2 Ocak 2015 Cuma

Ölü Canlar Kitap Yorumu

Yazar: Nıkolay V. Gogol

Çeviri: Yadigar Şahin

Sayfa Sayısı: 351

Baskı Yılı: 2013

Yayın Evi: Sis yayıncılık

ölü canlar kitap yorumu

Yılın ilk postu ile hepinize iyi akşamlar!...

Bugün mübarek bir cuma günü vede mevlid kandili olduğu için günlerin en güzel vede kıymetli günlerinden biri olan bu günde bol bol dualar edip ibadetler edelim inşallah...

Senenin ilk postunu daha şimdi sıcak sıcak bitirdiğim bir kitap postu ile başlamak istedim. Bu kitabı geçen sene özellikle fark ettiğim klasiklere olan merakım için okumaya başladım. Ancak en son Ahmet Ümit'in eseri bab-ı Esrar üstüne bu kitap hiç gitmedi maalesef ki.. :(

Roman bir Rus edebiyatı örneklerinden biri. Bu eser ile de tescillendi ki ben Rus edebiyatından pek haz etmiyorum. Aslında öyle çok kötü bir eser değil zaman zaman kitap seni içine de aldığı anlar oluyor. Ama yazar o kadar çok betimleme yapmış ki ara ara kitabın asıl konusundan kopup nerede kalmıştık diye kendinizi bir afallamış olarak bulduğunuz anlar oluyor.

Ölü canlar yani bir diğer adı ile de ölü köleler. Kitabın kahramanı olan Çiçikov bir devlet memuru. Ama hayatı boyunca zengin olmak vede çok para kazanmak arzusu ile kaplı olduğu için zengin olma yolları aramış ve sonunda ölü köleler alıp onların kayıtlarını üzerine geçirip kendini çok zengin ve saygın olarak göstermek yolunu bulmuş. Bunun içinde çeşitli toprak sahibi kişilerini tek tek ziyaret edip onlardan ölmüş ama halen kayıttan silinmemiş kölelerini kendisine satmalarını istiyor. Tabi bu istek karşısında kimisi hemen hiç düşünmeden dostluğu için veriyor. \Kimisi daha fazla para kopartmak için uğraşıyor. \ Kimisi ise işin aslını öğrenme şartını koyuyor ama bir türlü öğrenemiyor... Gibi...

Roman bu şekilde çeşit çeşit ruh ve karakterde insan ile Çiçikov'un muhabbetlerini vede o tanıştığı insanların tüm özelliklerini en ince ayrıntısına kadar bizlerin gözleri önüne sürüyor. Zaman zamanda Rusya hakkındaki bilgileri de okuyucuları ile paylaşıyor. Bu sayede insan hiç Rusya ya dahi gitmemiş olsa bu Romandan sonra ufakta olsa Rusya hakkında ve oradaki yaşayan insanların eğlenceleri, sınıf ayrımları vede yaşayışları hakkında bilgi sahibi oluyor. Hatta bu kitabı okurken aklıma ilk okul öğretmenimin bize söylediği ''Kitap okuyarak görmediğiniz bir yeri görmüş hissine kapılabilirsiniz'' demişti o sözünü anımsadım. Ve bu sözü duyunca da kendi kendime ''Yok artık o zaman hiç kimse gezmeye, tatile gitmez onun yerine bir kitap alır, kitap okurdu'' diyerek mırıldanmıştım.  O senelerde öğretmenimin sözü bana saçma gelmişti. Ama zamanla öğretmenin ne demek istediğini özellikle bu tarzda yabancı roman yazarlarının kitabını okudukça anlar ve ufaktan da olsa dudaklarımda bir tebessüm oluşur. :) Sanırım o öğretmenin sözünü hiç bir zaman unutmayacağım...

Kitap hakkında genel olarak fikrimi söylemem gerekirse; şunu diyebilirim ki çok ahım şahım aman biran önce bitsin diye elimden düşüremedim tarzda bir kitap değil. Ama öyle sanki kitap okumak zevk değilde işkence gibiymiş gibi bir ruh haline de seni sokmuyor. Hatta sonunda acaba ne olacak diye seni ara ara meraklandırıyorda. O sebepten sizlere edebiyat tarzı kitaplarını ve özellikle Rus edebiyatı tarzını seviyorsanız bu kitabı okumalısınız diyebilirim.... ;)


Hoşça kalın.

2 yorum:

  1. Ben sevmistim olu canlari. Gerci dediginiz gini uzun betimlemeler disinda rus edebiyatini severim zaten.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Uzun betimlemeler beni sıkıyor. O yüzden ben pek sevemedim.
      Sevgiler.

      Sil