8 Aralık 2017 Cuma

Miray Su 7 Aylık

Kusmuklu prensesim artık kusmukluluktan tamamen terfi etti. Bu ayda hemen hemen hiç kusmadı desem; yalan olmaz. Ancak salyada akmıyor. Buda demek oluyor ki. 'Dişlerimiz henüz çıkmak istemiyor!' Şimdilik ben kusmuklu prenses unvanını dişsiz prenses olarak değiştirdim. Bakalım benim dişsiz prensesimin ne zaman dişi çıkacak? Göreceğiz...

Kızım 7 ayının içinde. Hatta 10 gün sonra 8. ayına girecek. Bu aylık yazılarını artık mahsus böyle geç yazıyorum. Çünkü böylece 7 ayın içinde neler yaptığını tamamen yaşamış oluyor. Sonrada buraya aktarmış oluyorum.

Miray Su 7 Aylık

Kızım 7. ayına girince dişi çıkar diye ümit ettiğim için diş konseptli bir bebek çekimi yapmıştım. Ancak bu diş çıkması başka aylara kaldı, bizim dişsiz prensesin.

Bu ayda kızım öyle bir hareketlendi ki kaşla göz arasında hemen kafasını ya yere vuruyor. Yada kanepe ve karyola gibi yüksek yerdeyse yere düşüyor. İki defa karyoladan düştü. 😢 Gerçi o sebepten babası ile kavga ettik. Beyefendi düşürdüm diye kızıyor. Ama akşam yemekten sonra sofrayı toplayıp, bulaşıkları yıkayana kadar tutmaya dahi dayanamayıp; sürekli... ''İşin daha bitmedi mi? Annesi; artık al. Kıpır kıpır bu durmuyor. Daha fazla bakamayacağım'' diye bir yarım saat dahi bakamıyor.'' 😒
Halbuki tüm gün onunla benim ilgilendiğimi düşünüp, bu tarz kazaların olabileceğini anlaması gerekiyor. Ama nerdeee! Onda o empati kurma yeteneği. (Bu ufak bir yakınmada burda dursun. İlerleyen yıllarda okursam o zaman hatırlayıp,  halimize güleyim. )

Kızım emeklemeyi öyle bildiğimiz gibi elleri ve dizleri üstünde şeklinde değilde; asker sürünmesi gibi sürünerek yapıyor. Hatta bu ayda o sürünerek gitme olayını bayağı ilerletti. Hızlı hızlı bir sürünmesi var ki; harika! Birde elleri yerde diz kapaklarını kaldırarak kalkmaya çalışmasını gördükçe hemen yürüyecek sanıyoruz. Ve hemen: ''Kızım sırasını şaşma. Önce emeklemen lazım.'' diyerek gülüyoruz.

Müzik dinlemekten halen çok hoşlanıyor. Hatta 'erik dalı gevrektir' diye bir oyun havası var ki. Onu duyunca hemen çığlıklar atarak gülüyor. Babası onun o haline: '' Ankaralı sonradan olunmaz. Doğulur. Kızım Ankara'lı olduğunu nasıl belli ediyor, bak'' diyor. :) Eee nede olsa kimin kızı...

Kendi başına oturmayı bu ay daha ilerletti. Ancak dişsiz prenses, öyle hareketsiz uzun süre oturmaktan hoşlanmadığı için hemen kendini yana atıp, sürünmeye uğraşıyor.

Ek gıdayı sadece bir öğün veriyorum. Sabah ve akşam öğünlerinde ise bizim yediğimiz yemeğin suyundan ve yumuşak yerlerinden tadarak, bize eşlik ediyor. Ancak bu yeme şekli doyumluktan ziyade tadımlık şeklinde. Yine sık sık emziriyorum. Anne sütünün yerini halen hiçbir şey tutmaz.
Dişleri olmadığı için yediği yiyecekler genellikle çorba yada meyve püreleri. Hazır gıdalardan hiçbir şey vermiyorum. Sadece geçen hafta bebe bisküvisi almıştım. Ondan eline arada bir iki kez verdim. Çok sevdi... Ama adı üstünde ambalajlı ürün olduğu için çok faydalı olmaz diye düşündüğüm için sık sık vermiyorum. Onun yerine kendi yaptığım bisküvi, kurabiye, kek ve poğaçalardan eline vermeye çalışıyorum. Gerçi eline verince üstünü ve etrafını pisletiyor. Verdiğim yiyeceğin yarısı midesine giderken yarısı etrafa saçılıyor. Ama olsun. Tek yesinde ben temizlemeye razıyım. Zaten halen en büyük hobim onu süslemek olduğu için, zevkle üstünü değiştiriyorum.

Miray Su 7 Aylık


Saniyeler dakikaları; dakikalar saatleri; saatler ise günleri; hatta günlerde ayları kovalaraken benim dişsiz prenses artık iyice büyüyor. Avucumum içindeki meleğim artık bebeklikten çıkıp, çocuk olmaya iyice yaklaştı. Peki bu durumdan mutsuz muyum? Diye sorarsanızda; hemi evet. Hemide hayır derim. Yani anlayacağınız farklı, tarifi imkansız duygular yaşıyorum!...

4 yorum:

  1. Maşallah kuzucuğa...Benim sevgili eşimde aynen öyleydi rahatını bozmaya hiç gelemez... hayır teyze hala anane olsa azıcık kucaklarına verseydim bende bu kadar zorlanmazdım büyütürken kimse olmayınca çok zor..evlat da olsa azıcık bakılsın biraz rahatlayayım diyorsun yoksa Rabbime bin şükür verdiği için ama eş en büyük yardımcı olmalı

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. kesinlikle öyle Şebnem. Eş en büyük yardımcı olmalı. Ama maalesefki bazı eşler bizimkiler gibi rahatlarına düşkün oldukları için öyle ince düşünüp, anneyi dinlendirelim kaygısı taşımıyorlar :(
      Evet bazen çok yoruluyoruz. Ama seninde yazdığın gibi Rabbime binlerce kez şükürler olsun ki. Böyle pırlanta gibi evlatları bizlere verdiği için. Nede olsa gülü seven dikenine katlanmalı.... :)

      Sil