4 Mart 2015 Çarşamba

BİR KLASİK ANNE KÜL KEDİSİ HİKAYESİ

Bizim evde hasta olan kişiler pohpohlanır \her istediği yerine getirilir\ o günlerde sevdikleri yemekler pişirilir... Yani anlayacağınız hayat onun etrafında dönmeye başlar... Babamız vede kara kuzumuz bu kış mevsiminde en az 3 er kez hastalanınca, onlara hizmet etmek Efe ile bana düştüğü için doğal olarak bizde -bilakis Efe- onlara imrenmeye başladık... :)

Efe sürekli ''anne\baba ateşim mi var?'' diyerek evde dolaşmaya başladı. Ayağında çorapsız gezerken ''aman oğlum hasta olursun'' dediğimizde. '' Ben hasta olmak istiyorum ki'' diye cevap vermeler başlayınca, bende onunla uğraşırken. Birde baktım ki 1 Mart günü uyandığımda; boğazımda bir yanma ve vücudumda çok kötü bir halsizlik ile uyandım.

Zar zor ayağa kalkıp kendimi bırakmamaya çalıştım. Çünkü biliyorum ki hastalık birazda psikolojik, kendini ne kadar çok hasta hissedersen o kadar çok hasta olursun. Bende bu mantıkla kendimi çok iyi hissetmeye çalışıyorum ki hastalanmadan paçayı kurtarabileyim diye..

Ailecek güzel bir kahvaltı yaptık daha sonra mutfağı kaldır derken ben iyiden iyiye vücuttan düşmeye halsiz kalmaya başladım. Hatta birde üşüme tuttu ki dişlerim takır takır birbirine vurmaya başlayınca. Ev halkı halimi görünce hemen beni yatırıp üzerimi örttüler, sonra özel yastıklar getirmeler, ilaçlar getirmeler, meyve suları sıkmalar, gelip gelip ellerinin tersi ile özellikle minik ellerin aklı sıra ateşime bakmaları... Çok hoştu... :)

Bir müddet sonra içtiğim antibiyotiğin de etki ile yattığım yerde sızmış kalmışım. Sonra kalktım evde bir sessizlik hakim. Önce bir 'ne oluyor, hainler beni bırakıp dışarıya mı çıktılar?' diyerek bir tırstım. Ama daha sonra sesleri duydum ki, evin erkekleri normalde -hiç alışa gelmedik bir durum olan- mutfakta yemek hazırlamaktalar. Sessizce mutfağın kapısından onları bir izledim ki. Bizimkiler kendilerini öyle bir kaptırmışlar ki beni dahi fark etmediler. Onların o hallerini bozmamak için tekrar (suratım da kocaman bir gülümseme ile) sessizce odama geçip yattım. Aradan bir yarım saat sonra mutfaktan güzel kokularda gelmeye başlayınca midem guruldamaya başladı. Allah dan daha fazla bekletmeden hemen küçük kuzu benim yanıma gelip. Uyur numarası yapan bana :
-Anne hadi kalk biz sana süprüz(sürpriz) hazırladık. Dedi...
Ben sanki hiç haberim yok muş gibi:
-Ne sürprizi, ne oldu, saat kaç diyerek kalktım. Sonra mutfağa gittiğimde gördüm ki.

Amannn Allah'ım o sofrada ne öyle gayet düzgün yerli yerinde bir sofra hazırlamışlar. Hatta peçeteyi dahi benim yaptığım gibi katlayıp çatal ve kaşıkları peçetenin içine koymuşlar...

Ben bir sevindim, sevindim ki... Hastalığımı dahi unuttum...

Hep birlikte menüsü yoğurt çorbası, salçalı makarna vede puding olan yemekleri yedik daha sonrada sofrayı hiç kaldırmak ile uğraşmayıp, kalkıp salona üstüme battaniye örtüp uzandım. 

Hemen mutfak çocuklar ile birlikte toplanıp, bulaşıklar makineye dizildi, sonra güzel demli bir çay yapılıp önüme konuldu... 
-Ohhhh bende ki keyif kimse de yoktu, sen sanırsın o anda kül kedisine sihirli bir sopa değmiş de kül kedisi bir  prensese dönüşmüş gibi  :)

Benim sevdiğim romantik komedi filmi hiç kimse tarafından itiraz edilmeden, izlendi. Hatta öyle ki babamız mutfağa gidip film için mısır dahi patlattı. Siz düşünün artık bende ki sevinci, böyle bir anda insanın canını hiç o ağrılar yakabilir mi? Vallahi sizi bilmem ama o an benim canımı HİÇ yakmadı :D

Her güzel günün bir sonu olduğu gibi o günde bitti. Tıp ki kül kedisi masalında ki gibi saat 12'ye vurdu... Yattık... :(

Sabah ise, telefonun alarm sesi ile kalktığımda birde baktım ki benim her şey kabağa çok dan dönüşmüş...  Kocişko mutfakta kahvaltı yapıp masanın üzerinde bırakıp, sağda solda pijama ve çoraplarını bırakarak gitmiş.

Önce bir kahvaltı hazırlamak, sonra Emir'i kaldırıp onu giydirip, kahvaltı yaptırmak daha sonrada bende hazırlanıp onu satranç kursuna bırakmam gerekiyor..... Bu şekilde yapılacaklar listesi uzar gider... Peki ya benim halim, dün sabah kalktığım halden iki kat daha bitkin vede yorgun halde idim....



Ev işi, antibiyotik, bitki çayı ve viks ile hayatım zar zor ağrılı vede acılı şekilde 2 gün devam ettikten sonra...

Allah'ıma binlerce kez şükürler olsun ki bugün çok daha iyi şekilde sabaha gözümü açtım...

Hoşça kalın...

4 yorum:

  1. Cok gecmis olsun, sukur iyisiniz. Hasta olan kisi evin hanimi olunca evde hersey durur artik, tabiki yardim edecek bir es ve cocuklar olmazsa ;)) hastaligi psikolojiye baglama konusunda bende senle ayni dusuncedeyim. Pozitif olmak gerek her halukarde :) Rabbim huzurunuzu daim etsin.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok teşekkür ederim. Evet iyiyim Allah'ıma binlerce kez şükürler olsun ki.
      Evet aynen öyle ev için anne her şey demek olduğu için öyle oluyor. Amin cümlemizin yuvasının huzurunu daim eder inşallah...

      Sil