3 Kasım 2014 Pazartesi

Tokideki Sesin Dolmuş Yolculuğu

Merhabalar sevgili okurlar!...

Tokideki sesin taşınma telaşı son hız devam etmekte, cumartesi vede pazar günü hiç bir saniyesini dahi boş bırakmayarak önce camlar, kapılar, petekler ve son ol-arakta mutfak dolabı vede banyo ve tuvaletleri temizleyerek geçirdik... Şuanda evim o kadar çok temiz ki hani bir söz vardır ya ''bal dök yala'' diyerek. Hah işte o sözü kesinlikte kabul etmiyorum. Ben bu kadar temiz evime şimdi hiç öyle bal döküp yal-atamam :))

Sabah yine facebook hesabımda da yazdığım üzere, bugün sabah çocukları okula bıraktıktan sonra evin abonelik işlemleri için dolmuşa bindim.. Ben normalde öyle kendi başına dolmuş yada belediye otobüslerine binip sağa sola pek gitmem. Gitmek istediğim yere genellikle eşim beni araba ile götürdüğü için, bünyem ona alışmış ne yapayım :)

Ama hayat bazen hiç yapmam dediğin şeyi yaptırdığı gibi alışık olmasan da bazen dolmuşa binmek zorunda kalıyorsun. O sebepten sabah çocukları okullarına bırakınca, hemen bir dolmuşa atlayıp istikamet elektrik, su, doğalgaz...gibi... aboneliklerin yaptırıldığı yere gitmek oldu....

Duraktan bom boş dolmuşa bindiğimde 'ohhh hiç korktuğum kadar değilmiş, dolmuşta bomboşmuş' diye içimden geçirip, dolmuşçunun arkasındaki en ön koltuğa ücretimi ödeyip oturdum... Bu arada dolmuşun boş olması beni o kadar çok ferahlattı ki (gece onca kabuslar görüp korkulu dolmuş yolculu aksine gayet sakin vede güzel bir dolmuş yolculuğu olacaktı.)

Havalarda uçan aklım biran kendime gelince birde baktım ki oda ne bizim bu dolmuş tabiri caizse sanki yürümüyor emekliyor... Öyle yavaş yavaş gidiyor ki resmen içim şişti. Hatta bir ara acaba dolmuştan inip koşarak mı gitsem mi ki diye düşünmedim de değil. İnanın koşsam gideceğim yere dolmuştan daha hızlı gideceğim kesindi... :)

Aradan bir 20 dakika geçti geçmedi bizim dolmuşçu en düşük seviyedeki hızını yükseltip normal hıza döndü. Bir ''ohhh be!'' dedikten sonra... Bizim dolmuş iyiden iyiye dolmaya başladı... Bu-arada dolmuşa binen yolcularda beni muavin sanmış olmalılar ki her önüne gelen parmağı ile sırtımı dürterek ''Şuradan bir kişi...İki öğrenci... X yere bir kişi' diyerek paralar vermeye başladılar... Tamam şoförün arkasına oturduğum için yolcular beni muavin sanmış olabilirler. Ama ya şoföre sen ne dersin oda aynen yolcular gibi 'yok şu paranın üstü... Buradan kaç kişi idi.. gibi' sorular sorarak beni muavini gibi kullanmaya başlamasın mı?.. :D

Ben zavallı geçici muavinlik görevimi çaresiz yapmaya koyuldum. İçimden de ''yok yok benim üzerimde bir lanetlik var bana dinlenmek yasak dolmuşta dahi olsam çalışmak zorundayım. ben bu dünyaya çalışmak için gelmişim'' diyerek kaderime lanetler okumaktayım... :( ney-seki yolum çok uzun değildi de 45-50 dakika sonra gideceğim yere geldim ve indim... :)

Dolmuştan indikten sonra oraya koştur buraya koştur derken tüm resmi işlemleri hallettikten sonra tekrar eve dönme zamanı geldi... İşlerimin bittiğine sevineyim mi? Yoksa tekrar yine dolmuşa binmek zorundayım diye üzüleyim mi bilemeyerek. Ayaklarım beni yine istemsizce de olsa dolmuş durağına götürdü... :( (Bu arada o kadar çok yorgunum ki anlatamam, sanki bir bıçakla sırtımın tam ortasından yarmışlar ayaklarımda vücudumu taşıyacak derman kalmamış şekilde tit tir titriyor.)

