22 Kasım 2014 Cumartesi

İLK KOMŞU MİSAFİRLERİM VE BİR GÜNÜM

Rahmetli dedem ben 10-11 yaşlarında iken evi el süpürgesi ile süpürürken görür ''bak sadece ortada gözüken yerleri değilde yastık arkası vede kanepe arkasını da süpür. Yarın sana dünürcü gelince orta yerleri değilde evin dip bucağına bakarlar'' derdi de. Bende güler geçer ''Aman dede sende ben daha çocuğum ne dünürcüsü'' derdim. :)

Dedemin o sözünü bana hoşgeldine mi yoksa evi teftişe mi geldiği belli olmayan sevgili yeni komşularım sağ olsun çok güzel hatırlattılar. :)

O gün sabah önce eş kişisini işe daha sonra normalde öğlenci olan fakat satranç hevesi uğruna kursa yazıldığı için saat 10.30 da dersi başlayan Emir'i uyandırdım. Buda başka bir yazının konusu olduğu için şimdilik bir şey demiyorum. 

Emir'i uyandırdıktan sonra biz beraber kahvaltı yaparken Efe de uyandı. Sabahları uykudan uyanınca mızmız olan Efe önce:
-Ihh ıhhh ben yumurta istiyorum diyerek mutfağa geldi bende o gün Allah'dan yumurta yapmıştım.
-Gel oğlum yumurta var ye. 
Efe: Ihhhh hayııır yumurta değil tost.
Ben:Tamam bugün abinin okulu için beslenmesinde tost vardı ona yapacağım sana da yaparım.
Efe: Hayıııır tost değil patates kızartması diye vızıldayarak güne başladı...
Ben: Ebenin......... :)

Neyse zor bela onu ikna edip kahvaltı yaptık. Daha sonra ben masayı kaldırmak ile uğraşırken onlarda boş olan salonda ayaklarında futbol topu sağı sola fırlatıp solunu dağıtmak ile uğraşmaya başladılar. Ben onlara....
-Emir yapma, Efe yapma... diyerek bağırarak mutfaktaki işlerimi alel acele bitirdim. Bu arada saat 10.15 olmuş bir 15 dakika sonra Emir'in kursu başlayacak. Emir'e:
-Emir çabuk hazırlan saat geldi!... Diye ciyaklarken.
Emir elinde okul forması ve çorap.
-Anne sen giydir senin giydirmen hoşuma gidiyor. Diyor. (Buda onun beni kandırma taktiği ne zaman bana bir şey yaptıracak olursa bana bu şekilde senin yapman hoşuma gidiyor diyerek bana şirinlik yapar. Gerçi her yaptığında da onun taktiğine düşer yaparım. :) O ayrı bir mesele)

Neyse efendim Emir'i giydir, Efe'yi giydir derken 10 dakikada öyle geçer biz evden bağrış çığrış kendimizi dışarı atarız. Bu sırada okula geç kalan sanki Emir paşa değilde benmişim gibi onun hiç umurunda değil. Genellikle o kardeşi Efe ile didişmek ile uğraşır. 

Haaa bu esnada birde yağmur yağıyor ki sorma her taraf çamur olmuş. Biz tabi evde kendi gürültü vede hazırlanma telaşımız ile uğraştığımız için yağmurun yağdığını dışarı çıkana kadar haberimiz yok. :)

Allah'dan çocukların bere ve atkılarını almıştım da onları sıkı sıkı sarıp hızlı atımlar ile şap şap okulun yolunu tuttuk. Bu arada okul ile ev aramızda mesafe bir 10 dakika yürüme mesafesinde olduğu için hemen okula geldik. Okula gelince Emir'i okula bıraktıktan sonra hiç oyalanmadan tekrar evin yolunu tutuk. Tabi bu esnada çamurlara basmaktan iyice zevk alan Efe:
-Anne kirlenmek güzeldir diyerek çamurların gözüne gözüne basarak gidiyordu.
Bende Allah var içimden ''aman zaten üstü kirlendi temizlenecek o yüzden bir şey demeyim de eğlensin. Biz küçükken nasıldık sanki bizde çamurda oynamaktan zevk almazmıydık'' diye düşündüğüm için pek ses etmedim.

Ama bizim afacan Efe hiç rahat durur mu anneden de fazla tepki almayınca çamurların üzerine basmayı bırakıp atlamaya başlayınca ayağı kaydı ve şappadak çamurun üstüne diz üstü düştü. Sonra bana:
-Annne, annneeee elim üstüm kirlendi diyerek elini gösteriyor. Ben hiç onun o halini önemser miyim. :)
-Efe oğlum hani kirlenmek güzeldi ne oldu bırak kirli kalsın elini de üstüne sil gitsin dedim. :)
bir iki ıhhh ıhhh dedi filan baktı benden hayır yok sessiz sesiz ağlayarak evin yolunu tuttu.

