbir şekilde akmadan olduğu gibi kurur...

Hazırladığınız elma şekerler soğuduktan sonra çocuklara verip onların büyük bir zevkle eğlenerek elma şekerlerini yediklerini karşılarına geçip izleyebilirsiniz  :) Bu arada tabi ki dışarıdan aldığınız elma şekerlerinden daha sağlıklı... Çünkü siz hazırladınız içinde ne var bildiğiniz için gönül rahatlığı ile kaygılanmadan çocuklarınıza yedirebilirsiniz... :)

Hımm bu arada seneler sonra ilk defa bir elma şekerinin elmasını da çürük olmadan rahatlıkla yiyebildim :)

Hoşça kalın...

HARİKALAR DİYARI VE BİZ

Harikalar diyarı, Ankaralılar bilir ama ben bilmeyenler için ufak bir bilgi vermek istiyorum...

Harikalar diyarı, Ankara'nın Sincan ilçesine bağlı Fatih semtinde bulunan Avrupanın en büyük parklarındandır...

Altınpark’ın 2 katı büyüklüğündeki “Harikalar Diyarı”, Türkiye’deki her yaştan insanın Doğa ile bütünleşmek için ziyaret ettiği parkın büyük çoğunluğunu, açık alanlar oluşturuyor. Açık, kapalı ve yarı açık mekânlar zinciri içinde tasarlanan projede; dinlenme, eğlence, sportif ve kültürel faaliyet alanları yer alıyor.

Parkın en ilgi çeken köşelerinden biri ise çocukların rüyalarını süsleyen masal kahramanlarının heykellerinin bulunduğu Masal Adası... Bu köşe bizim çocuklar ile birlikte devamlı gittiğimiz alandır...

Babam ve küçük kardeşlerimin bende olmalarını da fırsat bilip hemen kendimizi harikalar diyarına attık... Bizim gittiğimizde hava kararmıştı o sebepten park boştu bizde gönlümüze göre gezip eğlendik :) Vee tabiki de bol bol fotoğraf çekindik... İsterseniz sizler için seçtiğim fotoğraflar ile harikalar diyarının masal adasını sizlere tanıtayım...

İlk olarak, red kıt ve daltonların heykellerinin bulunduğu alandan başlayalım... Ben bu çizgi filmde en çok küçük akıllı olana çok acırdım, zavallı her zaman yanındaki akılsızlar yüzünden planları berbat olurdu... :)

Vee tabiki çocukluğumuzun masalları arasında en çok duyduğumuz Nasrettin hoca ve keloğlan... :)

Benim küçük kardeşlerim Keloğlanın yanından zor ayrıldılar... :)

Yukarıda da yazdığı üzere asterix... Gerçi biz önünü kapatmışız ama :) NEYSE ARTIK... :))

Aleatti'nin uçan halısına bizde oturup onunla birlikte bizde uçtuk :))

Ve kül kedisinin kabaktan olan arabasını inceleyip o masalı tekrar anlatarak yaşadık :)

Şirinlerin hepsinin ismini çocuklar tahmin ederek bildiler :) Vee tabiki küçük evlerinin içine girmeyi de ihmal etmediler...

Vee benim çocuklara anlattığım ilk masal kırmızı başlıklı kız ve kurt... Biz o masalda kırmızı başlıklı kıza çok acırdık o sebepten bizde kurda baskın yapıp kırmızı başlıklı kızı kurttan kurtardık.. :)

Oraya kadar gitipde pamuk prensi ve yedi cücelerin yanından bir resim çekinmemek olmazdı... :)

Ve yalan söyleyen çocuklara anlattığımız Pinakyo masalı şimdide görüntülü olarak gösterip 'bakkk eğer sizde yalan söylerseniz pinakyo gibi burnunuz uzar'' dedik... :)

 Ve bizim afacanlar safinaz ile kapasakalı bırakıp temel reise saldırdıkları an... :) Böylece bir türlü Safinaza sahip olamayan Kapasakal bizimkiler sayesinde Safinaza sahip oldu :)

Dinazorun kuyruğundan kayan Efe ''baba benide çek'' demesi üzerine fotoğraf çekinen Efe...

Harikalar diyarını, özellikle de masal adası köşesini bol bol gezip kurtlarını döken çocuklar eve gelince hemen kendilerini prestijinin karşısına attılar... Yani masal ülkesinden sanal aleme geçiş yaptılar :)

Hoşça kalın...