Büyük evin mi var derdin var!.. Evet bunu ben uydurdum... Tamam yakınmaya biraz erken başlamış olabilirim. Ama ben küçük evimde mutlu idim ya :( her şeyden önemlisi iki dakikada önce mutfak bölümünü hallet daha sonra salondaki çocukların yataklarını kaldır evi süpür sil ve son olarak da yatak odasını düzeltim mi topu topu yarım saat bilemedin 1 saatte evimin içi gayet düzenli, derli toplu olurdu. :)
Ama bu evde öylemi? Çocukların yataklarını düzelt, sonra birde bak-ki ders çalışma masası oyun oynama yerleri darma-dağınık içinde köpek eniğini kaybetse bulamaz tarzda dağıtılmış. Bu şekilde bıraksam eminim bir gün sonra onların odası çöp oda olacak :) ''en iyisi mi bu odayı, çöp oda olmadan bir toplayayım'' der, toplarsın sonra bakarsın ki halının üzerinde kırıntılar, kağıt kırptıkları, ıvır zıvır var. Madem bir işe giriştim şimdide süpüreyim der süpür sonrada odanın tozunu almak için silersin. Ohhh be çocukların odası pırıl pırıl oldu. :)
Bir soluklanmak için salona girersin. Birde o ne burası salon olmaktan çıkmış. Hani şu bir çikolata reklamı vardı ya. Hah işte o reklamdaki gibi dağınık seven çocuğun evi gibi olmuş :) Kırlentler, biblolar... vb. gibi yerinde durması gereken her şey, ya yerde yada ters olarak devrilmiş durumda. :( Halı ise bir ucu kapıya diğer ucu ise toprağa bakar gibi. :) Bu salon bu şekilde kalsa olmaz. O zaman çocukların odalarının toplamanın ne anlamı var der ve önce yerdeki şeyleri yerine koyar, süpürür ve silerim. Ohh salonda bitti. Ama benimde omurgamda hafif hafif ağrılar oluşmaya başlar, Bu ağrılar daha fazla şiddetlenmeden mutfağı da ortadan çıkarayım der ve mutfağa girersin... Ve o girişten sonra en az bir saat sonra mutfaktan çıkabilirsin. Ben tokideki evimin hepsini bir saatte temizlerken bu evin sadece mutfak kısmını bir saatte temizleye bilince ben oradaki evimi özle-meyeyim de ne yapayım. :(
Üstelik mutfağı temizleyince işim bitse yine razıyım, ama nerde!... Yatak odası birde balkonlar var ki evlere şenlik, özellikle açık balkonu her gün yıkasan, her gün toz oluyor. Sen sanırsın dünyanın tozu gelmiş bizim balkona konmuş. O kadar toz nereden gelir hiç anlamam..
Üstelik mutfağı temizleyince işim bitse yine razıyım, ama nerde!... Yatak odası birde balkonlar var ki evlere şenlik, özellikle açık balkonu her gün yıkasan, her gün toz oluyor. Sen sanırsın dünyanın tozu gelmiş bizim balkona konmuş. O kadar toz nereden gelir hiç anlamam..
İşim bitti mi? Hayırrr hiç biter mi, iki banyo vede tuvaleti unutma. Onları ozanlayıp silmek ise başlı başına zorluk. Birde benim kuzular gibi ellerini yıkarken aynalara su sıçratan yerleri de elleri ile birlikte yıkıyormuş gibi su içinde bırakan çocukların varsa o zaman sana büyük bir geçmiş olsun. Hııı birde tıraş olduktan sonra banyo lavabosunu temizlemeyi devamlı unutan eşler var ki hiç sormayın(!)
Eeee onu temizle, bunu temizle derken bende kide can, patlıcan değil ya. Ellerde olur nasır, belde ise nur topu gibi bir omurga hastalığın olur. Bu duruma canı sıkılan kadın dırdırcı olmasında ne yapsın? Kocanın başının etini yer yok elim acıyor. yok belim acıyor diye. Çıkar yol arayan koca kişisi de hemen ertesi gün sana bir çift eldiven getirir.
-
-Bundan sonra temizlik yaparken bunları giy diye. :)
El mahkum, yerleri silerken, lavaboyu silerken giymeye çalışırım. Ama ben yurdum kadınıyım anam, öyle eldivenler ile iş yapmaya alışmamışım ki benim usul anam-babam usulü olacak. Temizlik yaparken, temizlediğin yerlere ellerin değe değe temizlik yapacaksın ki temizlik yaptığını anlayacaksın. Yoksa öyle elde eldiven ile temizlik yapmak hiiç bana göre değil. Bu arada temizlikten de öte o eldivenler ile yemek yapan kişileri televizyon programlarında görüyorum. İnan o kişilere çok imreniyorum. Öyle güzel kullanıyorlar ki sanki analarının kanında eldiven ile doğmuşlar gibi. :) Bende durum ise çok vahim bir kullanır, iki kullanır sonra alışmadık elde eldiven mi dururmuş der ve çıkarır atarım. :)
Ne yaparsın ne kadar ince, hassas ol sakta bizde bir Türk kadınıyız!... Temizliği, yemeği elle yapacağız ki elimizin lezzeti vede güzelliği o yaptığımız işe değecek. Alla-sen doğru söyle haksız mıyım? ;)
Eeee onu temizle, bunu temizle derken bende kide can, patlıcan değil ya. Ellerde olur nasır, belde ise nur topu gibi bir omurga hastalığın olur. Bu duruma canı sıkılan kadın dırdırcı olmasında ne yapsın? Kocanın başının etini yer yok elim acıyor. yok belim acıyor diye. Çıkar yol arayan koca kişisi de hemen ertesi gün sana bir çift eldiven getirir.
-
-Bundan sonra temizlik yaparken bunları giy diye. :)
El mahkum, yerleri silerken, lavaboyu silerken giymeye çalışırım. Ama ben yurdum kadınıyım anam, öyle eldivenler ile iş yapmaya alışmamışım ki benim usul anam-babam usulü olacak. Temizlik yaparken, temizlediğin yerlere ellerin değe değe temizlik yapacaksın ki temizlik yaptığını anlayacaksın. Yoksa öyle elde eldiven ile temizlik yapmak hiiç bana göre değil. Bu arada temizlikten de öte o eldivenler ile yemek yapan kişileri televizyon programlarında görüyorum. İnan o kişilere çok imreniyorum. Öyle güzel kullanıyorlar ki sanki analarının kanında eldiven ile doğmuşlar gibi. :) Bende durum ise çok vahim bir kullanır, iki kullanır sonra alışmadık elde eldiven mi dururmuş der ve çıkarır atarım. :)
Ne yaparsın ne kadar ince, hassas ol sakta bizde bir Türk kadınıyız!... Temizliği, yemeği elle yapacağız ki elimizin lezzeti vede güzelliği o yaptığımız işe değecek. Alla-sen doğru söyle haksız mıyım? ;)
yazını baştan sona okudum valla aynı içimden geçenleri yazmışsın o büyük evinmi var derdin var lafı bu ara hep dilimde :))
YanıtlaSil:) biz insanlar böyleyiz ne istediğimizi bilmiyoruz küçük olur vıdı vıdı büyük olur yine vıdı vıdı...
Silyıllar önce benimde hap kadar bir evim vardı iki odalı bende özledim eski evimi..ahh ahh
YanıtlaSil:) ah o küçük ama sıcak neşeli evler...
Sil