24 Kasım 2014 Pazartesi

FRANKENSTEİN'Lİ BİR GECE

Hafta sonu, boş olan salonda ne yapılır ki diye kara kara düşünürken... Aklımıza film izlemek geldi. Eeee madem film izleyeceğiz o zaman ben bir koşu gidip mutfaktan mısır patlatayım. Sonra ışıkları da kapatırız. Hem zaten sokak lambası direk bizim evimizin karşısında olduğu için ışığı kapatınca dahi tüm salon aydınlık oluyor. Özellikle pencereden sokak lambasının vurduğu sarı los ışık çok romantik bir atmosfer oluşturuyor. O sebepten biz öyle evde romantik bir hava oluşturmak istersek öyle çeşit çeşit mumlar al, sonra o mumları yak gibi şeyler ile uğraşmak yerine direk lambaları kapat alsana romantiklik. Üstelik beleş romantiklik daha ne olsun(!)... :)


Mısır patlatıldı... Işıklarda kapatıldı... Eeee şimdi asıl önemli olan konu film izlenecekti, ama ya hangi film izlenecekti. ben hemen atılıp:
-Çocuklar ile birlikte izleyeceğimize göre animasyon olsun dedim.
Kocişko ve Emir hemen itiraz edip.
-Hayııır olmaz korku yada dövüşlü bir film olsun dediler.
Ben: Olmaz çocuklar korkar animasyon olsun yada komedi olsun diye ısrar ettim. Ama ikisi de birlikte olmaz diye diretirken Emir:
-Ben korkmam, hem zaten Efe de korkmaz ki. demi Efe sende korkmazsın? diye hemen Efe'den tasdik almaya çalıştı.
O sırada Efe işin şımarıklık kısmında olduğu için eline benim patlattığım mısırları alıp sağa ve sola dökerek yiyerek
-Ben korkmammmmmm ben büyüdümmm demesin mi? :)
Ben hemen ona kötü bir bakış atıp sonrada ''mısırları dökme'' diyerek bir ciyakladım.

Ama maalesef ki hiç bir fayda etmedi 3 erkek birleşip korku diye tutturunca el mahkum kabul etmek zorunda kadım.  :( Yok yok bana bir kız evlat şart oldu ben bu 3'ü ile baş edemiyorum. O sebepten devamlı kazanan onlar oluyor. Benim yanımda birtane kız çocuğu olsa idi onları öyle bir alt ederdik ki onlar dahi şaşırırlardı ya !. Neyse diyeyim. :)


Evet ne demiştim korku filmi ararken bizimki. Frankenstein part 1 diye bir film açtı. Sonra bana da
 -Hadi yine iyisin türü korku, dram ve aşk. İçinde aşkta var o sebepten sen bu filmi kesin seversin dedi.
Ama ben yine her zaman ki gibi peşin hükümlülüğümü yapıp:
-İğrenç bir film demeden edemedim. Ama benim huyuma alışık olan eş ve çocuklar:
-Annneeeeee sen hep ilk filim başlayınca öyle diyorsun daha sonrasında filmi çok seviyorsun, kesin bunu da seveceksin dediler...(çocuklar beni çözmüşler)
Haklılardı da film gerçekten de çok sürükleyici vede etkileyiciydi... :) Biz biri bitince devamını merak ettiğimiz için hemen ikisini de izledik. Oda çok güzeldi. Hatta netten araştırınca gördüm ki bu Frankenstein'in  ölümsüzlerinin savaşı diye bir serisi de varmış orada da öldü sanılan o canavar ve Frankenstein dünyaya saldırıyormuş herhalde, ilk fırsatta onu da izlemek istiyorum.

Aslında filmin içeriği hakkında fazla anlatmak istemiyorum. Çünkü istiyorum ki sizde merak edin ve izleyin. Ama yine de kısa olarak değinmek gerekirse bir çocuk bilim adamı olmak ve ölüleri diriltmek konusunu kafaya takıyor. Ve bunun için mutlu olan hayatını hiçe sayıp bilim adamı olmak için uzaklara en yakın arkadaşı ile birlikte gidiyor. Orada bilim hakkında her şeyi öğreniyor da. Hatta bu bilgisini kullanarak ölmüş insanların kol, bacak gibi organlarını birleştirip şimşek kuvveti ile bir yaratık oluşturuyor. Sonrası ise hüsran, o yaratık, bu adamın güzel olan ilişkisini vede hayatını mahvedip. Tüm sevdiklerini öldürüyor...

Şimdi bana bu filme çocuklar ile birlikte hiç bakılır mı? Demeyin. Ben bakmamak için çok uğraştım. Lakin onlar kaşındılar ve izlediler. Hatta bizim ile birlikte ikisine de baktılar, gece ise eşim ile birlikte odalarını sürekli kontrol edince gördük ki hiç kıpırdamadan deliksiz bir uyku uydular öyle her gittiğimizde gördüğümüz üzerlerini açmış halleri o gece hiç olmadı. Bundan sonra Üzerlerini öyle çok açarlarsa hemen bir korku filmi açıp onlara izletmeyi planlıyorum. ;)


Hoşça kalın.

0 comments: