31 Mayıs 2014 Cumartesi

KUZUMUN SATRANÇ BAŞARISI

Merhabalar arkadaşlar!... 
Nasılsınız?... Bizi sorarsanız? Biz dün mübarek cuma günü büyük kuzucuğum Emir'in başarısı ile çok mutlu olarak geçirdik... :)

Oğluşum burada da gösterdiğim üzere kreşten beri satranç oynuyordu ama kursuna bu sene ilk defa okulda düzenlenen kursa katılarak gitmeye başladı. Kurs okul çıkışında haftada 3 gündü. Oğluşum satranç kursuna o kadar çok özenli olarak gidiyordu ki hasta olsa dahi o gün satranç kursu varsa bana yalvar yakar okula gitmeye çalışıyordu...

Bu kursa giden oğlum gibi 2. sınıflar, 3 vede 4. sınıflar arasında turnuva düzenlendi. Turnuvada tabi ki oğluşum da vardı, bu turnuva bitirdiğinde kuzucuğum 2.liği hak ederek gümüş madalya almayı hak etti. :) 1. vede 3. olan kişilerde 4. sınıftan abileri idi. Zaten resimde de kuzumu görüyorsunuz en küçükleri...

tokideki sesin oğlunun başarısı

Kuzucuğum 2. liği aldıktan sonra çok heyecanlı her gün heyecanla madalya alacağı günü bekliyordu... Aslında  madalyaları daha 19 Mayısta verilecekti. Ama maalesef üzücü Soma olayından dolayı 19 Mayıs törenleri iptal edildiği için madalya alma günü ertelendi. Ama kuzucuğum yine de her hafta sonu bugün mü verecekler diye heyecanla beklerken bu cuma nihayet okulun önünde bayrak töreninden önce kuzum madalyasını aldı... :)

Allah'ım çok güzel bir duygu o kadar çok heyecanlandım vede gururlandım ki utanmasam oğluşum madalya alırken sevinçten ağlayacaktım... :) (sulu gözlü anne)

Bu haberi bloğumda sıcağı sıcağına paylaşayım diye hemen paylaşmak istedim... Ama şuanda halen o kadar çok heyecanlıyım ki içimdeki duyguyu kelimelere dökemiyorum. :( İçimden o kadar çok şey geçiyor ki hangisini yazıp, hangisini sizlerle paylaşacağımı bilmediğim için saçma sapan cümleler kurup sonra tekrar sildiğim için şimdilik daha fazla duygularımı sizlere aktaramadan, kuzucuğum madalya alırken halini çektiğim kısa videosunu paylaşayım da o anı sizlerde görün... :) Bu arada lütfen kuzucuğuma bir maşallah demeyi unutmayın...



Hoşça kalın...

27 Mayıs 2014 Salı

Moliere'den Cimriyi Okudum

Yazar: Moliere

Çeviri: Levent Sarı

Sayfa Sayısı: 159

Baskı Yılı: 2010

Yayın Evi: Öteki 

okuduğum kitap, kitap yorumu, kitap önerisi, kitaplar,

Merhabalar arkadaşlar okuduğum kitaplar yazısı serisine bir yenisini daha bugün ekleyeceğim. Bu sefer ki tiyatro severler için yazılmış ünlü yazar Molierenin eseri olan cimri kitabı...

Cimri kitabı adından da anlaşıldığı üzere konusu cimrilik üzerine tirajı komik bir kitap, İsterseniz kitabın içeriği hakkında ufaktan da olsa sizleri bilgilendireyim.

Kitapta baş kahramanımız olan Harpagon çok cimri bir adam. Bütün varlığı vede yaşama amacı onun için gözü gibi sakındığı paralarıdır. Ona göre namus, iyilik gibi erdemler paranın yanında hiçbir önemi yoktur. Cimriliği öyle bir hal almış ki hastalık derecesi kadar abartılıdır. O hiç kimseye güvenmez, herkesten şüphe eder, Hatta parasını kasaya dahi koymaz. Çünkü ona göre kasalar hırsızlar için bir kolaylıktır onun için paralarını bahçede bir yere gömülü olarak saklar. 

Bu kahramanımızın 2 tanede çocuğu vardır. Bu çocuklarına dahi paranın ucundan koklatmaz... İsterseniz devamını da bu güzel eseri okuyarak bilgilenin. :) 

Bence eser çok anlaşılır vede basit konular içerdiği için, çok zevkle okunuyor. Ben kitabı okurken sanki o eseri bir grup tiyatrocu bana özel bir oyun sergilemişte bende onları izlemişim gibi bir his verdi... O derece has alarak bir solukta okuduğum kitaplardan biri idi. O sebepten sizlere tavsiye ederim bence kesinlikle okumalısınız....

Hoşça kalın.

26 Mayıs 2014 Pazartesi

Efe'nin yemek sırası ve kot papyonu

Haftanın ilk gününden tüm okurlarıma selamlar!...

Nasılsınız? yeni bir haftaya nasıl başladınız? Ben bu haftaya yemek yaparak başladım. :) Hadi hayırlısı bakalım...

