Dün akşam bir arkadaşım aradı. Hoş beş ettikten sonra halen eski evde mi oturduğumu sordu. Bende yok o evi değiştirdiğimi yeni bir ev aldığımızı ve bir aydır da orada oturduğumu söyleyince. Önce ses tonu bir değişti heyecan yaptı. Yaaa öylemi nasıl bir ev\ kaça aldınız\ güzel mi, şöyle mi böylemi derken bana manzarası ne diye sormasın mı? İlk başta bir anlamadım, neyyyy manzarası mı? diye soruyu tekrarlatmak istedim. Malum o kadar çok soru sorunca bunuda yanlışlıkla ağzından kaçmış bir soru olabilir diye düşünmüştüm. Ama öyle değilmiş benim arkadaş ciddi ciddi soruyor. :) bende içten içe ne manzarası sanki nerede oturduğumu bilmiyor. Ankara da deniz yok ki deniz manzarası diyeyim. Orman desen oda Balgat tarafın da var. Tamam göl var ama oda Gölbaşın da benim semt orada değil ki. :)
İyi madem manzara dedi bende manzarayı söyleyeyim diye kanepeden kalkıp pencereden baktım ve yine her sabah ilk iş olarak kalktığımda kendime bir kahve yapıp pencereden temiz hava almak için camı açtığımda karşılaştığım manzara ile karşılaştım. Karşımda inşaat vardı. ''Hatta bir ara ilk haftalarda 2. gün veya 3. gün olması lazım kahvaltı hazırlamak için erkenden kalktığımda gözümün biri açık diğeri ise halen uyur iken salona girdim. yarı uyanık, yarı uykulu haldeyim. Camı açıp yüzüme rüzgarın nazlı nazlı esişini hissetmek istiyorum. Bu arada saç baş dağınık perişan vaziyetteyim tek hatırladığım şey o. Perdeyi açıp, pencereyi açtıktan sonra ağzımı aça aça esnerken rüzgar yüzüme öyle bir sert vurdu ki hemen aklımı başıma getirip kendime geldiğimde birde baktım ki oda ne karşıda inşaatçılar var. :) Önce pencereyi sonrada tülü öyle bir kapatışım var ki o hışımla çektiğim tülün bir iki düğmesi kornişten çıktı. Sonradan hemen en dip köşeye oturup kendimi yerin dibine sokmak istedim :( oyyyy ben öleydim de o kılıkta, o vaziyette o cama çıkmayaydım. Oyyy ben nerelere gidem diye sessiz sessiz ağıtlar yakarken. O sırada keşke yer yarılsa da bende içine girsemde bir daha oradan çıkmadan orada yaşayıp gitsem diye içimden geçirdim. Ama tabi ne yer yarıldı nede ben içine girebildim. :(''
Ufakta olsa böyle kötü bir anımı da sizler ile paylaştıktan sonra telefona verdiğim cevaba gelelim. Yok yok karşıdaki arkadaşıma bunlardan bahsetmedim. ben öyle arkadaşlarına sır veren bir kişi değilim benim dertleştiğim vede açık açık konuşup yazabildiğim tek yer burası diğer türlü kimse ile öyle çok samimi olup sır vermem. Çünkü bu zamana kadar kime sır verdi isem en ufak bir tartışmada tüm sırlarım milletin ağzında sakız olurdu. O sebepten insanlara kolay kolay güvenmem. Ondan dolayı arkadaşıma cevabım:
-Karşımda çok güzel inşaat manzarası var dedim.
Oda gevrek gevrek bir kahkaha attıktan sonra:
- İlahi Sultan dedi. :) bir kaç konuşmadan sonra telefonları kapattık.
Sevgili okur, anlayacağınız yeni evimde evimin karşısı inşaat, bizim sitenin hemen sağında var inşaat, okulun ön tarafında var bir inşaat. O sebepten sağım solum hep inşaat. Eee bu inşaat olunca doğal olarak yollarda bozuk oluyor. Biz yağmurlu bir anda okula gelip giderken, ayakkabımızın altı öyle bir çamur kaplıyor ki normal düz taban ayakkabı, oluyor organik dolgu topuk. :) Zaten o yolda topuklu ayakkabı giymek zinhar yanlış bir tercih olduğu için bugüne kadar hiç denemedim. Ama ilk gün kloş etek giymek gibi bir hataya düştüm. Öyle ben eteğimi savura savura yürürken yolda ne kadar çamur, su ve diken varsa tüm hepsini eteğimin ucu ile süpürdüm. Sanki yolu süpüren belediye görevlileri gibi eteğim tüm okul yolunu gidiş ve geliş olmak üzere süpürdü. Eve geldiğimde ise eteğin altı sanki evrim geçirmiş gibiydi.. :)
Ama ne demişler deneme yanılma yoluyla insan akıllanır. O sebepten şimdi akıllandım. İlk iş olarak öyle uykulu uykulu pencereye çıkmak yok, hele ki o tülü açmak kesinlikle yasak. ;)
Okula giderken de ayağımda topuksuz bir çizme ve pantolon yada orta boy bir etek giyme kuralı var.
Sakın bana kurallar çiğnenmek için vardır, demeyin. Kesinlikle uygulamak için vardır. O sebepten bizde iyiliğimiz için kuralları uygulama yolunu seçtik.. ;)
Hoşça kalın.
E fena mı işte, püsküllü etek olmuş ne güsel. :P Yalnız bence bi kerecik eğlencesine topuklu dene o yolda derim. Sonuç eminim çok ilginç olur. ;)
YanıtlaSilBu arada inşaat dedikçe tüylerim kalkıyı artık. Memleket inşaattan geçilmiyo. Her yer beton bina... :/
:) yok o kadarını cesaret edemem o yolda topuklu ayakkabı giymek demek ölüm demek olur.
SilEvet maalesef öyle her yerde inşaat var :(
Ne güzel de canlandırmışsınız yasadıklarınızı gülümseyerek okudum:)
YanıtlaSil:) teşekkür ederim. Beğenmenize sevindim.
SilKeyifle okudum..Yeni evinizde huzur ve mutluluklar dilerim :)
YanıtlaSilGRİ LADY
teşekkürler :)
Sil