Biz anneler; şefkatleri ve çocukları yerine tüm görevi üstlenmesi ile birlikte çocuklarımızı zehirliyoruz.
Evet zehirliyoruz.... Neden mi? Çünkü ilk çocuk sahibi olmanın verdiği heyecan, birde tabi tecrübesizlik ile kendimizi bir boşlukta hissediyor. Onlar için resmen hayatlarımızın işleyişini değiştirip, hayatımızın odak noktasına o çocuğu koyup; hayatımızı o şekilde yürütüyoruz. Peki ya sonra; çocuk ergenliğe doğru ağır adımlarla giderken ne oluyor? Bir dediğini iki etmeyen, onun hizmeti için adete çocuğun kölesi haline gelmiş bizlerin yetiştirdiği çocuk=sorumsuz bir çocuk oluyor çıkıyor.
Büyük oğlum aslında yaşıtlarına göre daha hassas ve ince düşünceli bir çocuk. Ama maalesef ki iş sorumluk almaya gelince sınıfta kalıyor. Sorumluk konusunda o kadar vurdun duymaz ve boş-vermiş halleri var ki; bazen beni çileden çıkartıyor. Tabi onun bu hallerini görünce koca çenem bir açılıyor, pir açılıyor. Bazen öyle abartılı söyleniyorum ki. kendimi durduramıyorum.(keşke o sırada biri benim başımı alıp duvara vursa da aklım başıma gelse) Yoksa diğer türlü kendimi frenleyemiyorum...
Oğluma sürekli okul saati yaklaşınca çantasını düzenleyip, okul formasını giymesini uyarmama rağmen, yapmayıp. Son dakika bana bırakması artık beni çok üzüyor. Olmuyor olmuyor... Bir yerde hata yaptım ama ne? Derken, karşıma: Eğer çocuğunuzun sorumsuz olmasını istiyorsanız bunları yapın? Diye bir yazı çıktı. Çocuğun sorumsuz olmasını kim ister ki?
1-Çocuğun yaptığı kabul edilmez davranışları sürekli hoşgörün: Hoş görmeyip de ne yapalım. sürekli cezalar mı verelim? O zamanda kötü diktatör anne olmuş olmaz mıyız? Üstelik şimdiki çocuklar akıllı; hata yapınca bakıyor, ben sinirlendim ona ceza vereceğim. Hemen boynunu büküp, suratına en masum tebessümünü koyup. benden özür diliyor. Gel de şimdi bu çocuğun hatasını hoş görme!...
2-Çocuğun hataların bedelini siz ödeyin: Bunu ben yapmıyorum ki toplum öyle yapıyor. Çocuk üzerini mi kirletti; hemen anneye bakıp: 'Çocuğu kirli tutuyor' diyorlar. Çocuk yemek yerken, yemeğini mi döktü; hemen: 'anne çocuğa yemek yemeyi iyi öğretmemiş'' diyorlar gibi... Çocuğun bir hatası ya da yanlışı olursa; hemen anne hatalı olarak o hata annenin üzerine yapışıyor.
3- Çocuğun adına yalan söyleyin: Şöyle bir düşündüm de şuanda hatırladığıma göre çocuğum adına hiçbir zaman yalan söylemedim. Eee ne olacak bak bunu da yapmadım. Ama çocuğum halen sorumsuz ne yapacağız?..
4- Hep mazeret üretin: Aslında mazeret değilde bazen kardeşi ile meşgul olduğum için onunla ilgilenemeyip, onun isteklerini ertelediğim oluyor. Ama buda mecburiyetten ikiye bölünecek değilim ya?
5-'Benim çocuğum hata yapmaz' deyin: Evet eskiden böyle bir iddiam vardı. Ama artık yok. Bu çocuk büyüdükçe huy değiştir ya!..