Evett daha önceden de burada ve burada paylaşmıştım bildiğiniz üzere... Hemen hemene her ay bir defa yemek sırası bana geliyor. Bu ay ki sıramda bizim yemek menümüz yaprak sarması, mercimek çorbası ve ayrandan oluşuyordu...

değerlendirmeler, değişim, EFENİN OKUL HATIRASI, erkek çocuğu kombini, eskiyi değerlendir, TASARIM, yemek duası, çocuk kombinleri, çocuklarım

Kuzucuğum yine her zaman ki gibi yemek duasını yapıp arkadaşları ile birlikte afiyetle yediler... :)

................

Şimdi ise sizlere oğluşumun dizleri  eskiyen kot pantolonun dizlerini kesip bir şort yaptım...Eeee kestiğim parça boşa gitse olmaz illaki onuda değerlendirmem lazım diyerek hemen o kot paçalarından da papyon yapıp beyaz badisine monteledim...

değerlendirmeler, değişim, EFENİN OKUL HATIRASI, erkek çocuğu kombini, eskiyi değerlendir, TASARIM, yemek duası, çocuk kombinleri, çocuklarım

Yukarıdaki resimde de gördüğünüz üzere küçük kuzucucuğum benim için konu mankenliği yapıp papyonunu sergiliyor :)

Nasıl oğluşuma yakışmış mı?

Benden şimdilik havadisler bu şekilde en kısa zamanda yeni postlar da görüşmek dileği ile...

Hoşça kalın.

24 Mayıs 2014 Cumartesi

ÇOK DEĞİŞİK VE ÇOK GÜZEL BİR TATLI

Merhabalar arkadaşlar, bugün sizlere başlıktanda anladığınız üzere yapılışı çok basit ama lezzeti de tam zıttı olarak çok fazla güzel olan bir tatlı tarifi paylaşacağım....

ÇOK DEĞİŞİK VE ÇOK GÜZEL BİR TATLI YAPIMI DA KOLAY

Bu tatlıyı ben hazır baklava yufkası ile yaptım o sebepten hamurun tarifini vermeyeceğim ama sizler eğerki kendiniz hamurunu da yapmak isterseniz klasik baklava hamuru ile baklavalık yufkalar açıp biraz kuruttuktan sonra yapabilirsiniz. :

İsterseniz daha fazla zaman kaybetmeden hemen tarifi vereyim de sizlerde bu güzel hafta sonunda eşlerinize, çocuklarınıza yada yakın arkadaşlarınıza bu lezzetli baklava hamuru ile yapılan tatlıdan yapıp, ikram edin de çok güzel iltifatlar duyun... :)


Malzemeler:

-1 paket hazır baklava yufkası
-4 yumurta
-1 su bardağı sıvı yağ
-1 su bardağı süt
-1 su bardağı şeker
-1 kabartma tozu
-1 vanilya

Şurubu:
-2,5 su bardağı şeker
-2,5 su bardağı su
-limon suyu

YEMEK, TATLI, TOKİDEKİ SESİN EVİNDEN, tokideki sesin mutfağından, tarifler, sunum, lezzetli tarif

Yapılışı ise, ilk olarak tepsi yağlanır, daha sonra her yufkanın dar ucuna resimdeki gibi fındık yada ceviz konulur,bir kez kıvrılır ve yufkanın geri kalan kısmı öne doğru çekilerek pili yapılır. 

Diğer yufkalar da aynı şekilde önüne pili yapılarak yufkalar sıkıştırılarak dizilir.Üzerine fırça ile hafifçe sıvı yağ sürülür.fırına koyulur ve üzeri hafif pembeleşene kadar pişirilir.

Pişme işlemi gerçekleşirken diğer malzemeler çırpılır ve üzeri pembeleşmeye başlayan tatlı fırından çıkarılır çırpılan malzeme eşit şekilde tatlının üstüne dökülür ve tekrar fırına sürülür.

Pembeleşen tatlı fırından çıkarılır.5 dakika sonra ılık şerbet üzerine dökülür. Soğuyunca servis yapılır.

YEMEK, TATLI, TOKİDEKİ SESİN EVİNDEN, tokideki sesin mutfağından, tarifler, sunum, lezzetli tarif

Yapacak olanlara şimdiden kolay gelsin. Der ve ben kaçarım....

Hoşça kalın.

22 Mayıs 2014 Perşembe

Gazete Kağıtlarından Kutu Yapımı

Merhabalar arkadaşlar, bugün sizlere gazete kağıtlarından yaptığım kutumun yapılışını paylaşmak istiyorum.

Aslında bu benim ilk kağıt çalışmam, bundan önce tuvalet kağıdı rulolarından ayna süslemesi yapmıştım. Ama bu çalışmam ondan tamamen farklı bir çalışma... Şimdilik küçük bir kutu şeklinde çalıştım. Ama sonuç hoşuma gitti :) o sebepten ilk fırsatta bir tanede orta boy sepet çalışması yapmak istiyorum...

değerlendirmeler, DIY, eskiyi değerlendir, hobi, kağıt çalışması, kutu kaplama, TASARIM

Kutumu kırmızı oje ile boyayıp, televizyon sehpasına koydum ki içine ortalıkta çocukların unuttuğu silgi, kalem tıraşı, boya, ... gibi ortada kalanları onun içine koyuyorum. Kuzular kaybolan eşyalarını aradıkları zaman ilk olarak buraya bakıp aradıklarını çar çabuk bulup bana sürekli ''anne ....kayboldu, gördün mü?'' Gibi sorular ile bunaltmadan kendileri hallediyorlar :)