Eve gelince kapıda önce ayakkabılarını çıkarıp tuvalete attım, yıkansın diye. Daha sonra tepeden tırnağa üzerini çıkarıp banyoya atıp, elini yüzünü bir güzel yıkayıp temizledikten sonra, onu giydirip odasına gönderdim. Ben ise önce çamurlu ayakkabıları yıka daha sonra her tarafı çamur olan tuvaleti baştan aşağı bir ozanlayıp yıka.
Sonra madem temizliğe bir kere giriştim tüm işimi biran önce bitirireyim diye düşünerek önce elektrikli süpürge ile tüm evi başta sona kadar süpür sonra elinde bir helke birde bez ile yerleri sil. Sonra çocukların odasına gelip onların oyuncaklarını topla, düzenle. Banyoya gir banyodaki Efe'nin çamurlu kıyafetlerini çamaşır makinesine at sonra banyonun birkaç yerinde çamur izi görünce bu seferde banyoyu baştan aşağı tüm dolaplarda dahil olmak üzere sil ve yıka derken saat geldi 17.00 e
Benim popom hiç oturmadan ölmüş bitmiş halde iken birde kapının zili ötmesin mi!. Eyvah bu kim şimdi derken kapıyı açınca 4 tane kadın karşımda. ben şaşkın şaşkın 'bunlarda kim şimdi' diyerek içimden geçirirken. Onlar:
-Komşu hoş geldin, müsaitsen evine bakmaya geldik. Demesinler mi?. Ben önce bir afalladım içimden ''Buda ne ya şimdi bunlar eve neden bakmaya geldiler ki. Buda yeni mi çıkmış'' derken kendimi toparlayıp.
-Iııı tabi tabi buyurun diyerek eve aldım. Sonra onlara yeni koltuk takımlarımız daha gelmediği için şimdilik mutfakta oturmalarını istedim. Ama onlar birkere kafaya koymuşlarla eve bakmaya geldik diyerek.
-Yok yok biz oturmaya değil eve bakmaya geldik diyerek önce salona (benim üstümde oturuyormuş) o kadın girdi. Gözleri ile önce tavanlardan başlayıp dört döndü daha sonra tabanların her tarafını bir göz gezdirdi. Sonra oradan çıkıp mutfağa girdi mutfağın her tarafını da aynen salondaki gibi gözü ile tek tek gezdikten sonra mutfaktaki çam balkona girip oranında dibini köşesini bir süzdü. Yeminle ben bu evi alacağım zaman o kadın kadar çok eve bakmamıştım. :) Sanki evim satılıkta o almaya gelmiş gibi eve haa birde tabi eve bakarken onun yanında eşyaları da verecekmişiz gibi eşyalara baktı. Diğer 3 kadın ise beni çeneye tutmaya çalışıyor. 'nereden geldiniz? Kaç çocuğun var?... gibi sorular ile'' ben bir yandan diğer kadınların sorularına cevap verirken diğer taraf tanda evi denetleyen mi diyeyim yoksa süzen mi bilemedim ama o kadına bakıyorum. Bu kadın ne yapıyor diyerek. Bir, bir buçuk saat bu şekilde evin her tarafını denetleyen komşular daha sonra bana haber verip oturmaya geleceklerini söyleyerek evden çıktılar. ben tabi onlar evden çıkınca arkalarından derin bir 'ohhhhhhh!' çektikten sonra kendime gelmeye çalıştım.

Ve dedemin söylediği sözler aklıma geldi kendi kendime ''canım dedeciğim sen doğru diyormuşsun ama eksik diyormuşsun dünürçüler değil komşular dahi gelip dip bucağı gözüne baka baka denetlermişler'' diye söylendim. 
Sonrasında da iyi ki tüm evi köşe bucak her yerini temizledim de ilk intiba olarak kadınların gözüne pasaklı biri olarak geçmedim diye sevindim.  :D

Bu şekilde bir yeni komşu maceram oldu. Bakalım ilk siftahımız bu şekilde oldu devamı nasıl gelecek?




Hoşça kalın.

12 yorum:

  1. :))))))) ayy komşununda hayırlısı...hadi geçirmişsin geçmiş olsun...çok güldüm

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :) teşekkür ederim evet aynen öyle her şeyin hayırlısı olsun...

      Sil
  2. canim yeni evinde mutlulukla otur.cok tatli bi annesin sen

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok teşekkür ederim :) Allah razı olsun inşallah...

      Sil
  3. ev alma komşu al demişler .. komşunun da görgüsüzünü hiç sevmem.. Allah düşünceli ince insanlarla karşılaştırsın .. eviniz de hayırlı olsun ağız tadı ile oturun inşallah

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :) çok teşekkür ederim aynen öyle bu 4 lü komşular zaten görüşülmeyecek listesine eklendiler bile :)

      Sil
  4. Yeni eviniz hayırlı olsun. Sağlık mutluluk ve huzurla oturun:)

    YanıtlaSil
  5. hala var mıymış öyle insanlar hayret..ben çoktandır sizi takip ediyorum bana da beklerim
    http://nevanurkece.blogspot.com.tr/

    YanıtlaSil
  6. ayy keşke hoşgeldine geldik deseymişler eve bakta nymiş :) bu millet bi alem dedikodu konusu olsun yeter :).Bence bu komşucuklarla işiniz var kolay gelsin :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. demi ama benim bildiğimde öyle denir :) zaten bu 4 lü sayesinde yeni komşularıma karşı bir mesafe koyuyorum..

      Sil