15 Aralık 2014 Pazartesi

EVYAH OĞLUMUN HOBİSİ HIRSA DÖNÜŞTÜ!..


Oğlumun satranç oynama hevesi daha kreş yıllarında başlamıştı. Hatta bu postta da belirtmiştim ve bende satranç öğrenmek istiyorum demiştim. Satranç öğrendin mi derseniz orası muamma halen çok iyi bilmiyorum. Özellikle satranç konusunda iyiden iyiye uzmanlaşan oğlum ile kaşık atmayı hiç beceremiyorum. Beraber bir oyuna başlayınca hemen beni iki dakikada çobana yatırıyor. Tamam oğlumun çok iyi bilmesi, iyi hoş... Ama benden çıkan bir çocuğa da sürekli yenilip, daha sonrada onun dalga konusu olmak biraz gurur bozucu bir şey hani... :)
Hele birde yendiğini her önüne gelene ballandıra ballandıra anlatan bir çocuksa ki bu özellik sağ olsun kuzum da fazlası ile var. yandığımın resmidir... :)

 Şimdi hırs bunun neresinde Sultan? Dediğinizi duyar gibiyim. Evet buraya kadar hırs yok gayet normal analı oğullu satranç oynuyoruz ve oğluma yeniliyorum. Ama bu zaman zarflarında oğlum için satranç, bir hobi niteliğinde idi. Oynayınca ve beni yenince mutlu olan bir çocuktu. Ama maalesef zaman bazen bizleri öyle bir ele alıp bazı konularda nasıl hırslandırıyor sa, canım kuzum Emir de aklı iyice olgunlaşıp yavaş yavaş oturdukça o da hayatına hırsı, az azda olsa almaya başladı. :( Üstelik en acı olanı ise o bunun farkında değil ona göre gayet normal bir şeymiş gibi geliyor.

Oğlum kreş ile birlikte 3 senedir satranç oynar ve kurslarına giderdi. Hatta geçen sene satranç 2.si olduğundan da bahsetmiştim. Hatırlamayanlar buraya bakabilir.


Bu sene okul değişikliği söz konusu olunca oğlumun en çok sorduğu soru ''anne acaba orada satranç kursu var mı? Varsa beni alırlar mıydı?''
Bende ona sürekli ''Olmaz olur mu oğlum kesin vardır. Neden seni almasınlar sen satrancı çok iyi bilen birisin. Seni kesin alırlar'' diyerek onu sakinleştiriyordum.

 Ve o gün gelmişti artık kuzumu yeni okuluna kayıt yaptırmıştım. Kayıt yaptırdıktan sonra oğlum ile birlikte öğretmeni ile tanıştık. Tanışma faslı geçtikten sonrada oğlumun satranç merakından bahsedip onu satranç kurslarına yazdırmak istediğimi belirttim. Onlarda satranç öğretmeni ile bizi tanıştırdılar. Öğretmene Emir'in satranç bilgisinden vede başarısından genel olarak bahsettikten sonra, Öğretmen:
 -Tamam bir denerim, iyi oynarsa kursa alırım. iyi oynamazsam almam dedi.
Emir kendinden emin:
-Tamam oynayalım dedi.

Ve kuzum, satranç öğretmeni ile oynadığı satrançta, öğretmenin o kadar çok sıkıştırmasına rağmen onu yendi.
Öğretmen Emir'in pratik zekasına hayran kalmış ve benimle konuşunca da belirtti ki...
''Emir çok zeki bir çocuğa benziyor onu o kadar çok sıkıştırdım vede önüne yem atmama rağmen hiçbirine düşmedi. Benim ne düşündüğümü kestirip tuzağa düşmedi. Aksine beni tuzağa düşürdü. Önünü görebilen bir çocuk. satrançta da önemli olan bu zaten, oyun oynanırken ne olabileceğini hesaplayıp yenmesi gerekir. Ki bu durum Emir de fazlası ile mevcut. Bendeki diğer çocuklar Emir kadar iyi değiller. Emir onlardan çok daha iyi'' dedi.

Satranç kursu haftanın 3 günü 10.30 da başlayıp öğlen okul saatine kadar yani 1.30 a kadar devam ettiğini söyledi. Bu durumda pazartesinden perşembe gününe kadar sabah 10.30 da okula gidip, akşam 18.00 de okuldan gelmiş olacak. Bu uzun saat dilimi beni biraz korkuttu ama maalesef ki oğlumun ısrarına ne ben, nede babası dayanamadı. Ve oğlumu satranca yazdırdık. Hııı ayrıca bu zaman zarfında sadece satranç dersi değil, Türkçe, matematik, fen bilgisi, hayat bilgisi derslerde işliyorlar.

Yaklaşık bir buçuk aydır devam etmekte, Oğlum okula giderken normal ders olduğu gün yani perşembe ve cuma günleri zorla, isteksiz olarak okula giderken, sabah satranç kursuna giderken erkenden saat 9 da kalkıp odasında hemen satranç takımını çıkarıp kendi kendine oyun oynarken buluyorum.
-Oğlum neden erken kalktın, daha zaman vardı, ben seni kahvaltı hazırladıktan sonra uyandırırım. Dememe rağmen.
-Anne yeni taktik yolları bulmak için oynuyorum. uykum yok diyor.

Üstelik akşamları da normal saatten daha geç saatte yatmaya başladı. :(

Kursta en  iyisi olmasına rağmen iyiden iyiye hırs yaptı ve daha iyi, çok daha iyi olmak için sabah akşam çalışıyor. Ki ben öğretmen ''diğer arkadaşları Emir kadar iyi değil dediğinde'' artık oğlumun hevesi gider diye düşünmüştüm. çünkü normalde kendinden kötü, iyi bilmeyen biri ile oynamaktan çok çabuk sıkılırdı. Ama burada aksine iyiden iyiye hırs yaptı. Okulda birinci olmak istediği gibi. diğer okullar arası turnuvada da en iyilerden olmak istiyor...

Onun bu haline ilk başlarda ne güzel bir hedefi var diye düşünmüştüm. Ama son günlerde satrançtan başka bir şey düşünmeyip aklı fikri satrançta olması beni korkuttu. Hobi olarak oynadığı satranç artık hırsa hatta bir hedefe dönüştü....


Hoşça kalın.

0 comments: