Yazar: Ahmet Ümit
Hoşça kalın.
Bab-ı esrar, Ahmet Ümit'in ilk okuduğum eseri ve bundan sonra eminim ki son olmayacak. Artık tüm eserlerini merak eder oldum. Bu romanını okuduktan sonra, diğer yazdığı romanları da okumak için çok sabırsızlanıyorum. Ama bu romandan sonra diğer romanlar için beklentim büyük, umarım diğer romanları beklentimin altında değildir.
Kitabın konusu Konya da yaşamış olan Mevlana ve Şems Tebriz-i arasındaki aşk'a küçük küçük dokunarak hemi öğretiyor. Hemi de 700 Yıllık bir mistik olayı tekrar roman kahramanı suretinde de olsa gözlerimizin önüne getiriyor. Açıkçası bu kitabı okurken Mevlana Celalettinin Ruminin eseri dinleyi vede mesnevi kitabını okumama rağmen mesnevilik vede Şems Tebriz-i hakkındaki bilgimin be kadar eksik olduğunu anladım ve bir Konya'lı olarak kendi kendime kızdım.
Çünkü bu kitaptan sonra öğrendim ki Mevlana'nın kızlığı Kimya ile Şems Tebriz-i evlenmiş. Şems Tebriz-i ise o kızı kıskançlık sonucu boğarak öldürmüş. Kimya öldürdükten sonra Mevlana'nın küçük oğlu Alaaddin'in de içinde olduğu 7 kişilik bir gurup ile Şems Tebriz-yi bıçaklayarak öldürülmüşler ve sonrada kuyuya atmışlar. Mevlana Celaleddin Rumi'nin büyük oğlu, Şems Tebriz-yi rüyasında sürekli ıslak bir halde ''benim üstümü ört'' diyerek görmesi üzerine, Şems Tebriz-i'yi arayarak, cesedini bir kuyu içinde bulmuş ve çıkarmış... Vs.. Gibi şeyleri bu romanı okurken öğrendim.
Roman her ne kadar bilindik vede tanınmış iki kişiyi anlatır olsa da; olayda mesnevi Poyraz vede Londra'lı Susan'dan olma olan Karen Kimya üzerinden yazılıyor. Karen Kimya henüz 10 yaşında iken babası onu Afkanistan'lı bir dostu ile bırakıp gidiyor. Ve bir daha babasını ne görüyor nede haber alıyor. Karen Kimya yıllar sonra işi gereği bir otelin yangını çözmek için Konya'ya gidiyor. Ve orada onu o kadar enteresan günler bekliyor ki kimi zaman hangisi gerçek, hangisi hayal karıştırıyor... Ara ara rüyasına giren Şems Tebriz-i mi dersin; otelde çıkan bir yangın sonucu ölen kişilerin kaza sonucu değilde bir sabotaj sonucumu öldükleri; ve son olarak ise ettiklerini canı ile ödeyen iki kişinin ölümü mü dersiniz... Buna benzer kah gerilim yüklü, kah polisiye tarzı bu romanda zaman zaman meraklanacak. Zaman zaman gerilecek siniz. Ama hepisinden de önemlisi çok zevkle okuyacaksınız.
İsterseniz romanın tüm içeriğini anlatmayayım da okumayanlar varsa okurken en az benim kadar merak vede büyük bir sabırsızlık ile romanı okusun. Ben bu kitabı elime alınca ilk bölümü okuduğum andan beri elimden hiç düşürmedim. sürekli her fırsatta elime alıp okumak için resmen fırsatlar yarattım. Yazarın başrol kahramanı Karen Kimya yerine sanki kendim geçtim ve o olaylar olurken en az Karen Kimya kadar bende heyecanlandım ve sonucunu merakla bekledim...
Kitabı uykularımdan vede kendime ayırdığım zamanlardan fedakarlık vererek bir haftada okudum. :) O sebepten okumayanlara kesinlikle tavsiye ederim. Ben okumakta geç kalmışım ama sizler geç almayın hemen en yakın kitapçıdan bir tane alıp okuyun.
Bende okudum ve çok beğendim. Bu kitaptan sonra 4 kitabını daha okudum Ahmet Ümit in, tatilde ve seyahatte çok iyi gidiyor bu tür kitaplar
YanıtlaSil:) ya öylemi diğer kitaplarıda bu romanı kadar güzel mi? :) Bak şimdi daha çok merak ettim :))
SilElif Şafak'ın Aşk 'ından daha güzel bir kitap,mevlana şemse ilgi duymayı sağlıyor ve daha başarılı bence..Sonunu biraz eksik bulsam da gene de beğenmiştim.
YanıtlaSil:) Evet sonucu biraz daha güzel olarak bitirebilirdi ama ben böyle okuyucuya bırakılan yorumlu film vede kitapları da çok seviyorum..
Sil