Yazar: Ayşe Kulin
Sayfa Sayısı: 510
Yayın Evi: Everest yayınları
Füreya Osmanlı paşalarından biri olan Şakir paşa torunu. Çocukluk yıllarında Osmanlı dönemine, gençlik yıllarında ise Cumhuriyet döneminde yaşamış. Ancak Cumhuriyete geçişte hiç zorlanma olmadan hemen geçen bir Cumhuriyet kadını...
Kitaba ilk başlarken Füreya'nın hastahane yatağında yatarken hayatını düşünüp, sanki hayatı gözlerinin önünden bir film şeridi gibi geçiyormuş uyarlaması şekilde başlıyor.
Hasta hanede yaşadığı olayları düşünüp, kendi yorumluyormuş şekilde başlayan kitap; ilk çocukluk yıllarından\ genç kızlığı ve ilk platonik aşkı olan Atatürk ile ilk nasıl karşılaştığından\ ilk evliliği ve o evliliğinde gördüğü şiddet ve bu şiddet sonucu çocuğunu düşürmesinden\ Daha sonra sırf Atatürk'e daha yakın olmak için babasının ve Atatürk'ün silah arkadaşı olan Kılıç Ali ile evliliğinden\ Hayatı boyunca mücadele ettiği verem hastalığı ve bu hastalık sonucu İtalya'nın sanatoryumdan yatmasına kadar bir sürü olayları bizlere eğrisi ve doğrusu ile anlatıyor....
Füreya hataları ve yanlışlarına rağmen iyi bir eğitim görmüş, becerisi ve dili olan ve varlıklı bir aileden gelme bir kızmış. İlk 14 yaşlarında tanıştığı Atatürk, onun için hatıra defterine: ''Füreya Hanım büyüdüğünüzde çalışın ve memlekete yararlı olunuz'' yazısını hayatı boyunca hatırlamış ve bu yazı onun için hayat felsefesi olmuş.
Sanatoryum köşesinde tanıştığı seramiği hayatı boyunca evliliği ve hastalığını hiçe sayarak sarılmış. Bunun sonucu tabi bir sürü başarı ve ödüller almış bir seramik sanatçısı. Başarısı takdir edilen bir sanatçı olmasına rağmen, hiç bir şekilde tasvip etmediğim bir yaşam tarzı varmış.
Onun yerine biran kendimi koymak istedim; ama hayali dahi olsa o hayatı yaşamak beni kastı. Bence bu Dünyada etrafında seni seven bir ailen olmadan elde edilen başarı, başarı sayılmaz!...
Keyifli okumalar canım.
YanıtlaSilteşekkürler canım...
SilKeyifli okumalar ♥ paylaşımın için teşekkürler ♥
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim....
SilIyi okumalar, Ayşe kulinin sadece bir Kitabı'ndan bir bölüm okudum be cok ayrıntıya girmiyim sözcükleri süsleyip en olmadık saçmalıkları dramatize ediyordu okuduğum bölümde. Sonra bir kitabı hediye geldi ama hiç okuyasım gelmiyor. Zaman kaybı gibi geliyor. Bir yazar popülerse ve ticari maksatlarla yazdığını seviyorsam mesafe koyuyorum ona zaten ;) Aslında okuyup neden yazarı beğenmediğimi temellendirecek yelpazemi genişletmeliyim. Yanlış yapıyorum. Teşekkürler bu kitap yorumun için de
YanıtlaSilEvet düşüncesi bizlere göre ters olduğunu bende bu kitabını okuyunca anladım. Ama ben karşıt düşünceli insanların kitaplarını da okuyup, onları da bilip, ona göre yorumlamayı sevdiğim için okuyorum.
SilTasvip etmek yada tasvip etmemek...Edebi bir eseri yorumlarken en azından Türkçeyi doğru kullanmak ne kadar da şık olurdu halbuki...
YanıtlaSilBen hiçbir zaman bir edebiyatçı, yada yazar olduğumu iddia etmedim. Türkçeyi çok doğru kullandığımı da savunmuyorum. Burada sadece okuduğum bir romanın bende bıraktığı etkiyi yazan bir bloggerim. benim yazımda yanlış kelime yada cümle kullanılması kadar doğal bir şey yoktur. Bu arada her ne kadar beni yargılamak için yorum yazmış olsanız da; verdiğiniz bilgi için ben yinede teşekkür ederim. Hemen düzelttim...:)
Sil