Gerçi çocuklar diyorum; ama bizim evde 3 tane erkek olduğu için babaları da çocuk gibi hatta onlardan daha fazla şeylerini kaybettiği için onun içinde iyi oldu :) Oda yüzüktür, saattir gibi şeylerini eve gelince genellikle yatak odasına çıkarıp koyma gibi alışkanlığı olmadığı için sehpa, komidin hatta koltukların üzerine çıkarır. Sonra küçük kuzu onu görüp ondan habersiz -sanki başka hiç oyuncağı kalmamış gibi- oynamaya koyulur, sonrada sıkılır oynadığı yerde onu unutup gider... Ama bu yerler orta yerler olmaz ya yatak altları yada koltuk altları hatta bazen mutfak rafının içinden bile çıkmışlığı vardır.... :) Her neyse sonuç olarak bu küçük kutu bizim daha doğrusu benim için çok iyi oldu...

değerlendirmeler, DIY, eskiyi değerlendir, hobi, kağıt çalışması, kutu kaplama, TASARIM

Gazete Kağıdından Kutu Nasıl Yapılır?

Yapılışı ise, yukarıda da gördüğünüz gibi önce gazete kağıtlarını bir şiş boyunda iki parmak genişliğinde kesip, şişe sıkı sıkı sararak, küçük küçük çubuklar yaptım. Daha sonra ise karton kağıt ile iki tane taban için parça kesip. Karton kağıdın birinin köşelerine gazete kağıdı ile yaptığım çubukları koyup orada yapıştırdım daha sonra ise onun üzerine diğer karton parçasını yapıştırıp kurumasını bekledim. Daha sonra ise sıra ile gazete çubuklarını dolayarak kutuyu oluşturdum. Dediğim gibi benim ilk çalışmam olduğu için ben denemek maksatlı küçük bir kutu yaptım sizler isterseniz istediğiniz boy vede genişlikte çeşit çeşit kutular yada sepetler yapabilirsiniz...

Son olarak ise, evde iken ara ara sürdüğüm kırmızı renkli bir ojem vardı; onu eskimeden değerlendirmek maksatlı onu sürerek kutumu kırmızı renkli yaptım. Ama sizler isteseniz su bazlı başka boyalar ile istediğiniz renkte boyar yada peçete dekupajı yapabilirsiniz. Emin ki o şekilde de çok güzel olur...

Yapacak olanlara şimdiden kolay gelsin der ve be kaçarım....

Hoşça kalın.


20 Mayıs 2014 Salı

ADSIZ YORUMA CEVABIM VE BAŞIMIZ SAĞ OLSUN....

Bir haftalık zorunlu ayrılıktan sonra  hepinize merhabalar...

Geçen hafta salı akşamından beri internetim yoktu... Nedeni ise, bizim kullandığımız internet ağının bir başka ağa devretmesi sonucu bazı aksaklıklar oldu. Aslında uzun uzadıya paylaşmam gereken başlı başına başka bir konu ama şimdilik burada kesip... Bu yayını yayımlama sebep olan kimliği belirsiz kendini başka başka isimle tanıtarak bloğuma yorum bırakan terbiyesiz içindir...

Terbiyesiz diyorum ama bence terbiyesiz kelimesi de o kişi için az olur... Bu tarz peşin hükümlü, sürekli kendini başkaların hayatını bilmeden nasıl ruh hali var, nelerle uğraşıyor bilmeden yargılayan insanlardan nefret ediyorum ve o kişilere bloğumdan kış kışlamak istiyorum. Sizin gibi kişileri bloğumda görmek istemiyorum başımdan bir çekin gidin!..

Salı günü sabah vakti hediyeleşme etkinliği için bir post yayınlandığımdan aynı gün iki tane post olmasında ertesi gün yayınlayayım diye yine aynı salı sabahı yazdığım bir postu ayarlayıp ertesi gün için otomatik yayın olarak ayarladım. Ama maalesef o gün akşam internet gittiği için ne postu durdurabildim nede yorumlara bakabildim... Daha ki şimdi tekrar internetim gelene kadar...

İnternet gelir gelmez hemen bloğumu açtığımda birde baktım ki iki tane farklı isimde ama aynı kişi olduğu her halinden belli iki tane kendince beni yargılayan yorum gördüm... Yorumu aynen buraya kopyala yapıştır yapıyorum...yasemin14 Mayıs 2014 22:34Bugün bunca acı varken sizin kitap tanıtmanız nasıl bir cahilliktir vicdanınız yokmu sizin?

Daha sonra aradan iki gün geçtikten sonra ise başka bir isimle bu seferde bu şekilde yorum bırakmış...ayse16 Mayıs 2014 09:31''Yazıklar olsun size bütün bloglara duyurucam yorumları yayınlayacak cesaretinizin olmaması ne acı....''

Şeklinde... Gördüğünüz gibi ikinci yorumunda onun ilk yorumun bilinçli olarak yayınlamıyorum sanıp ikinci defa yorum bırakmış ama bu seferde başka bir isimle... Yazık ya bu tür cambazlıklar bana çok cahilce vede çocuksu geliyor... Bunu yapmayın inanın çok komik duruma düşüyorsunuz...

O kişiye aslında cevap vermeye tenezzül etmek istemedim ama daha sonradan vicdanıma söz eden kişinin aslında kendi vicdanını sorgulaması gerektiğini anlasın diye cevap vermek istedim...

