Yaz tatili yaklaşınca çoğu anne ve baba bir yaz okulu arayışı içine girdi. Çocukların yaz tatillerini boş geçmemesi için... Biz eşimle birlikte hiç bir zaman öyle yaz okullarıdır, kurslardır çocuğumuzu gönderme taraftarı olmadık. Çünkü çocuğumun ilgi alanını biliyorum. Oğlum yabancı dil öğrenmek istemiyorsa ben neden durduk yere çocuğuma yabancı dil öğrensin diye kurslara yazdırıp, yabancı dili öğreteceğim diye; yabancı dilden nefret ettireyim ki. Zaten o ilerleyen yıllarda aklı başına geldikçe ihtiyaç duyarsa, kendi gitmek ister, bizde göndeririz.
Emir'in okulu tatil olunca oğlumu karşıma çekip: ''Yaz tatilinde ne yapmak istediğini sordum.'' Ben bu soruyu sorar sormaz ilk aldığım cevap ise ''futbol kursu'' oldu. Eve en yakın futbol kursuna gidip, konuşulduğunda orada ki kişiler; henüz yaşı küçük olduğunu ve çok zayıf olduğunu söylediler. Bu şekilde küçük yaşta giderse kendinden yaşça ve kiloca büyük olan çocuklar ile oynayıp, hevesi kırılmasın. Bir sene daha beklesin. Seneye yazdırın dediler. Tabi orada ki kişiler bunu oğluma öyle bir güzel anlattılar ki. Oğlum hemen orada 'tamam önümüzdeki seneye yazılacağım' diye kararını verdi.
Şimdi ise camimizde açılan; Kur'an ve süre öğreten kursa - Efe ile birlikte- gidiyor. Sabah 9.30 ile 10.00 arası başlayan kurs saat 12.00 de bitiyor. Böylece o camide yeni yeni arkadaşlar edinip, sosyal ortam içinde olduğu gibi yeni dini bilgiler öğrenip, heyecanlanıyor. Eve geldiğinde bize öyle güzel sorular sorup, dini hikayeler anlatıyor ki. Onun küçük hali ile bu derece güzel bilgiler öğretmesi beni çok mutlu ediyor. Üstelik bu Kur'an kursuna gittiği günden beri öyle eskisi gibi sık sık ''sıkıldım'' diyerek televizyon karşısına geçmek istemiyor. Çünkü sabah kalktığından öğlene kadar kursu var. Eve gelince ise öğrendiklerini bana anlatma, yemek yeme gibi şeylerle uğraşırken sıkılmaya zaman kalmıyor.
Şimdi bana çocukların bedensel ihtiyacı olan spor yapmak, bisiklete binmek ve yüzmek gibi faaliyeteler de yapmalı, ihtiyaçları var derseniz de... Sizlere cevabım. Oğlum yüzmekten hiç bir zaman hoşlanmadı. Ne zaman deniz ve hamama gitsek hep üfleye püfleye gitmek zorunda kaldı. Spor ve bisiklet sürme olayına da gelince Kur'an kursundan sonra eve gelip, önce benimle konuşup, yemek yedikten sonra; çok sevdiği futbolu, sitemizin önünde olan futbol oynama alanında kendi yaşıt arkadaşları ile oynuyor... Böylece kuzum arkadaşları ile birlikte oyunlar oynayarak sosyal olduğu kadar bedensel ihtiyacını da karşılayıp, bol bol spor yapıyor. Bisiklet binme işini ise hafta sonu ailecek gittiğimiz açık hava alanlarında kardeşi ile birlikte bol bol bisiklet sürüyor...
Bence çocukların bedensel ihtiyaçları kadar ruhsal ihtiyaçları vardır. Ruhsal beslenme ise en güzeli dini öğrenmek ile başlar. Dini bilen ve hükümlerini yapan insanlar manevi huzura kavuşup, rahatı bulur. Bizde çocuklarımızda bu şekilde olmasını istiyoruz. Ve onun için emek harcıyoruz. İnşallah Allah emeğimizi boşa çıkarmaz da emeğimizin meyvelerini toplarız.
Çocuklara camiyi nasıl sevdirmeliyiz? Yazım için ise tık tık
Hoşça kalın...
Emir'in okulu tatil olunca oğlumu karşıma çekip: ''Yaz tatilinde ne yapmak istediğini sordum.'' Ben bu soruyu sorar sormaz ilk aldığım cevap ise ''futbol kursu'' oldu. Eve en yakın futbol kursuna gidip, konuşulduğunda orada ki kişiler; henüz yaşı küçük olduğunu ve çok zayıf olduğunu söylediler. Bu şekilde küçük yaşta giderse kendinden yaşça ve kiloca büyük olan çocuklar ile oynayıp, hevesi kırılmasın. Bir sene daha beklesin. Seneye yazdırın dediler. Tabi orada ki kişiler bunu oğluma öyle bir güzel anlattılar ki. Oğlum hemen orada 'tamam önümüzdeki seneye yazılacağım' diye kararını verdi.