6-'Benim çocuğum zayıf olmaz' deyin: Bu maddeyi anlamadım mecazı anlamda mı; yoksa gerçek anlamda mı zayıf olmaz diye soruluyor? Herneyse ben iki türden de düşünerek cevaplayayım. Gerçek anlamda benim oğlum zayıf. (Hatta burada oğlumun zayıflığı ve bu yüzden gelen söylemler hakkında bir yazı yazmıştım.) Mecazı anlamda ise erkekler ağlamaz, güçlü olur diye toplum tarafından benimsenmiş hastalıklı düşünceyi yıkmak için oğluma: ''canın acıyınca ya da üzgün olunca kendini tutma ağla'' derim. Çünkü bana göre ağlamakta en az gülmek kadar olağan ve güzel bir duygudur. (Bak buda tutmadı. Ama halen sorumsuz...Naber!...)
7- Çocuğun ödevini siz yapın: Çocuğun ödevini ben yapmıyorum. Ama başında ben olmasam da çocuk doğru düzgün ödev yapmıyor. Biraz daha açmak gerekirse; oğlumun bir ödevi var diyelim. Ben o sırada onun başında oturup, ona bakmıyorum başka bir şeyle meşgulüm diyelim. O sırada oğlum o ödevi biran önce bitsin diye yalan yanlış yapıp hemen çantasına kaldırıyor. Ama başında ben olursam o zaman oturup özenerek, ödevini yapıyor.
Gibi...
Maddeler ve yazan yazıları da okuduğumda da yukarıda da yazdığım gibi ben bu çocuğun üzerine fazla düşüp, korumacı bir anne olmuşum. Çocuğum ayakkabısını mı giyecek onun yorulmasına gönlüm razı gelmeyip, hemen ben giydirdim. Çocuk oyuncaklarını toplamadan uyumak mı istiyor; uykusu açılmasın ve yorulmasın diye ''tamam bu seferlik ben toplarım'' diye cümle kurup, onun yerine ben topladım....
Aslında tüm hata bende. Ama yinede kendimi tutamayıp, oğluma kızıyorum. Halbuki oğlumun bana kızması lazımken... :(
Hoşça kalın.
Bana Ulaşabileceğiniz Diğer Sosyal Hesaplarım
Evet zehirliyoruz.... Neden mi? Çünkü ilk çocuk sahibi olmanın verdiği heyecan, birde tabi tecrübesizlik ile kendimizi bir boşlukta hissediyor. Onlar için resmen hayatlarımızın işleyişini değiştirip, hayatımızın odak noktasına o çocuğu koyup; hayatımızı o şekilde yürütüyoruz. Peki ya sonra; çocuk ergenliğe doğru ağır adımlarla giderken ne oluyor? Bir dediğini iki etmeyen, onun hizmeti için adete çocuğun kölesi haline gelmiş bizlerin yetiştirdiği çocuk=sorumsuz bir çocuk oluyor çıkıyor.
Büyük oğlum aslında yaşıtlarına göre daha hassas ve ince düşünceli bir çocuk. Ama maalesef ki iş sorumluk almaya gelince sınıfta kalıyor. Sorumluk konusunda o kadar vurdun duymaz ve boş-vermiş halleri var ki; bazen beni çileden çıkartıyor. Tabi onun bu hallerini görünce koca çenem bir açılıyor, pir açılıyor. Bazen öyle abartılı söyleniyorum ki. kendimi durduramıyorum.(keşke o sırada biri benim başımı alıp duvara vursa da aklım başıma gelse) Yoksa diğer türlü kendimi frenleyemiyorum...
Oğluma sürekli okul saati yaklaşınca çantasını düzenleyip, okul formasını giymesini uyarmama rağmen, yapmayıp. Son dakika bana bırakması artık beni çok üzüyor. Olmuyor olmuyor... Bir yerde hata yaptım ama ne? Derken, karşıma: Eğer çocuğunuzun sorumsuz olmasını istiyorsanız bunları yapın? Diye bir yazı çıktı. Çocuğun sorumsuz olmasını kim ister ki?
1-Çocuğun yaptığı kabul edilmez davranışları sürekli hoşgörün: Hoş görmeyip de ne yapalım. sürekli cezalar mı verelim? O zamanda kötü diktatör anne olmuş olmaz mıyız? Üstelik şimdiki çocuklar akıllı; hata yapınca bakıyor, ben sinirlendim ona ceza vereceğim. Hemen boynunu büküp, suratına en masum tebessümünü koyup. benden özür diliyor. Gel de şimdi bu çocuğun hatasını hoş görme!...
