Yalan söylemek; herhangi bir kişi, topluluk veya kuruma, yanıltmak amacı güdülerek yapılan rol veya doğru olmayan herhangi bir ifadedir.
Ünlü çocuk pedagogu Adem Güneş bir yazısında ise: ''Toplum içinde pembe yalanlar olarak nitelendirilen küçük çocukların söylediği yalanlar dahi; sürekli devam ederse yalan söyleme alışkanlığı devamını da getirir.'' Diye yazmış.
Büyük oğlumda görmediğim bazı davranışları küçük Oğlumda gördüğümü zaman zaman yazmıştım. Çünkü kardeş olmak demek diğerinin tıpkısı olmak demek değildi. Bunu artık zamanla çok iyi anlamıştım. Ancak özellikle bu sene küçük oğlum bize olmayan bazı olayları kafasından kurup, sanki gerçekten de öyle bir şey olmuş gibi anlatıyor.
Örnek verecek olursak: Abisinin öğretmeni ödevlerini yapmadığı ya da okul kurallarına uymadığı zaman o çocuklara eksi veriyor. Ödevlerini eksiksiz şekilde yaptığında, örnek davranışlar sergilediğinde ise artı veriyormuş. Okul dönüşünde Emir; ''anne bugün .... yaptım; öğretmen bana artı verdi. Yada .... yaptım; eksi verdi '' diye cümleler kurardı. Bir gün Efe de: 'anne sınıfta bende 5 artı 2 eksi aldım' dedi. Bende ilk olarak neden artı aldığını sordum.
- Anne, çünkü öğretmen bana öğrendiğimiz kelimeleri okuttu. Bende çok güzel okudum. O yüzden artı aldım dedi.
'' Peki neden eksi aldın?''
- Eksi aldım. Çünkü derste canım sıkıldı ayağa kalkıp, sınıfın içinde gezindim. Ve arkadaşlarım ile konuştum. onun için aldım dedi.
Bu konuşmadan sonra sürekli her akşam ''anne .. kadar eksi; ...kadar artı aldım'' demeye devam etti. İşin garip tarafı ise; ona hiçbir zaman ne artı aldı diye ödül verdim. Nede eksi aldı diye ceza verdim. O bana bu şekilde her söylediğinde ''yaaa öyle mi? Neden diye sorar'' sonra o konuyu orada kapatırım.
Bir hafta sonra bana: 'Anne ben 1. sınıfa gidiyorum. Bizim sınıfta artı\eksi olmaz' dedi. Ben ilk başta anlamadım: ''Nasıl yani sen bir haftadır sürekli bana anne .....artı aldım, .....eksi aldım'' diyordun. dediğimde; hemen bana ''sizi kandırdım'' dedi. Şaşırdım. Neden bu şekilde bir yalan söyleme isteği uyandırdı acaba diye düşünmeye başladım. Hatta olayı eşime de anlattım. Sonra ortak olarak aldığımız karara göre; o olayı hiç açmayacak, kapatacaktık. Öylede yaptık... Tabi ben çocuklarda yalan söyleme hakkında bir sürü yazılar okudum ve söyleşiler dinledim.
Aradan bir kaç gün sonra: Akşam üzeri okul çıkışı yanıma iki kolu da sıvamış şekilde geldi.
''Annem kollarını indir. Hava soğuk üşürsün'' dediğimde bana:
- Anne olmaz. öğretmen beni sınıfın en kaslısı seçti. Onun için o şekilde kalmasını istiyorum. Dedi.
Öyle deyince 'acaba sınıfta bilek güreşi mi yaptılar? Diye içimden geçirip; Öğretmenin neden onu sınıfın en kaslısı seçtiğini sorunca' Bana:
- Anne okulda f sınıfındaki bir arkadaşım ile kavga yaptım. Onun kafasına tekme attım. Öğretmen benim tekme attığımı görünce sınıfın en kaslısı seçti. Dedi. Öğretmenin öyle bir şey yapmayacağını bildiğim için. Yine bir yalan söyleme vak'ası ile karşı karşıya olduğumu anladım. Onun için ona ilk olarak neden sınıfın kaslısı olmayı istediğini sorduğumda bana:
-Anne çünkü bende abim gibi olacağım. Dedi.(Tabi burada abisi gibi olmaktan ziyade abisini geçmek istiyor belli)
Eyvah eyvah bizim ki kendisini abisi ile kıyaslayıp, onu geçme yolunda. Bunun içinde olmamış olayları kafasında kurup. Akşam üzeri; abisi ile onu okuldan alıp, eve dönerken; Bu olayları Abisi ile bana anlatıyor. Burada maksat bana anlatmaktan ziyade abisine duyurmak. ''Bak senin yapamadığın bazı şeyleri ben senden daha üstün yapıyorum'' maksadında söylenen sözler.
Bu anlaşılmadan sonra ikisini de karşıma çekip, herkesin yeteneğinin farklı farklı olduğunu örnekler vererek anlattım. Bakalım bundan sonra ne olacak? Yaşayarak göreceğiz. Umarım bu yalan söyleme krizini de bu şekilde kapatmış oluruz. ;(
Hoşça kalın.
Ünlü çocuk pedagogu Adem Güneş bir yazısında ise: ''Toplum içinde pembe yalanlar olarak nitelendirilen küçük çocukların söylediği yalanlar dahi; sürekli devam ederse yalan söyleme alışkanlığı devamını da getirir.'' Diye yazmış.
