Yazar: Fyodor Mihayloviç Dostoyevski
Sayfa Sayısı: 159
Yayın Evi: İkon yayıncılık
Zaman zaman dünya klasiklerini okumayı seviyorum. Ölümsüz yazarların kaleminden çıkmış kitapları okumak bana iyi geliyor. Dostoyevsiki'de yine çok beğendiğim bir yazar olduğu için yeraltından notlar kitabını görünce hemen okumak istedim. Çünkü bu roman Dostoyevski’nin daha sonra yazacağı büyük romanların ip uçlarını taşımaktaymış.
Bana Ulaşabileceğiniz Diğer Sosyal Hesaplarım
Sayfa Sayısı: 159
Yayın Evi: İkon yayıncılık
Zaman zaman dünya klasiklerini okumayı seviyorum. Ölümsüz yazarların kaleminden çıkmış kitapları okumak bana iyi geliyor. Dostoyevsiki'de yine çok beğendiğim bir yazar olduğu için yeraltından notlar kitabını görünce hemen okumak istedim. Çünkü bu roman Dostoyevski’nin daha sonra yazacağı büyük romanların ip uçlarını taşımaktaymış.
Yeraltından Notlar Kitap iki bölümden oluşuyor. Birinci bölüm 'yeraltı' ikinci bölüm ise 'notlar' kısmından oluşuyor. İlk bölüm olan 'Yeraltı' daha çok karakterin kendisini tanıtması, onu yeraltına iten sebepleri ve hitap ediş şeklinin okuyucu olarak değilde 'Baylar' olar hitap şekli ile dostane bir şekilde dertleşme kısmı diyebilirim.
İkinci bölüm olan 'Notlar' ise karakterin anılarından oluşan anlattığı kişiliğinin boşluğunu doldurur nitelikte bir bölüm. Pasif, uyumsuz, depresif, korkak ve ani ruh hallerine girebilen değişik bir karakter. Son olarak karakterimiz yalnızdır. Ve bu yalnızlık ona göre tercih edilmiş bir yalnızlıktır. O yalnızlığını kitaplar ile avutur. Kitaptan birkaç alıntı bırakıyorum.
Evde en çok okumakla vakit geçiriyordum. Böylece içimde kabaran duyguları dış etkilerle bastırmak istiyordum. Okumak elimde tek çare idi. Okumaktan şüphesiz çok faydalanıyordum. Kitaplar bana zevk, heyecan, ıstırap veriyordu.
İnsanın gözü yalnızca kederi ve acıyı görür de mutluluğu fark etmez bile. Oysa bir an için düşünürsek, mutluluktan da yeterince payımızı aldığımızı görürüz.
Yeraltından notlar Kitabını; kitaptan çok güzel bir soru ile bitirmek istiyorum: "Hangisi daha iyidir, kolay elde edilmiş bir mutluluk mu, yoksa insanı yücelten acılar mı? Evet, peki ya sizce hangisi?"
Duvarı yıkacak gücüm yoksa, onu yıkmak için kendimi paralayacak halim yok tabii ki, fakat önümde duvar var diye ona boyun eğecek de değilim.