Hayatım, sen bana vicdansız demişsin ya ben sosyal medyada soma ile ilgili paylaşımlar yapmadığım için mi vicdansız oluyorum?... Sizler sosyal medyada bangır bangır bağırıyorsunuz.. Ama sizlerin normal hayatınızda nasıl bir acı içinde olduğunuzu yada onlara ne gibi faydalarınız olduğunu nereden bileyim? Benim o soma olayı için üzülmediğimi yada onlar için nasıl ne şekilde yardımlar yaptığımı yada yapmadığımı nereden biliyorsun da bu şekilde bana iftira atıyorsun... İftira diyorum çünkü bu bana karşı resmen iftiradır. Ve benim hakkıma girdin sana hakkımı helal etmiyorum... Şimdi ne olacak ya, bana iftira atıp hakkıma girdin öbür dünyaya hiç kimseden olmasa bile benim hakkım olan kul hakkı ile gitmek zorunda kalacaksın şimdi ne yapacaksın?... Aslında daha çok şeyler yazıp içimi dökmek istiyorum ama o kadar şeyler yazıpta o kişi için zamanımı boşa harcamak istiyorum. 

O sebepten onu Allah'a havale edip Somalı insanlar için kaç gündür ne yediğimi nede içtiğimi anlamadan iki gündür elimde kumandan o kanal senin bu kanal benim onların ailesinin acı hikayelerini izleyip salya sümük ağlamakta idim... Onların en çok çocuklarına çok üzüldüm bu kadar küçük yaşta babasız kalmak çok acı bir duygu olduğunu kendim bizzat bildiğim için Allah onların yardımcısı olsun ve orada ölen kardeşlerimizi de Allah rahmet etsin şehit rütbesi versin diye her namaz kıldıktan sonra dua edip arkalarından bol bol yasin okudum... Allah kabul etsin.

Milletçe her vicdanı olan insan, onların acılarını eminim ki yüreklerinde hissetmiştir. O sebepten milletçe hepimizin başı sağ olsun. Allah tekrarını göstermesin...

Yardım konusunda ise bence insan ne verdiğini yada kime verdiğini reklam etmek maksatlı sosyal medyalarda yayınlamasına karşıyım... Bizim dinimiz gereği insanın bir elinin verdiğini diğer elinin görmemesi gerekiyor ki o hayırın senin için öbür dünyada faydası olsun... Yoksa bu dünyada etraftakiler konuşsun diye verip, bu dünyada konuşturursan öbür dünyada hiçbir faydası olmaz... Allah'a şükür bunun bilincinde olan insan olduğum için zaten bloğumda bu tarz bir paylaşım yapmazdım...


Hoşça kalın.

14 Mayıs 2014 Çarşamba

HZ. MUHAMMED (S.A.S)'İN EŞLERİ VE AİLE HAYATI KİTABI HAKKINDA BİLGİ

Yazar: Doç. Dr. Ziya Kazıcı

Sayfa Sayısı: 348

Baskı Yılı: 1991

Yayın Evi: Çağ yayınları

HZ. MUHAMMED (S.A.S)'İN EŞLERİ VE AİLE HAYATI KİTABI HAKKINDA BİLGİ

Merhabalar arkadaşlar, bugün sizlere yine çok güzel vede bilgilendirici dini bir kitabı paylaşmak istiyorum...

Bu kitabı yeni bitirdim ve çok etkilendim. Çünkü bu kitabı okuduktan sonra Peygamberimizin aile hayatı hakkında aklıma takılan bir çok sorunun cevabını buldum. 

Kitap ilk olarak İslamdan önce kadınına verilen değeri vede kadının yerini işledikten sonra İslamdan sonra kadına ne gibi haklar verildiğini vede çok mukaddes bir görev olan analık hakkında kadına verilen önemi en ince ayrıntısına kadar ele almıştır.

Ayrıca Hz Peygamberin gençlik yıllarında hayatının en hareketli hallerinde üstelik henüz Peygamberlik gelmemiş olmasına rağmen nasıl temiz vede namuslu olduğunu ele aldıktan sonra 25 yaşında iken kendisinden 15 yaş büyük olan üstelik 2 kere evlenmiş olan bir kadınla evlenip o ölene kadar onunla birlikte evliliğini büyük bir huzur vede saadet eşliğinde yürüttüğünü anlatıyor. Şimdi bunda ne var diyor bazı kişiler ama maalesef yanlış düşünüyorlar onlar kendi yaşadıkları ana göre düşünüp o şekilde yargılıyorlar halbuki o yıllarda memleketin örf ve gelenekleri başka kadınlar ile evlenmeye müsait idi.

Ama o öyle yapmadı... Evet daha sonraları Hz. Hatice öldükten sonra başka başka sebeplerden dolayı çok evlilik yaptı. Ama bu evliliği yapmasında hep başka sebepler vardı. Ya dini, sosyal, barışı sağlama için yapılmıştı (Cüveyriye, Safiyye ve Marie' de olduğu gibi) Yada akrabalık bağlarını kuvvetlendirmek için. (Aişe, Hafsa ve Zeynep'in evliklerin de olduğu gibi) Bir kısmı ise eşleri savaşta öldükten sonra ortada kalan kadınlara vede çocuklarına yardımcı olmak içindi. (Secde, Ümmü Habibe ve Ümmü Seleme'nin evlikleri gibi)

Hepsi Allah'ın emri vede isteği üzerine yapılan evliliklerdi... Yani öyle kadınlara düşkünlüğü oldu için değil, ki öyle olsa gençlik yaşlarında pek alada bunun alasını dul olmayan kızlar ile evlenerek yapabilirdi.