Büyük oğlumda görmediğim bazı davranışları küçük Oğlumda gördüğümü zaman zaman yazmıştım. Çünkü kardeş olmak demek diğerinin tıpkısı olmak demek değildi. Bunu artık zamanla çok iyi anlamıştım. Ancak özellikle bu sene küçük oğlum bize olmayan bazı olayları kafasından kurup, sanki gerçekten de öyle bir şey olmuş gibi anlatıyor.
Örnek verecek olursak: Abisinin öğretmeni ödevlerini yapmadığı ya da okul kurallarına uymadığı zaman o çocuklara eksi veriyor. Ödevlerini eksiksiz şekilde yaptığında, örnek davranışlar sergilediğinde ise artı veriyormuş. Okul dönüşünde Emir; ''anne bugün .... yaptım; öğretmen bana artı verdi. Yada .... yaptım; eksi verdi '' diye cümleler kurardı. Bir gün Efe de: 'anne sınıfta bende 5 artı 2 eksi aldım' dedi. Bende ilk olarak neden artı aldığını sordum.
- Anne, çünkü öğretmen bana öğrendiğimiz kelimeleri okuttu. Bende çok güzel okudum. O yüzden artı aldım dedi.
'' Peki neden eksi aldın?''
- Eksi aldım. Çünkü derste canım sıkıldı ayağa kalkıp, sınıfın içinde gezindim. Ve arkadaşlarım ile konuştum. onun için aldım dedi.
Öğretmeni ile Efe hakkında konuşurken de; öğretmeni Efe'nin okuma ve yazmada çok iyi olduğunu hiç bir problem olmadığını ancak; çok hareketli olduğu için sınıfta sürekli ayakta olduğunu sık sık telaffuz ediyordu. Onun için Efe'nin söylediklerinin yalan olacağı hiç aklımın ucuna dahi gelmemişti.
Bu konuşmadan sonra sürekli her akşam ''anne .. kadar eksi; ...kadar artı aldım'' demeye devam etti. İşin garip tarafı ise; ona hiçbir zaman ne artı aldı diye ödül verdim. Nede eksi aldı diye ceza verdim. O bana bu şekilde her söylediğinde ''yaaa öyle mi? Neden diye sorar'' sonra o konuyu orada kapatırım.
Bir hafta sonra bana: 'Anne ben 1. sınıfa gidiyorum. Bizim sınıfta artı\eksi olmaz' dedi. Ben ilk başta anlamadım: ''Nasıl yani sen bir haftadır sürekli bana anne .....artı aldım, .....eksi aldım'' diyordun. dediğimde; hemen bana ''sizi kandırdım'' dedi. Şaşırdım. Neden bu şekilde bir yalan söyleme isteği uyandırdı acaba diye düşünmeye başladım. Hatta olayı eşime de anlattım. Sonra ortak olarak aldığımız karara göre; o olayı hiç açmayacak, kapatacaktık. Öylede yaptık... Tabi ben çocuklarda yalan söyleme hakkında bir sürü yazılar okudum ve söyleşiler dinledim.
Aradan bir kaç gün sonra: Akşam üzeri okul çıkışı yanıma iki kolu da sıvamış şekilde geldi.
''Annem kollarını indir. Hava soğuk üşürsün'' dediğimde bana:
- Anne olmaz. öğretmen beni sınıfın en kaslısı seçti. Onun için o şekilde kalmasını istiyorum. Dedi.
Öyle deyince 'acaba sınıfta bilek güreşi mi yaptılar? Diye içimden geçirip; Öğretmenin neden onu sınıfın en kaslısı seçtiğini sorunca' Bana:
- Anne okulda f sınıfındaki bir arkadaşım ile kavga yaptım. Onun kafasına tekme attım. Öğretmen benim tekme attığımı görünce sınıfın en kaslısı seçti. Dedi. Öğretmenin öyle bir şey yapmayacağını bildiğim için. Yine bir yalan söyleme vak'ası ile karşı karşıya olduğumu anladım. Onun için ona ilk olarak neden sınıfın kaslısı olmayı istediğini sorduğumda bana:
-Anne çünkü bende abim gibi olacağım. Dedi.(Tabi burada abisi gibi olmaktan ziyade abisini geçmek istiyor belli)
Eyvah eyvah bizim ki kendisini abisi ile kıyaslayıp, onu geçme yolunda. Bunun içinde olmamış olayları kafasında kurup. Akşam üzeri; abisi ile onu okuldan alıp, eve dönerken; Bu olayları Abisi ile bana anlatıyor. Burada maksat bana anlatmaktan ziyade abisine duyurmak. ''Bak senin yapamadığın bazı şeyleri ben senden daha üstün yapıyorum'' maksadında söylenen sözler.
Bu anlaşılmadan sonra ikisini de karşıma çekip, herkesin yeteneğinin farklı farklı olduğunu örnekler vererek anlattım. Bakalım bundan sonra ne olacak? Yaşayarak göreceğiz. Umarım bu yalan söyleme krizini de bu şekilde kapatmış oluruz. ;(
Hoşça kalın.
dönem dönem bu oluyor sanırım çünkü hala çok küçükler hala hayal dünyaları çok hızlı işliyor tabii bu şekilde sürekli takip etmek gerekli oda ayrı bir konu :)
YanıtlaSilBizimkiler de öyle küçük abisi ne derse sanki kendi de yapmiş gibi anlatır maksat abisi gibi büyüdüğünü göstermek büyük de yalan Söyler ama beceremez hemen Güler ben de anlarım yalan demeyiz de kandırma deriz ;) bu zamanlar da geçecek
YanıtlaSil