Ankara da gezip gördüğüm yerleri yazı dizisine, bu gün Anadolu medeniyetler müzesini eklemek istiyorum. Ben buraya ilk olarak 2004 yılında üniversiteye giderken bir kaçamak yapıp, gelip gezmiştik. O yıllarda şuanda eşim olan sevgilim ile birlikte bir hafta sonunu değerlendirmek maksadı ile üstelik Ankara'yı daha yakından görüp tanımak için gelmiştim. O günlerde gezdiğimiz yerlerden biri de Anadolu Medeniyetler Müzesi olmuştu....
O ilk gezmemden bu yıla kadar daha hiç gitmediğim yere 2014 yazı gezimde hazır Ankara kalesine çıkmışken burayı da rotamıza ekledik. İyi ki de eklemişiz herne kadar; çocuklar acaba müze gezisinden sıkılır mı acaba? Diyerek tedirgin halde gitmiş olsakta, oraya gidince gördüm ki çocuklar çok eğlendi. :)
Yukarıda ki kareden de gördüğünüz gibi doğru düzgün bir poz verememişiz. :)
Müze Ankara da at pazarı olarak bilinen bir semtinde bulunuyor. Giriş olarak müze kartınız varsa kart ile giriş yapabilirsiniz. Çocuklar için ücretsiz.
Müzenin bahçesi dahi o kadar büyüleyici vede güzel ki bahçede yer alan heykeller ile sanki tarihe ufak bir yolculuk yapmışsın hissine kapılıyorsunuz. Bu müze 1997 yılında Avrupa da yılın müzesi seçilmiş. Ki zaten müzeyi sindire sindire gezdiğiniz zaman da anlıyorsunuz ki bir çok medeniyeti bağrında taşıyan bir yer olduğu için bunu fazlası ile hak etmiş.
Müzenin her ayrıntısı ayrı bir detay olduğu için ben burada tüm ayrıntıları anlatamayacağım. Ama bizim en çok etkilendiğimiz vede orada bulunmaktan zevk aldığımız köşeleri sizler ile paylaşmak istiyorum.
Yukarıda ki karede yer alan bal mumu heykelleri o kadar başaralı bir çalışma olmuş ki sanki o insanlar gerçek konu mankeni gibi gözüküyor. Hatta ilk başlarda çocuklar gerçek sanıp:
-Anne bak adamları camın arkasına koymuşlar\ Aaaa kıyafetlerine bak kadın kıyafeti giymişler gibi kendi küçük dünyalarınca o an karşılarında ki gördükleri şeyleri sesli olarak dile getirdiler.
O dönemdeki yaşamı vede evleri gösteren dev ekranda bir gezinti yapabilirsiniz. Ekranda görülen figür ve evler o kadar güzel gözüküyor ki sanki o sokaklar da çocuklar ile birlikte gezmiş gibi heyecanlanıp hayretle baktık. :)
Müze; Osmanlı döneminde Mahmut paşa besteni ve kurşunlu hanın birleşimi ile oluşan iki yapıttan oluşmakta. Bu yapıt 10 kubbe ile oluşan büyük bir dikdörtgen şeklinde geniş vede içi çok güzel şekilde Paleotik çağdan başlayarak günümüze kadar kronolojik bir sıra ile sergilenmekte.
Bu müzeyi gördükten sonra Anadolu'nun tarihindeki insanların nerelerden hangi şartlar ile yaşayarak bu çağa kadar gelmesini görünce insan şaşırıyor. Ama o yapıtların yok edilmeden bu şekilde muhafaza yapıldığını görünce de bir insanda gururlanma kaplıyor. Nede olsa tarihimizi bilemek vede çocuklarımıza öğretmen bizlerin insanlık adına bir görevimizdir.
Ankara da olan anne ve babalar için 15 tatili değerlendirmenin en güzel yollarında biri bence bu müzeye gitmek olmalı. Müze kapalı alanda olduğu için çocuklar üşümeden tarihlerini eğlenceli şekilde gezerek, azda olsa bilgileri olur. Sakın ''çocuklar müzede sıkılır.'' Diyerek düşünmeyin. İnanın hiç sıkılmıyorlar. İnanılmaz şekilde çok eğleniyorlar, tecrübeye tabidir... Ve sizi zaman zaman soru yağmuruna da tutabilirler. O sebepten hemen gelecek sorulara hazırlıklı olarak gezin. Mümkün mertebe o yapıtı altlarında, sağında, solunda yazan yazıları okumaya çalışın ki çocukların soruları karşısında boş boş bakmayın... :)
Hoşça kalın.
Güzel Ankaramız...iyi yapmışsınız:) http://ciziyorumdikiyorum.blogspot.com.tr/
YanıtlaSil