İçim dende ''bu sefer dolmuşçunun arkasındaki koltuğa oturmak yok arka taraflara oturacağım'' diyerek geçiriyorum...Bir 10 dakika ya bekledim ya beklemedim. Benim beklediğim dolmuş geldi. Hemen dolmuşa bindim ki aklımda arka koltuğa kurulup dolmuşun içinde uyuyarak gitmeyi planlıyorum.. ;). Yine sabahki gibi hemen paramı ödedikten sonra orta taraftaki tekli bir koltuk boştu hemen oraya kendimi attım.. :) 'İyi bari bu sefer arka tarafa oturdum da muavinlik yapmadan dinlenerek eve varacağım'' diyorum. Ama ben zavallı yine her zaman ki gibi erken sevindim. ;)

Bir iki durak sonra, durağın birinden 1,5-2 yaşlarına bir erkek çocuğu ile bir babaanne bindi... Bu arada ilk bindiğimde yine fazla dolu olmayan dolmuş, yine sabahki gibi iyiden iyiye doldu. Çocuk arada sürekli:
-Babaanne nereye oturayım... diyor. Babaanne ise:
-Yok oğlum şimdi oturmayacağız benden sıkı sıkı tut diyor...

benim vicdan sızlamaya başladı zavallı çocuk ayakta kaldı. Ne babaannemi birde babaannesi varmış bunlara yer vermek gerek. Ama yaaa çokta yorgunum ayakta duracak halim yok şimdi ben ne yapacağım şu ön taraftaki erkekler bari yer verse de bana gerek kalmasa diyerek söylenmeye başladım...

Ama yok o dolmuşta ya herkes benim gibi çok yorgun yada kimsede vicdan kalmamış. Neyse benim oturduğum yerde ayakta duran bir genç çekildi. Ve çocuk benim yanıma geldi. ''Aman Allah'ım çocukta çok tatlı. Babaannede hemen yanında. Ama babaanne dediysem öyle yaşlı biri değil kadını görünce şaşırdım. Çocuğun babaannesinden çok genç annesi gibi duruyor. Kadın o kadar bakımlı vede enerjik ki. Yeminle o kadın oturuyor olsa benim halimi görünce acır o bana yer verir... '':)) 

Cin fikir tokideki ses hemen iki dakikada çare bulup. Çocuğa:
 -Gel seni kucağıma alayımda, benim kucağımda otur olur mu? dedim...
Ufaklık. Hemen kafayı babaanneye kaldırıp baktı. (Çokta akıllı maşallah) Babaanne:
-Yok size zahmet olmasın dedi.
Ben durur muyum hemen 'yok yok zahmet olmaz' diyerek kucağıma aldım bebeyi... Yoksa vicdanım sürekli törpülenip duracaktı. En sonunda ya vicdanım çok törpülenmekten iç kanama geçirecektim. Yada yerimi verip ayakta daha fazla duramayıp bayılacaktım.. :) Bu şekilde hemi benim için, hemi çocuk için, hemide babaanne için iyi oldu. (Bu arada ikide bir babaanne diyorum ama inan ben o kadına bırak teyze demeyi, abla dahi demeye utanırım. :) Maşallah çok genç duruyordu... )

Yine bir 50 dakika sonra oturduğum yere geldim ve dolmuştan indim....

Ve bir dolmuş yolculuğunu daha kazasız belasız bitirmiş oldum.. :)

Allah her gün o dolmuşlara binip yolculuk yapanlara kolaylık versin diyerek te sabahtan beri dua ediyorum...




Hoşça kalın.

8 yorum:

  1. Ne dolmuş maceraymış öyle. =)
    Kesinlikle binmem ben dolmuşa, kimse bindiremez. =)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :) bence büyük konuşma bazen hayat şartları bindirmek zorunda bırakıyor...

      Sil
  2. dolmuş olayında sizinle aynı fikirdeyim daha hiç oturarak biyere gidemedim vicdanımın sesinden :)insan kendi arabasına alışınca otobüs dolmuş gözünde büyüyor yazdıklarınızı okurken kendimi hatırladım 5 ay önce aynı telaşlardaydım allah yardımcınız olsun biz anca yerleşebildik sürekli biyerler tadilatta :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok sağ ol amin inşallah bizim Allah'dan tadil-atlık bir şeyimiz yokta hemen bu cumartesi taşınacağız yoksa işin içine birde tadilat girse idi benim cenazem girerdi o eve :)

      Sil
  3. Okula dolmuşla giderdim ve inanın,babam tee sabah çıktığımdaaaan akşama kadar annemin başının etini yer dururdu. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :) neden yerdi ki? Aslı...

      Sil
    2. Ya benim babam hafif kıskançtır. Dolmuşun kalabalığı adamı rahat bırakmadı 4 yıl boyunca.

      Sil
    3. Oooo dolmuşun o böülümüne hiç değinmedim bile zaten o kısmı bambaşka bir sorun maalesef ki :(

      Babanın kıskançlığı da çok kötü olsa gerek. Allah sana kolaylık versin canım.

      Sil