Merhabalar sevgili okurlar, bugün sizlere Ramazan bayramı tatilinde katıldığım bir yörük şenliğini paylaşmak istiyorum. İsterseniz ilk olarak bilmeyenler için yörük ne demek? ona bir açıklık getireyim. Daha sonra devam ederim.
1950 yılından beri artık göçebe hayatları neredeyse biten yörüklerin çoğu dağ köylerinde yerleşik hayatta yaşamaktalar. Özellikle Antalya ve çevresinde çok bulunmakta... Ancak Konya'nın Dığrak köyü de bir yörük köyüdür. Rahmetli anacığım da Dığrak köyünden; bir yörük kızıydı...
Dığrak köyü, Sultan dağlarına kurulmuş, çam ağaçları ile kaplı. Kırmızı topraklı bir dağ köyü. Devamlı büyük şehirlere ve Kıbrıs'a göç verdiği için; günümüzde Dığrak köyünde, bir avuç insan kalmış.
Ancak yörükler birbirlerine tutkun insanlar oldukları için; yeni jenerasyona da yörüklüğü anlatıp, öğretmek için her sene şenlikler düzenlenmekte...
Bu seneki yörük şenliğine bizde ailecek katıldık. Şenlik alanına kıl çadırları kurulup. Bulgur pilavı ve keçi etinden yapılmış kavurmalar kazanlarda pişirilip, gelen insanlara ikram edildi.
Ayrıca mehter takımı, seymenler ve folklorik halk oyunları oynanıp; ip çekme ve çuval yarışı gibi klasikleşen küçük yarışlarda yapıldı.
Birde Antalya'dan getirilen develer ile gelen konuklar deve üzerinde ufak gezintiler yaptılar. Tabi bu eğlenceden bizimkilerde eksik kalmadı.... :)
Yani anlayacağız bizİm için çok eğlenceli ve güzel bir gündü. Tabi anneannemin evine gidince, canım anacığım ile bayramlarda ziyaret ettiğimiz günler aklıma gelip, göz pınarlarımda ister-istemez yaşlar oluştu. Çünkü anacığım ile birlikte o evde kalışımız. Dışarıda odun ateşinde yapılan kavurmanın kokusu ve akşam üzeri dağdan keçi otlatmadan gelen dedemi ve keçileri karşılayışımız halen dün gibi aklımda ve yüreğimin derinliklerinde hissettim. :(
Sizlere yörük hayatını belgeselleyen bir İngiliz kızının 1 ay, yörük bir ailenin çadırında kalışını anlatan bir belgesel programını buraya ekliyorum.
Yörük demek yukarıdaki vikipedi açıklamasında da yazdığı gibi konar-göçer hayat yaşayan insanlara denir. Zaten yeşil çam filmlerinden 'boş beşiği' izleyenler yörükler hakkında az-çok fikri vardır.
''Osmanlı İmparatorluğu tüm Balkanlar'da elde ettiği topraklara sahip olunması için sadece Türkmen/Yörükleri göndermiş ve görevlendirmiştir. Yörükler Anadolu ve Rumeli’de göçebe olarak yaşayan, geçimlerini hayvancılıkla sağlayan ve mevsimlere göre ova veya yaylalarda kurdukları çadırlarda oturan Oğuz Türklerine verilen ad. Bunlara, Türkmenler adı da verilir. “Cesur, muhârip, iyi yürüyen, eli ayağı sağlam” gibi mânâları ifade eden “Yörük” kelimesi yerine, “yürük” kelimesi de kullanılır. Umumî olarak konar-göçer hayat yaşayan bütün topluluklar için kullanılan bu isim, daha çok göçebe Oğuz boyları için alem (özel isim) olmuştur. ''
1950 yılından beri artık göçebe hayatları neredeyse biten yörüklerin çoğu dağ köylerinde yerleşik hayatta yaşamaktalar. Özellikle Antalya ve çevresinde çok bulunmakta... Ancak Konya'nın Dığrak köyü de bir yörük köyüdür. Rahmetli anacığım da Dığrak köyünden; bir yörük kızıydı...
Dığrak köyü, Sultan dağlarına kurulmuş, çam ağaçları ile kaplı. Kırmızı topraklı bir dağ köyü. Devamlı büyük şehirlere ve Kıbrıs'a göç verdiği için; günümüzde Dığrak köyünde, bir avuç insan kalmış.
Ancak yörükler birbirlerine tutkun insanlar oldukları için; yeni jenerasyona da yörüklüğü anlatıp, öğretmek için her sene şenlikler düzenlenmekte...
Bu seneki yörük şenliğine bizde ailecek katıldık. Şenlik alanına kıl çadırları kurulup. Bulgur pilavı ve keçi etinden yapılmış kavurmalar kazanlarda pişirilip, gelen insanlara ikram edildi.
Ayrıca mehter takımı, seymenler ve folklorik halk oyunları oynanıp; ip çekme ve çuval yarışı gibi klasikleşen küçük yarışlarda yapıldı.
Birde Antalya'dan getirilen develer ile gelen konuklar deve üzerinde ufak gezintiler yaptılar. Tabi bu eğlenceden bizimkilerde eksik kalmadı.... :)
Yani anlayacağız bizİm için çok eğlenceli ve güzel bir gündü. Tabi anneannemin evine gidince, canım anacığım ile bayramlarda ziyaret ettiğimiz günler aklıma gelip, göz pınarlarımda ister-istemez yaşlar oluştu. Çünkü anacığım ile birlikte o evde kalışımız. Dışarıda odun ateşinde yapılan kavurmanın kokusu ve akşam üzeri dağdan keçi otlatmadan gelen dedemi ve keçileri karşılayışımız halen dün gibi aklımda ve yüreğimin derinliklerinde hissettim. :(
Sizlere yörük hayatını belgeselleyen bir İngiliz kızının 1 ay, yörük bir ailenin çadırında kalışını anlatan bir belgesel programını buraya ekliyorum.
Bence çok başarılı bir çalışma olmuş. Videonun sonunda ağlayan Cherlie ve Cennet ana, Sedat ile birlikte bende ağladım... :/
Köyümüz hakkında daha detaylı bilgi için http://www.digrak.com ve https://www.facebook.com/groups/digrakkoyu/ hesaplarını takip edebilirsiniz.
YanıtlaSilİsmail ŞAHİN - digrakyorukleri@hotmail.com
Ben de gitmek istedim şimdi,ne güzel yerler oralar. :)
YanıtlaSil9 Temmuz 2017 Pazar günü yapılacak olan 19. Dığrak Yörük Şenliğine bekleriz Aysel Hanım.
YanıtlaSil