Aslında kitap hakkında konuşulacak vede yazılacak o kadar çok şey var ki şimdi hepsini buraya yazacak olursam ne bende bel kalır, nede sizde sıkılmadan okuma hali... :) Onun için ben daha fazla uzatmadan sizlere şiddetle tavsiye ediyorum. Bence her mümin erkek vede kadının okuması gereken bir kitap.

Hoşça kalın.

12 Mayıs 2014 Pazartesi

Cezerye Tarifim

Merhabalar arkadaşlar! 

Bugün bloğumda ki arşivlerime bir göz attım da paylaşmam gereken tariflerim çoğalmış. Bende o sebepten sizlere buzdolabınızda kalmış son havuçlarınızı değerlendirmenizi sağlayacak olan yöresel bir tarifi paylaşmaya karar verdim...

Bu tarifi yaparak buzdolabınızın ücra köşelerinde kalmış havuçlarınızı değerlendirmiş olduğunuz gibi çok lezzetli mis gibi cezeryelere de sahip olmuş olacaksınız. :)

tokideki sesin hindistan cevizli cezerye tarifi

İsterseniz daha fazla zaman kaybetmeden sizlere tarifi vereyim de sizlerde hiç zaman kaybetmeden mutfaklarınıza gidip havuçlarınızı daha fazla çürütmeden bu tarifi yapıp, ister komşularınıza 5 çayında ikram edin. İsterseniz de akşam eşiniz vede çocuklarınıza akşam yemeğinden sonra tatlı niyetine çok ağır olmayan hafif bir tatlı niyetine ikram edebilirsiniz.... Tercih sizin... :)

Cezerye malzemeleri

  • Yarım kilo kadar havuç
  • 1 su bardağı şeker
  • 1 su bardağı su
  • 20 adet pötibör bisküvi
  • Yeteri kadar hindistan cevizi
  • 2 Yemek kaşığı dövülmüş ceviz
  • 1 tatlı kaşığı tarçın
tokideki sesin hindistan cevizli cezerye tarifi


Cezerye nasıl yapılır?

 İlk olarak havuçları soyup rendeleyin. Havuç, dövülmüş ceviz ve toz şekerini bir tencereye alın. 1 su bardağı su ekleyip havuçlar macun kıvamına gelene kadar karıştırarak pişirin. Havuçlar macun kıvamına geldikten sonra ocağın altını kapatıp soğumaya bırakın. Daha sonra bisküvileri robottan geçirip havuçlu karışıma tarçın ile birlikte ekleyip iyice yoğurun. Sonra bir borcamın altını hindistan cevizi ile kaplayıp havuçlu karışımı üzerine döküp bir ıspatula yardımı ile düzgün şekilde yayın. Sonra onun üzerine de hindistan cevizi  ekleyip cezeryelerinizi buzdolabına dinlenmeye bırakın.

Sonra istediğiniz zaman buzdolabından çıkarıp bir bıçak yardımı ile kare kare kesip servis edin... 

Yapacak olanlara kolay gelsin...Yiyecek olanlara ise afiyet olsun der ve ben kaçarım. :)

Hoşça kalın.

11 Mayıs 2014 Pazar

ANNELER GÜNÜMÜZ KUTLU OLSUN

Hayırlı pazarlar arkadaşlar,
Bugün malum herkesin bildiği üzere dünyanın en kıymetli görevi olan her ne kadar bir gün ile sınırlı olmasa da bu gün anneler günü...

Ben 10 yaşından 21 yaşına kadar anneler gününü hiçç sevmez hatta öyle bir gün olduğu için çok kızardım... Düşünün artık benim gibi özel günlere karşı takıntısı olup en küçük ayrıntıyı anıp kutlamaktan çok hoşlanan bir kişinin böyle bir günü sevmemesini... Nedeni ise sizler eski okurlarım çok iyi bilir ama yeni okurlarım şimdi bana bu ne demek istiyor diye anlamamıştırlar o sebepten ne demek istediğimi anlamayan kişiler burayı okurlarsa beni daha iyi anlayacaklardır...

Ama daha ki büyük kuzum Emir dünya ya gelene kadar... O dünyaya gelip o kutsal görev olan annelik duygusunu bana da verdikten sonra artık bende anneler gününü çok sevmeye başladım... :)

Canım kuzularım iyi ki sizler varsınız ve iyi ki benim kuzularım olup bana da böyle güzel bir duygu olan annelik duygusunu tattırdığınız için çoook teşekkür ederim.. :)

Alttaki resimde küçük kuzum olan Efe'nin ana sınıfında benim için yaptığı anneler günü hediyesi. :)

anneler günü, özel gün, ALDIĞIM HEDİYELER, çocuklarım, HAYATIN İÇİNDEN KONULAR, TOPLUMSAL KONU

Ve son olarak tüm anne olanların, anne olmak üzere olanların, anne olmak isteyenlerin yada  olmak için çabalayan tüm kadınların anneler gününü kutlarım...Ve ayrıca benim gibi annesini kaybedenlerin annelerini ise dualarımızda unutmayalım. Tüm ölmüş annelerimizin ruhu içinde hiç olmazsa bugün toplu olarak birer fatiha-i şerif okuyalım...