Şimdi ise camimizde açılan; Kur'an ve süre öğreten kursa - Efe ile birlikte- gidiyor. Sabah 9.30 ile 10.00 arası başlayan kurs saat 12.00 de bitiyor. Böylece o camide yeni yeni arkadaşlar edinip, sosyal ortam içinde olduğu gibi yeni dini bilgiler öğrenip, heyecanlanıyor. Eve geldiğinde bize öyle güzel sorular sorup, dini hikayeler anlatıyor ki. Onun küçük hali ile bu derece güzel bilgiler öğretmesi beni çok mutlu ediyor. Üstelik bu Kur'an kursuna gittiği günden beri öyle eskisi gibi sık sık ''sıkıldım'' diyerek televizyon karşısına geçmek istemiyor. Çünkü sabah kalktığından öğlene kadar kursu var. Eve gelince ise öğrendiklerini bana anlatma, yemek yeme gibi şeylerle uğraşırken sıkılmaya zaman kalmıyor.
Şimdi bana çocukların bedensel ihtiyacı olan spor yapmak, bisiklete binmek ve yüzmek gibi faaliyeteler de yapmalı, ihtiyaçları var derseniz de... Sizlere cevabım. Oğlum yüzmekten hiç bir zaman hoşlanmadı. Ne zaman deniz ve hamama gitsek hep üfleye püfleye gitmek zorunda kaldı. Spor ve bisiklet sürme olayına da gelince Kur'an kursundan sonra eve gelip, önce benimle konuşup, yemek yedikten sonra; çok sevdiği futbolu, sitemizin önünde olan futbol oynama alanında kendi yaşıt arkadaşları ile oynuyor... Böylece kuzum arkadaşları ile birlikte oyunlar oynayarak sosyal olduğu kadar bedensel ihtiyacını da karşılayıp, bol bol spor yapıyor. Bisiklet binme işini ise hafta sonu ailecek gittiğimiz açık hava alanlarında kardeşi ile birlikte bol bol bisiklet sürüyor...
Bence çocukların bedensel ihtiyaçları kadar ruhsal ihtiyaçları vardır. Ruhsal beslenme ise en güzeli dini öğrenmek ile başlar. Dini bilen ve hükümlerini yapan insanlar manevi huzura kavuşup, rahatı bulur. Bizde çocuklarımızda bu şekilde olmasını istiyoruz. Ve onun için emek harcıyoruz. İnşallah Allah emeğimizi boşa çıkarmaz da emeğimizin meyvelerini toplarız.
Çocuklara camiyi nasıl sevdirmeliyiz? Yazım için ise tık tık
Hoşça kalın...
Ne öğreniliyorsa, çocuklukta öğreniliyor. İyi ki annem, babam küçük yaşta beni yaz tatillerinde camiye göndermişler. Hem arkadaşlıklarım oldu, hem dini bilgileri ve Kuran-ı Kerim'i öğrendim. O zaman ki hızlı öğrendiğim kadar, daha sonra ezberleyemedim diğer duaları. Öğleden sonraları da oyunlar oynuyordum, geziyordum, denize gidiyordum. Okuldaki Eğitim, oyun, spor, dini eğitim, bunların hepsi gerekli, önceliğine göre uygun zamanlara bölerek çocuğa sunmak çok önemli bence.
YanıtlaSilBende yukarıda aynı şeyleri düşündüğümü belirtim zaten :)
Silsevgiler İstanbul Hanımefendisi...
Bu sene çok istedim ama ne dediysem kabul etmedi kuran kursuna gitmek istemiyorum dedi zorlamamak adına ısrar etmiyorum artık şimdilik futbol ile idare ediyor fikirlerini almak zorlamamak her konuda onemli gercekten.
YanıtlaSilçocukları cami ve Kur'an Kursuna sevdirmekte bence biz büyüklerin işi. Bizim bu seneki hocamız çocuklar her camiye geldiklerinde bir artı işareti veriyor. Kurs bitiminde de aldıkları artıya göre hediye verecek. Çocuklar ilk başlarda bu hediyelere tav olup gitmeye başladılar. Ama şimdilerde ise mecburi olarak bayram sonuna kadar verecekleri ara için üzülüyorlar...
SilOğlunuz kaç yaşındaydı ?? Benim oğlum 6 yaşında ve bende istiyorum şimdiden gidip , öğrenmesini...
YanıtlaSilBenim büyük oğlum 9 yaşında, küçük oğlum ise 6 yaşında bence tam yaşı gönderin. Ben kendim Efeye Kur'an-ı Kerimi bu sene öğrettim. Hatta burada da paylaşmıştım http://bakimlianneler3.blogspot.com/2015/02/efenin-kuran-i-kerime-gecme-toreni.html
Silne güzel Allah yardımcınız olsun.
YanıtlaSilbende zaten öyle düşünüyorum. Benim çocuklarımın ikisi de zaten Kur'an-ı Kerim biliyor. Ama ben onların arkadaşları ile birlikte hocalarından dinimizi öğrenmelerini istiyorum. Böylece bizden duyduklarını oradan da öğrenince dini bilgileri kafalarında pekişiyor. Onlarla dini konular hakkında karşılıklı konuşmak gerçekten de çok zevkli. Allah tüm çocukların dini bilgilerini öğrenmelerini nasip etsin...
YanıtlaSil