2-Çocuğun hataların bedelini siz ödeyin: Bunu ben yapmıyorum ki toplum öyle yapıyor. Çocuk üzerini mi kirletti; hemen anneye bakıp: 'Çocuğu kirli tutuyor' diyorlar. Çocuk yemek yerken, yemeğini mi döktü; hemen: 'anne çocuğa yemek yemeyi iyi öğretmemiş'' diyorlar gibi... Çocuğun bir hatası ya da yanlışı olursa; hemen anne hatalı olarak o hata annenin üzerine yapışıyor.
3- Çocuğun adına yalan söyleyin: Şöyle bir düşündüm de şuanda hatırladığıma göre çocuğum adına hiçbir zaman yalan söylemedim. Eee ne olacak bak bunu da yapmadım. Ama çocuğum halen sorumsuz ne yapacağız?..
4- Hep mazeret üretin: Aslında mazeret değilde bazen kardeşi ile meşgul olduğum için onunla ilgilenemeyip, onun isteklerini ertelediğim oluyor. Ama buda mecburiyetten ikiye bölünecek değilim ya?
5-'Benim çocuğum hata yapmaz' deyin: Evet eskiden böyle bir iddiam vardı. Ama artık yok. Bu çocuk büyüdükçe huy değiştir ya!..
6-'Benim çocuğum zayıf olmaz' deyin: Bu maddeyi anlamadım mecazı anlamda mı; yoksa gerçek anlamda mı zayıf olmaz diye soruluyor? Herneyse ben iki türden de düşünerek cevaplayayım. Gerçek anlamda benim oğlum zayıf. (Hatta burada oğlumun zayıflığı ve bu yüzden gelen söylemler hakkında bir yazı yazmıştım.) Mecazı anlamda ise erkekler ağlamaz, güçlü olur diye toplum tarafından benimsenmiş hastalıklı düşünceyi yıkmak için oğluma: ''canın acıyınca ya da üzgün olunca kendini tutma ağla'' derim. Çünkü bana göre ağlamakta en az gülmek kadar olağan ve güzel bir duygudur. (Bak buda tutmadı. Ama halen sorumsuz...Naber!...)
7- Çocuğun ödevini siz yapın: Çocuğun ödevini ben yapmıyorum. Ama başında ben olmasam da çocuk doğru düzgün ödev yapmıyor. Biraz daha açmak gerekirse; oğlumun bir ödevi var diyelim. Ben o sırada onun başında oturup, ona bakmıyorum başka bir şeyle meşgulüm diyelim. O sırada oğlum o ödevi biran önce bitsin diye yalan yanlış yapıp hemen çantasına kaldırıyor. Ama başında ben olursam o zaman oturup özenerek, ödevini yapıyor.
Gibi...
Maddeler ve yazan yazıları da okuduğumda da yukarıda da yazdığım gibi ben bu çocuğun üzerine fazla düşüp, korumacı bir anne olmuşum. Çocuğum ayakkabısını mı giyecek onun yorulmasına gönlüm razı gelmeyip, hemen ben giydirdim. Çocuk oyuncaklarını toplamadan uyumak mı istiyor; uykusu açılmasın ve yorulmasın diye ''tamam bu seferlik ben toplarım'' diye cümle kurup, onun yerine ben topladım....
Aslında tüm hata bende. Ama yinede kendimi tutamayıp, oğluma kızıyorum. Halbuki oğlumun bana kızması lazımken... :(
Bana Ulaşabileceğiniz Diğer Sosyal Hesaplarım
annelerin bu vicdan muhasebesi asla bitmez :) ödev konusunda bizde oyle yapıyorduk basında oturuyordum taa ki öğretmeni bırakın yanlış yapsın başında durmayın ben yanlıslarını gormek istiyorum deyince bıraktım kendi haline şimdi yanlısta yapsa doğruda yapsa öğretmen ile muhatap oluyor pek iyi oldu :)
YanıtlaSilSizin öğretmen iyiymiş. Bizim öğretmen 'çocukların ödevlerini kontrol edin'diyor. Zaten yukarıda da yazdığım gibi ben kontrol etmesem de ödevi yalan yanlış yapıyor. :(
Sil