Hoşça kalın.

9 Mayıs 2014 Cuma

KARADUTUN KULLANIMI VEDE KARADUT HAKKINDA BİLGİ

Allah'tan bir dua gibi Peygamber'den bir armağan gibi sevabınız bol olsun! Hayırlı Cumalar..

Bu mübarek günde sizler ile Cenabı Allah'ın bize bir nimet olarak verdiği çok güzel bir bitkiden bahsetmek istiyorum. Yaradanın bizim için yarattığı bu kara dut için bile binlerce kez şükretsek vede ibadet etsek onun hakkını vermiş olmayız. Ki düşünün bunun gibi daha nice güzellikler var....



Başlıktan da anladığınız üzere bugünkü konumuz tamda mevsimi olan bir bitki karadut...


KARADUTUN KULLANIMI VEDE KARADUT HAKKINDA BİLGİ


İlk olarak isterseniz karadut Hakkında Genel Bilgiler vereyim...

Karadut, kalsiyum, demir, B1, B2 ve C vitaminlerini içeren tadı ile görüntüsü ile harika bir şifalı bitkidir.


Karadut Faydaları İse:

• Karadut, sürekli kendini yorgun hisseden ya da en ufak bir fiziksel aktivite yaptığı anda son derece yorgun bitkin düşen kişiler için tam bir enerji deposudur. Günde ufak bir çorba kâsesi kadar karadut tüketen kişinin bütün yorgunluğu, bitkinliği yok olacaktır.

• Bağışıklık sisteminizin kuvvetlenmesi için, tam bir antioksidan deposu olan karadutun tüketilmesi son derece faydalı olur.

• Karadut, yaşlanmayı geciktirici etkisi ile özellikle kadınların en çok sevdiği şifalı bitkilerden biridir. Karadutun özellikle cilt kırışıklıklarında ütü görevi gören etkisi vardır.

• Bağırsak kurtlarından kurtulmak için sabahları aç karnınıza bir çay bardağının içine atacağınız karadutları tüketmeniz gün içerisinde bağırsak kurtlarını döktüğünüzü görmenizi sağlayacaktır.

• Kabızlık sorunu yaşayan kişilerin karadut tüketmeleri bağırsaklarının düzenli çalışmasını sağlayarak kabızlık probleminden kurtulmalarına fayda gösterecektir.



Karadutun Zararı:

Şimdi diyeceksiniz ki ee o kadar çok faydası var peki ya zararı, bu bitkinin zararı hiç yok mu diyeceksiniz... Bende sizlere şunu söyleyebilirim ki... Olmuş, olgun bir kara dutun hiç bir şekilde zararı yokmuş. Ama sadece ham olan karadutu çok fazla tüketirseniz kabız olma ihtimaliniz yüksekmiş o sebeple aldığınız karadutun ham olup olmadığına dikkat edin.


Karadut Kullanımı:

Bu adar çok şifa kaynağı olan kara dutu başka ne şekilde kullanabiliriz diye merak edenleriniz için ise bir kaç öneri sunacağım...
1 litre suyu kaynatıp, karadutun yapraklarını parçalayıp atar ve demlemesinden sonra gargara yaparsanız ağı yaralarından ve diş eti hastalıklarından kurtulabilirsiniz.

Karadutu meyve sıkacağına atın ve bekletmeden çıkan suyu yüzünüze sürün kuruduğu zaman saf su ile yıkayın. Bu size yüzünüzdeki çizgilerin yok olması için resmen doğal botox görevi yapacaktır.

Beyaz dut hakkındaki yazımı okumak isterseniz ise sizleri buraya alayım...

Hoşça kalın.

7 Mayıs 2014 Çarşamba

KIZ ÇOCUKLAR İÇİN DİKTİĞİM ETEKLER

Merhabalar!..

Bugün sizlere küçük çapta yaptığım dikiş işlemlerinden yine bir çalışma paylaşacağım...

Şimdi içinizden ne geçirdiğinizi duyar gibiyim. Yine bir değerlendirme dikişi diyorsunuz demi dediğinizi tahmin ediyorum. :) Evett... Yanılmadınız, doğru tahmin ettiniz. Yine bir değerlendirme işlemi olarak yaptığım bir dikiş. :)

TOKİDEKİ SESİN KIZ ÇOCUKLARI İÇİN DİKTİĞİ ETEKLER, DEĞERLENDİRME

Yukarıdaki resimde de gördüğünüz üzere bu sefer ki kız çocukları için yapılmış 3 tane saten kumaştan parçalı tarzda olan klasik lastikli etekler diktim...

Şimdi diyorsunuz ki değerlendirme bunun neresinde diyorsunuz?... Bende şunu söyle yiyorum ki buraya bakarsanız değerlendirme bunun neresinde anlarsınız, diyorum :)

Ne oldu?.. Baktınız demi?.. :) Nasıl bir değerlendirme olmuş sizce?..

Biz bayanlarda kıyafetlerden bıkma olayı genellikle çok olur... Misal bir eteği, gömleği, vs... Fazla giydiğimizde ondan sıkılır bir daha giymek istemeyiz. Öyle durumlarda genellikle ya çöpe atar yada yer silme bezi yaparız. Ama ben genellikle yıpranmamış olan bu tarz kıyafetlerimi genellikle ya yenilerim yada başka şeylere dönüştürüp bir müddette o şekilde kullanarak. O eşyamızın daha fazla kullanmasını sağlarım. O sebepten bu seferde bu tarzda kendi eteğimin kumaşından, benim küçüklük bir elbisem var bu zamana kadar sakladığım o elbisenin etek kısmını da ölçü olarak belirleyip bu şekilde lastikli etekler yaptım.

Aslında lastikli değilde fermuarlıda yapabilirdim ama maalesef dikiş makinemin fermuar dikmek için gerekli aparatı olmadığı için lastikli yaptım. Ama sonrasında düşünümde iyiki de lastikli yapmışım bu şekilde çocuklar daha basit şekilde giyip çıkarabilirler.


Eteklerim şimdilik sahiplerine gitmediler evde bekliyorlar ama yiğenlerime vermeyi düşünüyorum umarım onlarda ben dikerken zevk alarak diktiğim gibi giyerken de zevk alark giyerler... :)

Hoşça kalın.

5 Mayıs 2014 Pazartesi

DÜĞÜN DERNEĞİ İZLEDİM

Merhabalar!..

Bugün sizlere kilo kontrol durumumdan rapor verecektim ama maalesef sabah tartının üstüne çıktığımda gördüm ki kilomda bu hafta bir değişme olmamış :( İnsanoğlunun doğasında vardır bilirsiniz, insan illaki kendini teselli edecek ya!.. Benim tesellimde ''evet kilo vermemişim , ama olsun en azından almamışım da '' oldu... :)

Ben normalde postlarımı sizlerin de bildiği üzerine sabahları evde yalnız kaldığımda hazırlarım. Ama bugün bizim ev fertleri için yoğun bir gün geçmiş olacak ki ben hariç herkes uyudu... Eeee bu durumu kullanmak lazım diyerek daha önceden izlediğim ama bir türlü paylaşma fırsatım olmayan bir filmi hazır bu şekilde sessiz bir ev ortamı da bulmuşken fırsatı değerlendireyim diyerek düğün dernek filmi hakkındaki postumu sizler için paylaşacağım...

Offf, ne uzun bir başlangıç oldu öyle, biran yazarken film paylaşmaya hiç geçemeyeceğimi düşünmüştüm.:)

Tamam tamam ben en iyisimi tıp diyeyim ve filmi paylaşayım. :)

izlediğim filmler, film, film tavsiyem, komedi filmi, türk filmi, tavsiye ettiğim filmler, sürükleyici film tokideki sesin izlediği filmler

Düğün dernek filmini aslında bir çoğunuz izlemişsinizdir. Çünkü film gösterime başladığı andan itibaren 6 milyondan fazla izleyen olduğu için Türk sinemasının en çok izlenen filmi oldu.

Ahmet Kural ve Murat Cemcir'i genellikle Ankara şivesi vede kültürünü yansıtan film vede dizilerde görmeye alışmıştık. Ama bu sefer Ankara değilde Sivas versiyonu ile ortaya çıktılar... :)


Filmin konusu hakkında bilgi vermek gerekirse, Sivaslı Tarık ve Letonyalı Monica  evlenmek istiyorlar. Ancak damadın babası İsmail için, dört dörtlük bir düğün yapmak şarttır. Sivas’da düğün gelenekleri ağır, İsmail’de imkan dardır... Ama can yoldaşları sayesinde tüm Sivas seferber edilecektir.


Fikret ve Çetin gelinlik ve düğün salonu peşine düşerken, Saffet’in payına da düğünün sanatçısını bulmak düşer. Bir tüp kamyonu, bir deve ve tek oğlunun mürvetini görmekten başka her şeye gözünü kapatabilen bir kayınvalide! Üzerine Letonya’dan yola çıkan bir grup “kız tarafı” ile de film iyice şenleniyor... :) Filmde her ne kadar dayak olsa da filmde o dayak sahneleri bile öyle işlenmiş ki o sebepten insanlar o sahnede bile hakır hakır gülüyorlar... Eve evet bende güldüm. :)

Yani kısacası, bence filmi izlemeyen varsa vede o gün tüm dert vede kederlerinden kurtulup göbek hoplatarak gülmek isterse hiç zaman kaybetmeden bu filmi izlesin derim ben...

Hoşça kalın.

2 Mayıs 2014 Cuma

SİMLİ İPLİ ŞALIN YAPILIŞI

Merhabalar!...

Bugün sizlere şal mı desem, atkımı desem, fular mu desem karar veremediğim bir örgüyü burada vede burada paylaştığımda nasıl yapıldığını merak edip. Yapılışını da paylaşır mısınız diye mail atan arkadaşların istediği üzerine örerken adım adım resim çekip, yapılışını paylaşacağım... Umarım başarabilirim... :)

Aşağıda ki resimde de kombinlenmiş halini görüyorsunuz...

örgü, ŞAL, atkı yapılışı ile birlikte, resimli anlatımlı örgü, el emeği, şiş ile örgü, tığ ile örgü, hobi

İlk olarak isterseniz gerekli olan malzemeleri paylaşayım... Simli ipten istediğiniz renkte bir yumak ipiniz olacak, sonra 5 veya 6 numaralı şiş, misinalı şiş ve ölçerek örmek isterseniz metre yada mezura...

Malzemeler gördüğünüz üzere bu kadar az. :)

Şimdi de asıl önemli olan yapılışına geçelim.

Alttaki resim kolajından da sıraladığım sıralama şekline göre anlatmaya çalışacağım...
1- Şişimize 30 ilmek atarak örgümüze başlıyoruz.
2 ve 3-De gördüğünüz üzere sonra ilk ilmeği düz olarak örüp ikinci ilmeğe geçmeden şişimizin başını bir kere dolayıp 2. ve 3. ilmeği bir olarak alacağız. Yani bir attırıp bir çoğaltmış olacağız. Böylelikle ilmek sayısı eksilmeden örgümüze devam etmiş olacağız.
4- Sırada da gördüğünüz gibi bir model oluşmaya başlayacak. Siz o şekilde örmeye devam edin.

























İstediğiniz ölçüyü isterseniz göz kararı kime göre ayarlayacaksınız o şekilde ayarlayın ama yok seninkinin boyu tam ideal bede o şekilde yapmak isterim derseniz de attaki resim kolajından da ölçülerini görüyorsunuz.

















Vee şimdi asıl püf noktası olan bir ucunu diğer ucundan geçirmenizi sağlayacak olan yer...

Bunu da yine resim sıralamasına göre anlatmak istiyorum.

1- İlk olarak misinalı şişimizi alıp örgümüzün bir sırasını, misinalı şişin birine diğer sırasını ise diğer tarafına geçirerek tüm sırayı o şekilde örelim. Böylelikle örgümüzü ikiye ayırmış olacağız.
2-Tüm ilmekleri o şekilde ikiye ayırdıktan sonra önce bir tarafı bir düz bir ters olarak lastik örgüsü dediğimiz şekilde öreceğiz.. İstediğimiz şekilde ucundan geçebilecek şekilde ördükten sonra, diğer tarafını da aynı şekilde o uzunluğa gelene kadar orayı da öreceğiz.
3-İki tarafı da aynı uzunlukta ördükten sonra asıl şişlerimize tekrar geçirme işlemi var onuda yine ayırma mantığındaki gibi bir o şişten bir diğer şişten alarak iki ucunu da birleştirmiş olacağız
4- Sıradaki resimde de gördüğünüz üzere istediğimiz şekilde bir boşluk oluşmuş olacak. Sonra yine aynı ilk baştaki örgü modeli olan bir çoğalt bir kes işlemi şekilde örgümüze devam edeceğiz...


O ucunuda istediğimiz şekilde ördükten sonra lastikli boşluğa ister bir gül ister başka şekilde süsleyerek göze daha güzel hitap etmiş olacaksınız...

Ben aynı ipten bir gül şeklinde örgü örüp oraya diktim. Hımmm bu ara da o gülün nasıl örüldüğünü de bilmeyeniz olursa yine bana bildirsin onun içinde ayrı bir post hazırlarım...



Bu arada bu tür cicili bicili örgüler özellikle kız çocuklarına daha çok yakışıyor. Sizinde kız çocuğunuz varsa onun içinde bir tane örün eminim ki çok yakışacaktır. :)

Ben genellikle öyle kız çocukları için örüp onlara hediye ettim ve halen etmeye de devam ediyorum... :)
İnşallah sizlerinde hoşuna gider :)
Hoşça kalın.

1 Mayıs 2014 Perşembe

REGAİP KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN VE İBADETLERİ


Tüm müslümanların Regaip Kandili Mübarek Olsun. 

REGAİP KANDİLİNDE NASIL İBADET ETMELİYİZ

- Regaip kandili gününü oruçlu olarak geçirmeliyiz yani bu geceyi oruçla karşılamak tavsiye edilmektedir.

- Regaip gecesinde kazası olan insanın hiç değilse 1 günlük kaza namazını ihya etmesi tavsiye olunur.

- Kur’an-ı Kerim okuyabiliriz.

- Yatsı namazı ile sabah namazını camide cemaatle kılmak bütün günün ve o gecenin önemli bir ihya şeklidir. Eğer yatsı ve sabah namazını cemaatle camide kılan birisi bütün gününü sabahtan akşama kadar ibadetle geçirmiş kadar sevap kazanır.

- Bir başka ihyâ şekli zikir ….. “Lâ ilâe illallah”, “Allahümme salli alâ seyyidinâ muhammedin ve alâ âli seyyidinâ muhammed”, “Estağfirullah”, “Sübhànallah”, “Elhamdülillâh”, “Allahu ekber”, “Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azîm”, “Allah” gibi sözler mübarek kelimelerdir, cümleciklerdir. Bunları zikretmek çok sevabdır..

Regaip kandilinde kılınacak namazlar:

Peygamber efendimiz bu gecede tespih namazı kılmıştır. Ve yine akşam vakti ile yatsı vakti arasında Hacet namazı (12 rekat) kılmıştır.

Sevgili dostlar dualarınızda beni de unutmayım Çünkü bir müminin mümine duası geçermiş. Zira ben dualarımda sizlere de yer vereceğim.
Bu mübarek gecenin benim için başka bir önemi ise, benim eşim regaip kandilinde doğmuş. O sebepten de dedesi adını 'Regaip' koymuş. Her ne kadar şimdi tarihi 14 Nisana denk gelmese de bundan 31 yıl önce 14 nisanda regaip kandiliymiş.

Hepinize Bol İbadetli Günler Dilerim.

Hoşça kalın.